MESLEĞİ ÇİFTÇİ, KAYDI YOK!-İLKSES GAZETESİ-14 MAYIS 2020

İZMİR ŞUBE ( )
14.05.2020 (Son Güncelleme: 15.05.2020 15:24:45)

Şubemiz II.Başkanı Sayın Banu Erdal İlkses Gazetesine 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile ilgili şube görüşlerimizi paylaştı.

Emek yoğun bir sektör olan tarımda 5 milyonluk istihdamın yarısını oluşturan kadınların çoğu kayıt dışı çalışmanın sıkıntılarını yaşıyor. Erdal, “Kadınlarımız tarımın içinde var ama maalesef bu emek görünmüyor” dedi.

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Bugün 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü. Türkiye’nin gıda ihtiyacının karşılanması yanında, yetiştirdiği ürünlerini ihraç ettirerek, ekonomiye can veren cefakar, fedakâr ve paylaşımcı erkeğiyle, kadınıyla çiftçilerin günü. Türkiye’de tarımda yaklaşık 5 milyonluk istihdam var ve bunun neredeyse yarısını kadınlar oluşturuyor. “Kadın üreticilerimiz bizim için her şey” diyen İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, yapmış oldukları bütün projelerde kadın çiftçilere yönelik pozitif ayrımcılıklar sağladıklarının altını çizdi. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 2. Başkanı Banu Erdal ise kayıt dışı çalıştırılan kadınların öncelikle kayıt altına alınmasını istediklerini söyledi.
ÜRETEN KADIN, BÜYÜYEN İZMİR
Kadın çiftçilere büyük bir önem verdiklerini belirten Tarım ve Orman İzmir İl Müdürü Mustafa Özen, “Kadınlar, tarım sektöründe olduğu gibi hangi sektörde olursa olsunlar girdikleri bütün sektörlerde, ellerinin dokunduğu bütün iş ve işlemlerde bir başarı hikayesi, bir katma değer sağlıyorlar. O yüzden tarım sektöründeki kadın çiftçilerimize, kadın üreticilerimize çok önem veriyoruz. Neden önem veriyoruz? İlimizde yaklaşık 146 bin - 150 bin civarında çiftçi ailemizin yarısı kadınlardan oluşuyor. Ancak sadece 5 bin 300 kadın üreticimiz var. Biz kadın üreticilerimizin tarımdaki katma değerlerinin ne kadar yüksek olduğunu, onların elleri değmezse üretimin olmayacağını çok iyi bildiğimiz için bütün eğitimlerimizde, yapmış olduğumuz bütün projelerde kendilerine yönelik pozitif ayrımcılıklar sağlıyoruz. Tarımda daha ileriye, yeni teknoloji, yeni bilgiye, gelişen destekleme modellerimizi, üretim modelimizi onların üzerinden eğitim vererek yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Ve bu konuda da geçmişte yapmış olduğumuz çalışmalarla çok güzel başarılar elde ettik. O yüzden kadın üreticilerimiz bizim için her şey… Ne diyoruz: Üreten kadın, büyüyen İzmir” değerlendirmesinde bulundu.

MAALESEF PEMBE TABLO ÇİZEMİYORUZ!
Kadınların, emek yoğun bir sektörde çalışmalarına rağmen bu emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 2. Başkanı Banu Erdal ise,“Keşke böyle güzel bir günde kadın çiftçiler söz konusu iken pembe tablolar çizebilseydik” dedi. Erdal, “Tarımda toplam istihdam sayısı 5 milyon civarında ve bunun neredeyse yarısını kadınlar oluşturuyor. İstihdam oranlarına bakıldığı zaman erkek ve kadının ortak istihdama sahip tek sektör tarım diyebilirim. Yani tarım kadın emeğinin yoğun olduğu bir sektör. Dolayısıyla tarım için kadının önemini buradan rahatlıkla anlayabiliyoruz. Ancak istihdamdaki bu orana karşın kadın üreticilerimiz; gerek ücret, gerekse nam ve hesabına çalışan üretici-çiftçiler açısından bu emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Maalesef kayıt dışılık burada da karşımıza çıkıyor. Yaklaşık 2 milyon 500 bin kadın istihdamı var ve bunun ancak sadece yüzde 10’u kendi nam ve hesabına üretim yapıyor. Bu kadınlarımız kendi arazisinde aile içinde çalışıp, tarımın içinde var ama maalesef bu emek görünmez emek oluyor” ifadelerine yer verdi.

KADINLARIN GÜVENCESİ YOK!
Çiftçi kadınların emeklerinin kayıt altına alınmasının oldukça önemli olduğunu aktaran Erdal, “Hem kendi namına çalışan hem ücretli ya da yevmiyeli çalışan çiftçi kadınların yüzde 95 istihdam oranında kayıt dışılık hakim. Yani bunların SGK ve Bağ-Kur’u yok. Emeği ortada yok. Dolayısıyla biz bu noktada pembe bir tablo çizemiyoruz. Küçük ve orta büyüklükte emeği yoğun işlerde çalışan bu kadınlar günde 15-17 saat çalışıyor. Bunun üzerine çocukların, yaşlıların bakımı, bütün günlük ev işleri gene bu kadınların sorumluluğunda. İki bin 500’lerde 0,19’a denk gelen bir oranda da bu kadınlarımız işveren. Dolayısıyla bu sektörde kadınlara çok büyük haksızlık var. Arazide çalışan kadın, üreten, hayvanına bakan, sütü sağan her şeyi yapan kadın ama ziraat odalarındaki kayıtlı ve bağ-kurlu gözüken eşleri. Yani bu kadınlarımız boşanmaya kalksa, kocasından şiddet görse herhangi bir güvencesi olmayacak. Kadın çiftçilere özel bağ-kur kolaylığı gelmesi lazım. Yevmiyeli ya da ücretli çalışan kadınlara da sigortalarıyla ilgili özel pozitif ayrımcılık yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

KÜÇÜK ÜRETİCİYE DESTEK VURGUSU
Son dönemde kadın çiftçilere yönelik desteklerin de yapıldığını anımsatan Erdal, kadın küçük üreticinin daha fazla desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Kırsalda kalıp çiftçilik yapan bu kadınların eğitilmesinin son derece önemli olduğundan bahseden Erdal, “Son dönemlerde kadın çiftçilere devletin ve belediyelerin verdiği bir takım destekler söz konusu. Genç kadınlara yönelik hayvan desteği, tohum ve fide gibi zirai destekler var. Bunun artması lazım. Biz hep şunu diyorduk; küçük üreticinin desteklenmesi lazım. Ama artık günümüzde şöyle demek daha doğru; kadın küçük üreticinin desteklenmesi çok daha önemlidir. Öte yandan hem kırsala dönüşü olumlu yönde desteklememiz hem de kendi ülkemiz adına tarımı güçlendirmemiz için önce kadını güçlendirmemiz, fakat en başında kadını eğitmemiz gerekiyor. Çünkü araziyi, bahçeyi ayakta tutan kadının mutlaka o yoksul kaldığı eğitime Mühendisler, belediyeler, bakanlıklar, STK’lar ve meslek odaları tarafından verilmesi lazım” diye konuştu.

Okunma Sayısı: 69