Etkinlikler

VIII. TÜRKİYE ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ TEKNİK KONGRESİ

12.01.2015 16.01.2015 ANKARA
Genel Bilgiler
Türkiye Ziraat Mühendisliği 8. Teknik Kongresi’ni 12-16 Ocak 2015 tarihlerinde gerçekleştiriyoruz. İlki 1965 yılında yapılan Teknik Kongremiz, sırasıyla 1970, 1990, 1995, 2000, 2005 ve 2010 yıllarında düzenlenmiştir. Tarım sektörünün ekonomik, sosyal, politik tüm yönleriyle irdelenerek, sorunların saptandığı ve çözüm önerilerinin belirlendiği Kongrelerde, sektörün geleceği için yol haritası da çizilmektedir. Kongre katılımcıları uzmanlar, akademisyenler, tarımın paydaşları son 5 yılda yaşanan gelişmeleri büyüteç altına alıp sektörün bütününü değerlendirirken, aslında bir anlamda tarımın içinde bulunduğu durumu da gözler önüne sermektedir. İnsanoğlunu doyuran ve giydiren tarım sektörü, sosyo-ekonomik ve ekonomi-politik önemi ile toplumların dolayısıyla ülkelerin geleceğinde belirleyici rol oynayan stratejik bir sektördür. İşte Teknik Kongremizin bu denli önemli bir sektörün açmazları ve çözümlerini saptayarak, daha çok üretim, adil dağıtım, kırsalda refah ve daha gelişmiş bir Türkiye hedefine ulaşılması için, katkı sağlayacağına inanıyoruz. 8 inci Teknik Kongre 2010-2014 yıllarını kapsamaktadır. 2002 Kasım ayından bu yana tek parti iktidarı olarak işbaşında bulunan AKP’nin icraat dönemine rastlayan bu yıllar, ne yazık ki tarım için hükümet üyelerinin iddia ettiği kadar “parlak (!)” bir dönem olamamıştır. Gerek Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı, gerekse kabine üyelerine göre Türkiye şu anda dünyanın 7 nci, Avrupa Birliği’nin 1 nci büyük tarım ekonomisine sahip bir ülkedir. Son 10 yılda 3 milyon hektar tarım arazisi terk edilen, tarım nüfusu 2,5 milyon azalan, çiftçisi haciz ve icra kıskacına düşen ve ithalatta rekor üzerine rekor kıran bir ülke nasıl olur da dünyanın 7 nci, Avrupa Birliği’nin 1 nci büyük tarım ekonomisine sahip olabilir? Burada yaman bir çelişki söz konusudur. Son 12 yıl boyunca uygulanan politikalar çiftçimizi üretemez hale getirmiş ve ektikçe zarar eden çiftçimiz Belçika büyüklüğünde bir alanı boş bırakmıştır. Türkiye geleneksel ürünlerimiz olan buğdayda, nohutta, pamukta bile ithalatçı duruma düşmüştür. Bir zamanlar bütün Ortadoğu’ya canlı hayvan ve et satan ülkemiz, son dört yılda 3,5 milyon baştan fazla hayvan ithal etmek zorunda kalmıştır. Son 12 yılda tarıma verilen destek toplamı 59 milyar lira iken, tarım ve gıda ithalatına 267 milyar lira harcanmıştır. Dünyada tarım desteğinin 4,5 katını ithalata savuran başka ülke yoktur. Makroekonomi açısından dünyada 18 nci sırada olan Türkiye, Birleşmiş Milletler insani gelişme endeksi yani tabana dayalı kalkınma göstergeleri açısından 69 ncu sıradadır. Büyüme ile kalkınma göstergeleri arasında 4 katlık fark vardır. Türkiye, nüfusunun %25-%49’u yetersiz beslenen ülkeler arasında yer almaktadır. TÜİK’in 2012 rakamlarına göre de nüfusun %16’sından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Yani sadece kâğıt üzerinde kalan büyüme göstergeleriyle ülke refahı maalesef artmamaktadır. Türkiye’de son 10 yılda çeltik, mısır ve ayçiçeği dışında hemen hemen tüm temel tarım ürünlerinin üretimi geriye doğru gitmiştir. 2014 yılında yaşanan kuraklık, ardından don ve dolu felaketleri tarımsal üretimin daha da düşmesine neden olmuştur. 2014’ün sadece 10 aylık döneminde 3,9 milyon ton buğday ithal edilerek, karşılığında 1,2 milyar dolar ödenmiştir. Türkiye toprak ve su kaynaklarını yanlış kullanmakta, yüksek girdi maliyetlerinin altında ezilen üretici desteklenmezken, milyarlarca dolarlık kaynak ithalat yoluyla başka ülkelerin çiftçisine aktarılmaktadır. Geride bıraktığımız döneme; tarım arazileri, meralar, ormanlar ve zeytinliklerimizi tehdit eden uygulamalar damgasını vurmuştur. Hükümetin doğal varlıklar, su ve toprak kaynaklarını tahrip eden girişimlerini dava açarak engelleyen TMMOB ve bağlı meslek odaları da iktidarın hedefi haline gelmiştir. Meslek örgütlerini parçalayarak etkisizleştirecek ve bakanlıkların yönetimine bağlayarak işlevsizleştirecek yasal düzenlemelerle odaların bağımsızlığı ortadan kaldırılmak istenmektedir. TMMOB ve bağlı Odaları, kent içerisinde halkın yaşadığı sorunlara, doğal alanlardaki tahribatlara karşı mücadele etmekte, kamusal yarar ve değerleri korumak amacıyla yürütülen dava süreçlerinde öncü rol üstlenmektedir. Tüm baskılara karşın mühendis, mimar, şehir plancıları ve diğer meslek örgütleri; kamu yararı, meslek ve meslektaş haklarına yönelik mücadelesini sürdürecek, AKP gericiliği, piyasacılığı ve diktasına asla teslim olmayacaktır. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, bu ortamda emekten, bilimden, doğadan ve halktan yana tavrını, giderek gelişen bir örgütlülük yapısı ile kamuoyunun gündemine taşımaya devam edecektir. Bu öncelikli kamusal çalışma ve sorumluluk alanımızdır. Tarım sektörünün gelişimi için yeni ufuklar açacak Teknik Kongremiz de bu çalışmaların somut bir göstergesidir. Kongre çalışmalarını iki yılı aşkın bir süredir yürütmekte olan Bilim Kurulu üyeleri başta Prof. Dr. Melahat AVCI BİRSİN olmak üzere, sayın Prof. Dr. Ali TOKGÖZ, Prof. Dr. Aziz EKŞİ, Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK, Prof. Dr. Celalettin KOÇAK, Prof. Dr. Fatin CEDDEN, Prof. Dr. Filiz ERTUNÇ, Prof. Dr. Hijran YAVUZCAN, Prof. Dr. İlhami BAYRAMİN, Prof. Dr. Kamil SAÇILIK, Prof. Dr. M. Sait ADAK, Prof. Dr. Mevhibe ALBAYRAK ve Prof. Dr. Ruhsar YANMAZ hocalarımıza şükranlarımızı sunarız. Kongre hazırlıklarını özveriyle gerçekleştiren Yönetim Kurulu üyelerimiz ve başta Figen KURAL olmak üzere ODA çalışanlarımıza da teşekkür ederiz. 8.Teknik Kongrenin Türkiye tarımına, meslektaşlarımıza, üreticilerimize ve paydaşlarımıza yararlı olması dileğiyle…  
 
 
  
Tümü