PAMUK RAPORU-2018
"Türkiye'de 1961 yılında 649 bin hektar, 2002 yılında 721.077 hektar alanda ekim yapılır iken 2017 yılında 501.853 hektar alan da ekim yapılmıştır. Ziraat Mühendisleri Odası olarak 2018 yılında pamuk ekim alanının 5.8-5.9 milyon dekar bandında, üretimimizin de 2.7-2.8 milyon ton civarında olacağını tahmin etmekteyiz."
Pamuk lifi ile tekstil sanayinin, çekirdeğinden elde edilen yağı ile bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve küspesi ile yem sanayinin, linteri ile kâğıt, mobilya ve selüloz sanayinin hammaddesini teşkil eden önemli bir endüstri bitkisidir. Pamuk bu geniş kullanım alanı, oluşturduğu katma değer ve istihdam olanakları ile ülkemiz ekonomisine büyük yararlar sağlayan önemli ve stratejik bir üründür. Bu özellikleri nedeniyle yetiştirilen yörelerin ve ülkelerin hem tarımının hem de sanayisinin gelişmesine olumlu katkılar sağlamaktadır.
Şekil-1 Pamuk ve Kullanım Alanları (Kaynak; http://www.tarispamuk.com.tr)
Dünya nüfusunun hızla artışı yanında, toplumların sosyo-ekonomik yapısının oluşturduğu isteklere bağlı olarak, Dünya’da pamuk üretiminde önemli değişmeler olmuştur. Avrupa’da tekstil endüstrisinde,18. yüzyıl sonlarında giyim amacıyla tüketilen lifler 1 milyon ton civarında iken, 20. yüzyılda artan talep ile 14 milyon tona çıkmıştır. Lif tüketiminde ki artışı yanında, kullanılan liflerin cinslerinde de değişiklikler olmuştur. 19. yüzyılda kullanılan liflerin % 78’ni yün, % 18’ini keten, % 4’ünü pamuk oluşturur iken, 20. yüzyılda pamuk liflerinin kullanım oranı % 74’e yükselmiş, yün % 20’ye, keten ise % 6’ya düşmüştür. Bu durum, pamuk liflerinin insan sağlığı yönünden diğer liflere oranla daha iyi özelliklere sahip olması yanında, özellikle, 1750 yılında, otomatik mekik; 1767 yılında, iplik eğirme makinası; 1786 yılında, makine ile çalışan dokuma tezgâhı; 1783 yılında, rollergin çırçır makinası; 1796 yılında, sawgin çırçır makinası; 1801 yılında, buhar makinasının endüstriye girmesi; başka bir deyişle pamuğun çırçırlanabilme ve işlenebilirliğinin kolaylaştırılması ile oluşmuştur.
Türkiye’nin Pamuk üretimi
Türkiye’de 1961 yılında 649 bin hektar, 2002 yılında 721.077 hektar alanda ekim yapılır iken 2017 yılında 501.853 hektar alan da ekim yapılmıştır. Ziraat Mühendisleri Odası olarak 2018 yılında pamuk ekim alanının 5.8-5.9 milyon dekar bandında, üretimimizin de 2.7-2.8 milyon ton civarında olacağını tahmin etmekteyiz.
Çizelge-1. Türkiye’de Pamuk ekim alanı-üretim-verim
Kaynak: FAOstat, *TÜİK, **ZMO Tahmini
Grafik-1 Pamuk Üretimimiz
Çizelge-2. Türkiye’de Çiğit-Çırçırlanmamış (Kütlü)-Çırçırlanmış (Lifli) ekim alanı-üretim-verim
Kaynak: TÜİK
Yaz yağışlarının görüldüğü ve yaz sıcaklıklarının düşük olduğu yerlerde pamuk üretimi yapılamamaktadır. Şanlıurfa GAP kapsamında sulamaya açılan Harran ve Suruç ovaları ile pamuk üretiminde önemli bir merkez haline geldi. Bu nedenle Türkiye’de pamuk üretimi en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gerçekleştirilmektedir. 2017 yılında toplam pamuk üretiminin %42’si Şanlıurfa’da yapıldı. Aydın, Hatay, Diyarbakır ve Adana’da yapılan pamuk üretiminin toplamı, yaklaşık olarak Şanlıurfa’daki üretim kadar olmuştur.
Çizelge-3. İllere Göre Pamuk (Çırçırlanmamış (Kütlü) Üretim Miktarı
Kaynak: TÜİK
Kesin bir veri olmamasına rağmen, ülkemizde 70-80 bin civarında pamuk üreticisi olduğu tahmin edilmektedir. Pamuk üreticilerinin en önemli sorunu, diğer tarımsal sektörlerde olduğu gibi yüksek üretim maliyetleridir. Bu nedenle sadece pamuk üretimin değil, tüm tarımsal üretimin sürdürülebilir olması için üreticilere dünya koşullarında girdi temini sağlanması gerekmektedir.
Grafik-2 İllere Göre Pamuk Üretimi (2017)
Pamuk üretiminin yapıldığı illerimiz alternatif ürün çeşitliliğinin fazla olduğu yerler olması nedeniyle tahıllar ve yağlı tohumlu bitkiler gibi alternatif olan ürünlerle yaşanan fiyat rekabeti, üreticilerin pamuk fiyatlarına ve destekleme miktarına bağlı olarak farklı ürünlere yönelmesine neden olmaktadır.
Ülkemizde pamuk üretim maliyetlerinin, girdi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle birçok pamuk üretici ülkeye oranla yüksek olması, rekabet gücümüzü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuzluğu azaltmak için birçok ülkede olduğu gibi üreticilere çeşitli şekillerde destekleme ödemeleri yapılmaktadır. Yapılan desteklemeler, tüm diğer tarımsal desteklemelerde olduğu gibi üreticinin artan maliyetlerini karşılayabilecek ve üretimini sürdürmeye teşvik edecek seviyede olmalıdır.
Pamuk tohumu üretiminin tamamına yakın kısmı 1990’lı yıllara kadar kamu tarafından üretilirken, bugün tam tersi bir durumla özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir.
Çizelge-4. Pamuk Tohumu Üretimi (Ton)
Kaynak: BÜGEM
Dünyada Pamuk Üretimi
Pamuğun anavatanı konusunda tam bir kesinlik bulunmamakla birlikte Asya, Amerika ve Afrika’nın sıcak bölgelerinden Dünyaya yayıldığı tahmin edilmektedir. 2016 yılında Dünya’da pamuk üretiminin yaklaşık %25’ini Çin, %22’sini Hindistan, %15’ini ABD gerçekleştirmiştir. Aynı yıl Türkiye’nin Dünya pamuk üretimindeki payı %3 olmuştur.
Çizelge-5. Dünya Pamuk Üretimi (ton)
Kaynak: FAOstat
Türkiye’nin pamuk ihracat ve ithalat rakamlarına bakıldığı zaman, net olarak pamuk ithalatçısı bir ülke konumunda olduğumuz görülmektedir. 2000 yılında 27 bin ton pamuk ihracatına karşılık, 566 bin ton ithalatı yapılmışken, 2017 yılında 67 bin ton ihracata karşılık, 914 bin ton ithalat yapılmıştır. 2017 yılında pamuk ithalatı için 1.67 milyar dolar ödenmiştir.
Çizelge-6.Türkiye’nin pamuk (kardesiz/ taranmamış)-(kardeli/penyeli)dış ticareti
* Ocak-Eylül
Kaynak: TÜİK
Türkiye’nin pamuk ihraç ettiği ülkelerin başında; İtalya, Polonya, Hollanda ve İspanya gelmektedir.
Çizelge-7.Pamuk İhraç ettiğimiz Ülkeler (kg)
Kaynak: TÜİK
Türkiye 2017 yılında pamuk ithalatının %43,22’sini ABD’den, %10,34’ünü Brezilya’dan, %7,89’unu Türkmenistan’dan gerçekleştirirken, Suriye’den 14.574 ton pamuk ithalatı yapılmıştır.
Çizelge-8. Pamuk İthal Ettiğimiz Ülkeler (kg)
Kaynak: TÜİK
Pamuk Üretiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri:
1.Türkiye’de pamuk üretim miktarı ihtiyacı karşılayamamaktadır. 1990’lı yıllarda tekstil sektörünün gelişmesine paralel olarak pamuk tüketimi artmış ancak üretim miktarı artmamıştır. Ekim alanları Türkiye’de 2002 yılında 2017 yılına kadar %30 oranında azalmıştır. İthalat politikaları ise pamukta da devam etmiş ve yetersizlik ithalat yolu ile giderilmeye çalışılmıştır. Sonuçta 2003- 2017 yıllarında pamuk ithalatı %56,25 oranında artmıştır.
Ülkemizde pamuk üretim ve tüketiminin ekonomideki önemi dikkate alınarak, pamuk üretimi tüketimi karşılayacak bir seviyeye getirecekpolitikalar oluşturulmalıdır. Özellikle yüksek verim ve kalitede üretim yapılabilen bölgelerde ekim alanlarının artırılması sağlanmalıdır.
2.Girdi maliyetlerinde ki artış (mazot, gübre, kimyasal ilaç vb.) karşısında üretici pamuk üretiminde vazgeçmiştir. Bu durumda pamuk üretimi sürdürülebilir değildir.
3.Pamuk üretimi için verilen destekler yeterli değildir. Bu nedenle Ege ve Çukurova bölgeleri pamuk üretimi için son derece uygun olmasına rağmen üreticiler başka ürünleri üretmeye yönelmiştir. Ayrıca, pamuk prim hak endişesi, çiftçilerin istenen evrakları tamamlanmasındaki güçlükler ve prim miktarlarının geç açıklanması gibi sorunlar üreticileriolumsuz yönde etkilemektedir.
Pamuk destekleme primleri rakip ülke koşulları ve dünya fiyatları göz önüne alınarak düzenlenmelidir. Havza bazlı destekleme modelinin etkin bir şekilde takibi ve uygulanmasısağlanmalıdır. Pamuk üretiminde daha çok verim ve kaliteye sahip olan alanlarda ekim desteklenmelidir.
4.Pamuk piyasası, dünyada çok fazla değişiklik ve müdahaleye mazur kalmaktadır. Dünya pamuk üretiminde önemli bir yere sahip olan ABD ve Çin’in stratejik davranışları, hem pamuk arzını hem de pamuk talebini etkilemektedir. Bunların sonucunda pamukta dış ticaret ve kur politikaları kaynaklı sorunlar Türkiye’yi olumsuz yönde etkilemektedir. DTÖ, ICAC gibi uluslararası kuruluşların pamuk sektörünü olumsuz etkileyen hükümet önlemlerin kaldırılması yönündeki kararlarına rağmenABD ve AB pamuk üretimlerini ve ticaretini yüksek oranda desteklemeye devam etmektedir.
5.Türkiye’de üretici örgütlerin yetersizliği pamuk üretiminde önemli sorunlardan biridir. Pamukta uzmanlaşmış kooperatif birlikleri olan ve Tariş Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik’in etkinliği artırılmalıdır. Birliklerin sektördeki rolü arttırıldığı takdirde pamuk piyasalarında istikrar sağlanabilir.
6.Pamukta standardizasyon, kalite kontrol ve kontaminasyon önemli bir sorundur. Bu sorunun çözülmemesi pamuğun iç ve dış piyasa değerini düşürmekte ve ithal pamuğa olan talebi artırmaktadır.
Pamukta kirliliğin önüne geçilmeli, kaliteli üretim artırılmalı, lisanslı depoculuk sistemi yaygınlaştırılmalı ve tek balya standardizasyonuna geçilmelidir.