KONTV-ANALİZ PROGRAMI

KONYA ŞUBE ( )
23.01.2014 (Son Güncelleme: 24.01.2014 11:48:28)

Şube Başkanımız Celil ÇALIŞ, KONTV’ de canlı yayından Analiz Programına konuk olarak katıldı.

Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanımız Celil ÇALIŞ, 23 Ocak 2013 Perşembe günü KONTV‘de Analiz Programına konuk oldu. Canlı yayınlanan programda Tuğba ÖZDİNÇ‘in, Konya Bölgesi‘nde yaşanan kuraklık hakkındaki sorularını cevapladı.

Konya Şube Başkanımız Celil ÇALIŞ şunları kaydetti;

Konya‘da 2.240.000 hektar tarım alanında fiili tarım uygulaması yapılmaktadır. Bu Alanlardan yaklaşık 540.000 hektarında yeraltı ve yerüstü suları ile sulu tarım yapılmaktadır. Nadas alanları ile birlikte 1.700.000 hektar tarım alanında iklime ve yağışa bağlı bir tarımsal üretim yapma zorunluluğu bulunmaktadır.  Sulu tarım alanlarında Şekerpancarı, ayçiçeği, mısır, patates, kurufasulye, havuç ekilişleri gerçekleştirilmekte, hububatta sulama sadece sulama imkanı olan alanlarda münavebede hububat ekilişi yapıldığında sulanmaktadır.

Tarla Bitkileri Ekilişi                                      : 1.480.000 ha.

Nadas Alanları                                               :   700.000 ha.

Meyve Bahçesi                                              :     40.000 ha.

Sebze Bahçesi                                                :     20.000 ha.

Konya çiftçisi yaklaşık 1.700.000 hektar alanda iklime ve yağış rejimine bağlı tarım yapmaya zorunlu olduğundan yıllık yaklaşık 700.000 hektar gibi bir alanı nadasa bırakmaktadır. Konya jeololik yapı itibarı ile kapalı havza konumunda olduğundan bölgenin kendi yağış havzası ve yerüstü su kaynaklarından başka su varlığından faydalanamamaktadır.

Konya Ülkemizin Buğday üretiminin %12‘sini, Arpa üretiminin %14‘ünü, Şekerpancarı üretiminin %35‘ini, Kuru Fasulye üretiminin %30‘unu, Havuç üretiminin %70‘ini gerçekleştirmektedir. Tarla bitkileri tohumluk üretiminin % 50‘sini gerçekleştirmektedir. Bölgemizde nemin az olması iklim şartlarının uygunluğu yüzünden tohumculuk sektörünü pozitif yönde etkilemekte, sahil bölgeleri ve Trakya ya göre daha az hastalık görüldüğü için ilaç uygulaması da az olmakta, tohumlukların dayanımı yüksek iyi tarım uygulaması şeklinde tohumluk üretilmektedir.

Konya tüm Türkiye de görülen ve endişe ile bakılan kuraklık konusunda en hassas bölge konumundadır. Zira sulu tarım alanları kısıtlı, bunun yanında Ülkemizin en az yağış alan bölgesi konumundadır. Konya da yağışların azlığından ziyade en önemli sorunlardan birisi vejatasyon süresinde yağışların dengeli dağılmamasıdır.

Konya dameteorolojik kuraklık şuan itibari ile kendisini hissettirmektedir. Uzun yıllar Eylül - Ocak döneminde 112,6 mm yağış düşmesine rağmen, 2012 Eylül- 2013 Ocak döneminde 166 mm olarak uzun yıllar ortalamasının üzerinde bir yağış alınmış ancak 2013 Eylül- 2014 Ocak döneminde 50 mm yağış düşmüştür.

Jeolojik kuraklık yeraltı sularında metrelerle ifade edilen çekilmelerle kendini zaten göstermiştir.

Bizim için önemli olan Tarımsal kuraklık henüz etkilememiş ancak bıçaksırtı duruma gelinmiştir. Cemreler düşüp doğa uyanmaya başlayana kadar alınacak kar veya yağmur yağışları, Konya tarımında hububatta etkili olacak çıkışını yapmış olan bitkilerin gelişimini, toprak altında çıkışını tamamlayamayan tohumların filizlenmesini sağlayacaktır. Arazi çalışmalarında aralık ayında gece gündüz eksi değerlerde seyreden havanın hububat ta korkulduğu kadar don etkisi yapmadığı görülmektedir. Bölgemizin bir diğer kritik yağışı Nisan 15- Mayıs 15 döneminde olacak yağışlarıdır Şu günlerde ve Nisan Mayıs döneminde düşecek yağışları bilinçli, toprak ve bitkinin ihtiyacına uygun gübreyle destekleyerek 2014 hasat döneminde kuraklık ve oluşturacağı düşünülen verim ve kalite kaybını azaltacaktır. 

Doğal kaynakları bozmadan, sürekli ve kaliteli bitkisel ürünler elde etmek için ekim nöbeti içerisinde baklagillere yer verilmesi gerekmektedir. Kuru tarım alanlarında nadasın daraltılması için nohut ve mercimek, sulu tarım alanlarında kuru fasulye yetiştirilmesi toprak verimliliği açısından da oldukça önemlidir.

Şu an sosyal kuraklığın etkisini yaşamaktayız, Konu ile ilgili Kurum Kuruluş ve yetkili kişiler sosyal kuraklığa körükle gitmemeli çözüm noktasında yapılabilecekleri tartışmalıdır.

Çiftçinin durumu şu an devesini arayan yörüğün durumudur, güvendiği birkaç dağ kalmıştır, eğer o dağların ardında da olmazsa seyredin o zaman ağıdı, Ancak güvenilen o dağların en büyüğü yaradan zül celal dir, İnşallah ihtiyaç duyulan yağışlar gelecektir, Kuraklık kendisini gösterecek olursa da Devlet Ana dır, Devlet Baba dır çiftçinin üreticinin yanında olmalıdır.

Su varlığı kıtsa, yağışlar yeterli değilse Konya sulu tarımı azaltsın veya çıksın demeye kimsenin hakkı yoktur.

Sosyal devlet özelliği ile insanların doğduğu yerde doyurulması adına gerekli yatırımlar yeterince yapılmalıdır.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı son yıllarda dillendirdiği ancak bir türlü adım atamadığı havza bazlı ürün destekleme modelini biran önce hayata geçirmelidir. Bunun yanında ürün gruplarına göre üretici birliklerinin kurulmasını sağlamalıdır.

Tarım Ülkesi olduğumuzu kabul ederek ekonomik kalkınma hamlemizi tarımdan başlatmalıyız. Bu kapsamda çiftçiliğin meslek haline getirilmesi konusunda üretici birliklerinin oluşturulması için yol gösterici ve destekleyici yönetmelik ve kanunları hayata geçirmeliyiz. Çiftçiliğin meslek haline getirilmesi gerekmektedir.

Günümüzde yağış azlığında düşen yağışları, mevcut kullanılabilir su kaynaklarını daha rantabıl kullanabilme adına, hem tarım teknolojisini hemde tarımsal altyapıyı yeniden rehabilite etmemiz gerekmektedir.

Sulanabilir tarım alanlarının sulanabilmesi için ekonomik olarak getirilebilir diğer havzalardaki fazla su varlığının KOP bölgesine aktarılması gerekmektedir. Bunun için yeterli kaynak sağlanmalıdır.

En kısa zamanda 5403 sayılı Toprak ve arazi kullanım kanununa göre zorunlu toplulaştırma yapılmalı, Toplulaştırmada bölgenin yağış rejimi ve bitki deseni de göz önüne alınarak bloklar arası mutlaka ağaçlandırılmalıdır. Ağaçlandırmanın yağış etkisi, erozyon kontrolü yanında esen rüzgarlarla nem azalmasını önlemesi ve Bölgemizde nisan sonu- mayıs başlarında esen hububatın döllenme döneminde olumsuz etkisi görülen esintinin önüne geçilecektir.

Okunma Sayısı: 365
Fotoğraf Galerisi