Mevzuat

T.C.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI
Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü

Sayı :HDB/KKE- 0756-1258 A N K A R A

Konu :Arıcılık-31./ 01/2001

............VALİLİĞİNE

( İl Müdürlüğü)

Ülkemiz, geniş flora sahaları, çiçeklenme için uygun mevsimleri, topoğrafik yapısı ve bal verimi yüksek, akasya, kestane, ıhlamur, kızıl çam ormanları gibi doğal kaynaklar yönünden arıcılık için son derece şanslı bir ülkedir. Binlerce yıldan beri sürdürüle gelmekte olan arıcılık, topraktan bağımsız oluşu, daha az işgücü kullanılması, yatırım ve işletme sermayesine duyulan ihtiyacın azlığı, ürünlerine iç ve dış pazarlarda talebin oldukça yüksek oluşu nedeniyle önemli bir tarımsal faaliyet dalıdır.

Arıcılığımızın geliştirilmesi ve sorunlarına çözüm bulunması amacı ile Bakanlığımızca "Arıcılık Yönetmeliği" uygulamaya konulmuştur.Ayrıca; sivil toplum örgütleri ve arıcılık sektörü temsilcileri bir araya getirilerek, Arıcılık Danışma Kurulu 03 Şubat 1994 tarihinde teşkil edilmiş ve ülkemiz arıcılığının geliştirilmesi ve sorunlarına çözüm bulunması amacı ile çalışmalarını sürdürmektedir.

Arıcılığımıza özel bir önem vermekte olan Bakanlığımız 2000 yılının Ocak ve Ekim aylarında Arıcılık Danışma Kurulu'nu toplayarak, arıcıların sorun ve önerileri tüm ayrıntıları ile değerlendirilmiştir. Ayrıca "Arı Sağlığı" ve "Ticari Maksatla Ana Arı Yetiştiriciliği"de Kalite Kontrol esaslarını belirleyecek iki ayrı alt komisyon kurulmuş ve çalışmalarına devam etmektedir.

Bakanlığımızca arıcılığımızın geliştirilmesi amacıyla yapılmakta olan çalışmalar için aşağıdaki bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.

1- İl Müdürlüklerimizce bitki flora haritasının çıkarılarak, flora durumuna göre beslenebilecek koloni kapasiteleri, orman içi, orman kenarı ve orman dışı normal mera alanları ile bu alandaki ballı bitkilerin çiçeklenme dönemleri itibariyle, türleri ve alanları harita üzerinde işaretlenecektir.

2- Bu mera alanlarının arılı kovan kapasitesi, arıcıların yerli veya gezginci olarak sahip oldukları arılı kovan sayısı bildirilecektir.

3- İlinizdeki mevcut ve gezginci arıcı ile gelen arıların hangi ırk arı olduğu açıklanarak, sabit ve gezginci arıcı sayısı, arılı kovan mevcudu, 2000 yılı ortalama bal verimleri ile İlinizden gezginci arıcıların ne zaman, hangi İl veya bölgeye gittikleri, ortalama bal üretimleri, konaklama süreleri ve dönüş tarihleri bildirilecektir.

4- İlinizdeki arıcılık projelerinde görev alan, hizmet içi eğitimden geçmiş, istekli ve arıcılığı bilen elemanların isim listesi Bakanlığımıza tam ve eksiksiz bildirilecektir.Bakanlığımızca yapılan hizmet içi eğitim programlarına geçmiş yıllarda katılan elemanlardan arıcılık proje uygulamalarında istifade edilecektir.2001 yılı hizmet içi eğitimine katılması önerilen elemanların mutlaka arazi çalışmalarına uygun, arıcılığa ilgisi olmasına dikkat edilecektir.

5- İlinizde uygulanan arıcılık projelerinin kaynak israfına sebep olmayacak şekilde ve doğru yönlendirilmesi gerekmektedir. Kamu Kaynakları kullanılarak satın alınacak arı kolonileri için teknik şartname tanziminde dikkat edilecek hususlar ekli teknik talimat ile açıklığa kavuşturulmuştur. Satın alım ve proje uygulamasında görev alacak elemanlar da muayene, kalite-kontrolü için; bu talimat çerçevesinde eğitileceklerdir.

6- İllerin arıcılıkla ilgili temasa geçecekleri Arıcılık Üretme İstasyonları ekli listede gösterilmiştir.

7- İl Özel İdareleri, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve ORKÖY kaynaklarının öncelikle mevcut arı kolonilerimizin ortalama bal verimlerinin 16 Kg.dan 20-30 Kg. gibi dünya ortalama değerlerine ulaşabilmesine yönelik projeler öncelikli olmalı ve bu çerçevede; ana arı üretimi ve dağıtımına önem verilmelidir Bilhassa potansiyel yaratacak entegre projelerin desteklenerek üretim, pazarlama, işleme, örgütlenme gibi konuları birlikte ele alınmalıdır.

8- Bakanlığımız kaynakları kullanılmasa dahi, Kamu Kaynakları kullanılarak geçmiş yıllarda satın alınan ve çiftçilere dağıtılan arılı kovanlar için eğitim çalışmalarına devamlılık kazandırılacaktır.

Açıklanan bilgiler doğrultusunda gerekli çalışmaların başlatılmasını ve istenilen bilgilerin 20 Şubat 2001 tarihinde Bakanlığımızda olacak şekilde gönderilmesini önemle rica ederim.

EKLER: Dr.Ahmet BÜLBÜL

Eki . 1 . Teknik Talimat (1 adet, 3sayfa) Bakan a.

Eki . 2 . İl, Üretme İstasyonu Listesi. Genel Müdür

imza

DAĞITIM :

81 Valiliğe

SATIN ALINACAK KOLONİLERİN EKOLOJİK UYUM İÇİN GEREKEN BİYOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Bir kısım hayvanlarda ve bitkilerde olduğu gibi arılarda da ekolojik uyum problemi bulunmaktadır. Bal arısının biyolojisi bitkilerin çiçeklenmesi ile çok yakından ilgilidir. Arılar biyolojilerini bulundukları yörenin iklimine ve hakim ballı bitkilerin çiçeklenme periyoduna endekslemişlerdir. Genelde arı ırkları bu davranışlarına göre tanımlanır. Değişik arı ırklarında bu davranışlar içgüdüsel olarak nesilden nesile geçmektedir. Bal arılarının her hangi bir coğrafyada ekonomik kullanımı bu husus göz önüne alınarak yapılacak uygun ırk seçimi mümkündür. Bal arısının, soğuk ve karlı iklimlerde 5-6 ay nektar toplamadan uzun süre yaşayabilen Kafkas gibi ırkları olduğu gibi.; Akdeniz ikliminde kış aylarında da çalışma imkanı bulan ve biyolojisini ılık geçen kışlara göre düzenlemiş İtalyan gibi ırkları da bulunmaktadır. Özellikle sabit arıcılık yapmak için satın alınan kolonilerde bu husus mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Geniş çapta Ege ve Akdeniz bölgesinde yetiştirilen Muğla arısı, bilinen en önemli yerli arı ırkıdır. Kızıl çamda yaşayan Marşalina Hellenicus koşnilinin , Ağustos - Eylül aylarında salgıladığı Basra'dan çam balı üreten bu arı eko tipi , binlerce yıl biyolojisini bu duruma endekslemiştir. Akdeniz ikliminin ılık kışlarını bazı yıllar kış salkımına dahi geçmeden geçirebilen bu arı uzun, soğuk., karlı kışları olan yörelerde kışlayamamaktadır. Diğer yandan melezleşmiş olmakla birlikte ağırlıkla Kafkas davranışlarını gösteren ve Kuzey Doğu Anadolu'da varlığını sürdüren Kafkas arısı , ülkemizin başka bir arı ırkıdır. Kafkas arısı , Kars Ardahan gibi kışı altı aya yakın uzun, karlı ve soğuk geçen coğrafyada verimli olan bir arıdır. Arıcılık yapmak için koloni edinilirken; kolonilerin kışı geçireceği yer , kışın karlı ve soğuksa koloniler mutlaka Kafkas veya Kafkas melezi olmalıdır. Örneğin kışı soğuk geçen yöreler için, Akdeniz sahil şeridi menşeli özellikle Muğla arısı olarak bilinen koloniler satın alınmamalıdır. Satın alınacak kolonilerin nereden geldiği , hangi adresteki arıcının ürettiği belgelenmeli , satın alımda arı nakil ve sağlık belgelerini düzenleyenlere sorumluluk yüklenmelidir.

Kolonilerin Biyolojik Özellikleri
Bir arı ailesi yani koloni; yeterince yumurtlayan bir ana arı , minimum 30.000 maksimim 80.000 işçi arı, mevsimine göre 5-10 kg bal, yine mevsimine güre 5- 10.000 yumurta ve larva 10-15000 pupa ,yaz aylarında 1000-3000 erkek arı, petek gözlerinde yeterince polen, ve 5-10 petekten oluşan ve yukarıdaki unsurlar arasında biyolojik denge kurulmuş canlı bir topluluktur. Bu unsurların birinin veya bir kaçının eksikliği halinde veya sağlıklı olmaması halinde buna arı ailesi veya koloni diyemeyiz. Bu eksik unsurlardan dolayı bazı fizyolojik aktiviteler aksar ve koloniden projede öngörülen verim alınamaz.

Yeni arıcılık işletmeleri kurmak için; koloniler temin edilirken bu kolonilerin ekolojik uyuşmazlık göstermeyecek ırktan olmasına kolonilerin hastalık ve parazit ile bulaşık olmamasına ve zamanlamaya yeterince özen göstermek başarı için zorunludur.

Ana Arı
Proje hazırlanırken ana arının ırk ve genetik karakterinin tam olarak belirlenilip;satıcı kuruluşun bu genetik karakterdeki ana arıyı üretme altyapısı öncelikle araştırılıp belgelenilecektir.Bu amaçla ana arının saf ırk, hibrit, kullanma melezi kademelerinin hangisinin satın alınacağı net olarak açıklanılacaktır.Ana arı yetiştirme kademeleri aşağıda açıklanılmaktadır

Saf Irk
Saf ırk olarak vasıflandırılan arılar; hem dünya üzerindeki orijinal olarak bulundukları bölge itibarı ile hem de fizyolojik ve morfolojik özellikleri nedeni ile diğer ırklardan ayrılırlar. Saf ırklar ortak vücut özelliklerine sahiptirler. Bal arısı ırkları doğal seleksiyon sonucu oluşmuşlardır. Tek örnektirler. Her ırk doğal çevresine uyum sağlamıştır.Bir ırkın aynı menşeli ve dış görünümleri aynı olan arıların oluşturduğu, en az 20.000 arı kolonisinin benzer biyolojik ve üretim karakterlerini taşıması gerekir. Saf Irk: Saf ırk arılar birbirleri ile çiftleştiklerinde. Yavrular sürekli her kuşakta ana ve babanın, yani ana ve baba ırkının karakterini gösteren, en az 4 kuşak yetiştirmede hiçbir genetik değişiklik göstermeyen tecritli bölgelerde döllenen veya suni tohumlama ile döllenen ana arılar ihtiva eden kolonilerdir.

Apis Mellifera Caucasica bir ırktır. Bu ırkın orijinal olarak bulunduğu bölge Kafkasya Dağlarıdır ve bu ırkın kendisine özel ve diğer ırklardan farklı olduğunu belirten fizyolojik ve morfolojik özellikleri bulunmaktadır. Apis Mellifera Carnica ve Apis Mellifera Ligustica da ayrı ırklardır ve özellikleri itibarı ile diğer ırklardan ayrılırlar. Saf ırk arılar birbirleri ile çiftleştiklerinde yavrular, sürekli her kuşakta ana ve babanın yani ırkın karakterini gösterirler. İleri kuşaklarda hiç bir değişiklik göstermezler. Saf yetiştirme ile özel bir ırkın ya da bir soyun içinde yakın ilişkili çiftleştirmeler yaptırarak, istenilen karakterler yoğunlaştırılabilir ve sabitleştirilebilir.Başka ırkların bulunmadığı tecritli bölgelerde yetiştirilirler ve kontrollü olarak kendi içinde çiftleştirilerek muhafaza edilirler. BAL ARISI IRK BAKIMINDAN YA SAFTIR YA DA MELEZDİR.

Eko tip
"Bir ırk bölgesinin içinde daha küçük lokal alanlarda bulunan, saf ırkın bir alt grubu olan ve kendi içinde çok yakın özellikleri olan arılardır". Apis Mellifera Carnica ırkı bilindiği gibi orijinali Avusturya Alplerinde bulunan bir ırktır. Bu ırk Avusturya, Almanya, Eski Yugoslavya ve daha birçok ülkede yaygındır. Karniol arı ırkına ait olan , Aşağı Avusturya bölgesindeki arılara SKLENAR EKOTİPİ, Slovakya'daki arılar da BUKOVSEK EKOTİPİ dır.

Ülkemizde Orta Anadolu´da bulunan orijinal arılar Apis Mellifera Anatolica ırkı olarak kabul edildiğinden bu ırk içinde bir alt grup olarak Rhododendron arısını bir Eko tip olarak tanımlayabiliriz.

Hibrit
İki ayrı ırkın veya iki ayrı eko tipin veya iki ayrı saf hattın, veya ayrı bir ırkla değişik ırktan bir saf hattın birbirleri ile melezleşmeler sonucu meydana gelen melezlere (HYBRIT) hibrit denir. Hibritlerde ana ve baba bilinen ırk, eko tip veya saf hatlardır.

Hibridler genelde kontrollü yapılırlar ve bunlara kontrollü hibridler adı verilir. En verimli koloniler hibrid kolonilerdir. Hibrit yetiştiriciliği mutlak izole bölgelerde, ekonomik açıdan önemli karakterlerin birleştirilme imkanlarına dikkat edilerek hatasız yapılırsa ilk kuşak hibrit kolonilerin verimliliği ıslah materyali olarak kullanılan ebeveyn ırklara göre en az % 20 - 25 daha üstün olmaktadır. Ancak hibridlerde bu üstün verim yalnız ilk kuşaklarda alınabilmektedir. İleri kuşaklarda bu verim hızla düşer.. Hibrid üreticiliği arıcılığın en teknik ve en ileri aşamasıdır. Çok külfetli ve ileri bir tekniğin uygulanmasını gerektirmesine karşın hibrid ana arıların kolonilerinden sağlanan yüksek verim bu külfete katlanmaya değer bulunmaktadır.Ülkemizde bu niteliklere haiz HİBRİT ANA ARI YOKTUR.

Kullanma Melezleri
Saf bir ırkın bakire ana arısının; yaşanılan coğrafi bölgede bulunan lokal kolonilerin erkek arıları ile çiftleşmesi ile elde edilen çiftleşmiş ana arılara KULLANMA MELEZİ ANA ARI denilmektedir.

Kullanma melezi ana arı üretiminde erkek kolonilerin ırk özellikleri bilinmediğinden ,bilinse bile tecritli çiftleştirme bölgesinde kontrollü çiftleştirme yapılmadığından bu ana arılara hibrid demek mümkün olmamakta, verimleri konusunda kesin bir ifade kullanılamamaktadır.

Bu açıklamalara uygun olarak belirlenen ana arıların,koloni içi ve satın alınan ekolojik bölgeye adaptasyonu ve performansına da dikkat edilmesi zorunludur..

Koloninin ana arısı yöreye ekolojik uyum sağlayabilen bir ırktan ve genç olmalıdır. Ana arı genç ise petek gözlerine kapama yumurta bırakır. Kolonide yeteri kadar yavru arı bulunur. Genç ana arının günlük yumurtlama kapasitesi 1000- 1500 civarındadır. Genç ana arı her petek gözüne bir tek yumurta atar Bu yumurta gözün tam ortasında, heksagonal köşenin çizgilerinin kesiştiği merkezde ve dik pozisyondadır. Yaşlı ana arılar veya çiftleşmemiş ana arılar bir petek gözüne, bir kaç yumurta atabilirler. Yumurtalar gözün ortasında olmayabilirler. Yavrulu gözler dağınıktır. Birbirlerine komşu gözlerde aynı yaşta yavru yoğunluğunun yeterince olmadığı kolonilerde ana arı mutlaka yaşlıdır. Kolonide yumurtanın olup, larva ve pupanın olmaması, ana arının bu koloniye birkaç gün önce verildiğini gösterir. Veya ana arı yeni çiftleşmiştir. Bu yumurtaların çiftleşmemiş ana arının bıraktığı erkek arı yumurtaları olma olasılığı da vardır. Bu anadan emin olmak için larvaların kapanması beklenmeli ve ana arının işçi arı yumurtladığından emin olunmalıdır. Kolonide larvanın ve pupun olması, yumurtanın olmaması, ana arının öldüğünün veya yumurtayı kestiğinin göstergesidir. İlkbaharda ana arının yumurtayı kesmesinin söz konusu olmadığı için bu durum ana arının öldüğünü gösterir. Kolonide ana arı bizzat görülmeli ve ana arının o koloniye verilişinden en az 21 gün geçmiş olmasına dikkat edilmelidir. Yani mevcut ana arının işçi yavrularının doğmuş olmasına bakılmalıdır. Hele hele ana arının kafes içinde olması veya kafesten yeni çıkmış olmaları çiftleşmediklerinin ve koloniye hakim olmadıklarının göstergesidir. Bu ana arılar koloninin geleceğini de tehlikeye sokar. Ana arıların yaşlarını belirten ve her yılı ifade eden değişik renklerle toraksı üzerinin boyanmış olması ana arı yaşını takip açısından pratik sağlamaktadır . Bu durum ana arı üreticilerinin güvenirliliği ile ilgili bir husustur. Yaşlı ana arıların da istenen yılın rengine boyanabileceğini düşünmek mümkündür. Diğer yandan ana arının yeni üretilmiş olması da kalitesinin garantisi değildir. İstenen ırktan olmaması çiftleşmemiş olması veya çiftleştiği halde yeterince sperm almamış olması sonucu beklenen yumurtlama performansını göstermeyebilir..

Koloninin İşçi Arı Varlığı
Normal bir kolonide işçi arıların miktarı kışın 4-8 çerçeve yani 20-40.000 civarındadır. İlkbaharda populasyon artar ve işçi arı miktarı 40 - 80.000 e çıkar. İşçi arıların çerçeveler üzerindeki yoğunluğu çerçevelerdeki yavruyu örterek ısıtabilecek miktarda olmalıdır. Yani özellikle ilkbaharda Nisan Mayıs aylarında 5 adet arılı çerçevenin anlamı , bu çerçeveler üzerinde yaklaşık 50.000 civarında işçi arının olduğunun ifadesidir. Çerçeveler üzerindeki arı yoğunluğu çerçeve başına 10.000 civarında olmaz ise ; soğuk gecelerde bilhassa yeni yörelere nakledilmiş koloniler yavruyu ısıtamadığı için yavru üşür ve koloni gelişemez . Yeni bölünmüş oğullarda bölünmeden ve yeni ana arı adaptasyonundan meydana gelen tedirginlikle işçi arılar dağınıktırlar. Mutlaka gerçek sayılarından daha kalabalık görünürler. Bu kolonilerin gerçek işçi arı varlıkları soğuk günlerde kapladıkları ve ısıtabildikleri çerçeve alanları ile ortaya çıkar.

Yavrulu Çerçeve Miktarı
Kolonilerin yavrulu çerçeve miktarı da; ana arı ve işçi arı varlığı kadar önemlidir. Yavrulu çerçeveden amaç her çerçevenin iki yüzündeki gözlerin en az 2/3 ünde yavru bulunması demektir. Bilindiği gibi ergin işçi arı 21 günde doğar , bu sürenin ilk üç günü yumurta , ondan sonraki 6 gün larva , daha sonraki 12 gün de pupa dönemidir. Her çerçevenin iki yüzünde yaklaşık 5000 petek güzü olduğuna göre bunun 2/3 yani yaklaşık her çerçevede 3300 adet yavru olması beklenir.4 yavrulu çerçevenin anlamı teorik olarak yaklaşık 13200 yavru demektir.Bu yavrunun oransal olarak 1900 adedi yumurta , 3800 adedi larva , 7500 adedi pupadır.Bu durumun bir başka ifadesi bu kolonide her gün ortalama 13.200/21 = 630 işçi arı doğmalıdır. Faal mevsimde 45 gün yaşayan işçi arı ölümünün telefi edilebilmesi ve koloni populasyonunun yükseltilmesi ; ölümden , daha fazla doğumun olmasına bağlıdır. Satın alınan kolonilerde yavru miktarı yeterli olmadığı takdirde bu kolonilerin işçi arı populasyonunun artması ve koloninin fonksiyonunu yerine getirmesi olası değildir. Çerçevede yavru varlığı kuralı ile muayene edilen kolonilerin değerlendirilmesinde ; esas kriter çerçevede birkaç yüz yavrunun olup olmaması değil, her çerçevede en az 3000 yavrunun olması esası önemlidir. Yukarıda ideal şartları taşıyan 4 çerçeve yavrulu kolonide ,bu yavru kapasitesi koloninin haline , işçi arı populasyonunun her hafta bir çerçeve daha artarak bir iki aylık süre içinde 8-10 çerçeveli ideal bir koloni haline gelebilmesinin en önemli nedenidir.

Çerçevelerin Kondisyonları
Arıcılıkta temel petek kullanmak, modern arıcılığın vazgeçilmez esaslarından biridir. Ancak bir kolonide kabartılmış temel petekler teknik olarak en fazla 4 yıl tutulur. Peteklerin deforme olmaları, kullanılmayan ve eskiyen yavru çıkışlarından dolayı petek gözü civarlarının , pupların değiştirdikleri gömleklerle daralması nedenlerinden,dört yılını doldurmuş peteklerin kolonilerden alınıp yerlerine yeni temel peteklerin takılması esastır. Bu çerçeveler kolonilerde tutulur ve bölünen suni oğullarda kullanılırsa, ana arılar kaliteli de olsa bu çerçevelerde, yumurtlayacak yeterli göz bulunmadığından, çerçevelerdeki yavru miktarları da birkaç yüzü geçmez. Bu tür çerçevelerden oluşan suni oğullar da asla gelişemezler. Edinilecek kolonilerin çerçevelerinin deforme olmadıklarına, kullanma sürecini geçmemiş ve eski olmadıklarına da dikkat edilmelidir. Arı kolonileri hiçbir şekilde standart ölçülerden kısa çerçevelerde olmayacaktır.

Koloninin Bal Varlığı
Normal bir koloni kışa 10-15 kg. balla girer. Bu bal kış boyunca kullanılır, bal azaldığında ise koloni şurup ve kekle beslenir. Ancak kolonide bal hiçbir zaman sıfır düzeyine düşmemelidir. Şayet bal stoku sıfır düzeyine düşerse, hangi mevsimde olursa olsun koloni için hayati tehlike var demektir. Bilhassa yavru yetiştirme mevsiminde yavru mutlaka balla yetiştirilir. Şurup ve kek, yavru yetiştirmeye yeterli değildir. Yeterli bal stoku olmayan koloniler çevreden nektarın gelmediği soğuk ve yağmurlu günlerde krize girer ve biyolojik faaliyetleri aksar. Bu günler uzarsa koloni bir daha toparlanamayacak şekilde zarar görür. Bundan emin olmanın garantisi, koloninin yavrulu çerçevelerinin bal kemerlerinde mutlaka bir sezon önceden kalmış sırlı bal varlığının olması hususuna dikkat edilmelidir.

Kolonilerin Sağlık Durumu
Türkiye‘de her türlü arı hastalık ve paraziti mevcuttur ve gerek kamu sorumluları gerekse arıcılarımız arı sağlığına yeterince özen göstermemektedirler.Hastalık ve parazitlerden temiz olmayan enfekte kolonilerinde arı alınıp satıldığı görülmektedir. Bu enfekte koloniler satıldıkları proje alanlarında bulunan sağlıklı kolonileri de bulaştırmaktadırlar. Türkiye de hiçbir kurum pazarlama maksadı ile koloni üretmemektedir. Pazarlanan koloniler, başka arı yetiştiricilerinden satıcının alıp , birkaç parçaya bölünen ve koloni düzeni oluşmadan pazarlanan derleme kolonilerdir. Arıcıların elindeki bu tip kolonilerde var olan pek çok hastalık ve parazit çeşitli ilaçlarla baskı altında tutulmakta ve hastalık gizlenerek ;bu tip koloniler hastalıksız diye satılmaktadır. Kısa süre sonra bu hastalık ve parazitler , satıldıkları yerlerde yeniden ortaya çıkmaktadır. Tüm hastalık ve parazitler açısından koloniler tek tek kontrol edilmeli, gerekiyorsa kolonilerden alınan numuneler laboratuarda test edilip, Amerikan Yavru Çürüklüğü, Nosema, Varroa gibi hastalık ve parazitlerden temiz olduğu görüldükten sonra teslim alınmalıdır.Kovan önüne mumyalaşmış yavru atacak düzeyde Kireç hastalığı bulaşığı olan koloniler alınmamalıdır.3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve ZabıtasıYasası uyarınca arı sağlığı ile ilgili Bakanlığımız Yönetmeliği kesinlikle uygulanılacaktır.

Arı Kovanı ve Temel Petek
Satın alınacak arı kovanları mutlaka TS 3409 da tanımlanan niteliklere uygun ahşap kovan satın alım şartnamelerinde yer alacak tır.Temel petek yeni üretilmiş, TS 2906 da tanımlanan özelliklerde ve mutlaka sterilize edilerek üretilmiş olup; bak- teri ve mantar taşımadığı labaratuvar raporu ile belirlenilecektir.

Zamanlama
Kamu kaynakları kullanılarak koloni edindirme projelerinde yaşanan en önemli sorunlardan bir tanesi de; kolonilerin edinileceği zamanın doğru saptanmaması veya doğru zamanda temin edilememesidir. Ülkemizin Ege ve Akdeniz şeridinde, Muğla Çam balı yöresi hariç, kolonilerin bal yapma zamanı , Nisan ayıdır. Nisan başında çiçeklenmeye başlayan narenciye bu bölgenin en önemli bal kaynağıdır. Eğer proje uygulanacak bölge bu sahil şeridi ise, koloniler en geç Nisan ayının başında verilmiş olmalıdır. Güney Doğu Anadolu ve Ege Bölgesi alçak kesimleri ve Karadeniz sahil kesiminde doğal flora 15 Nisan - 15 Mayıs arasında bal verir. Bu yörelere verilecek koloniler en geç 15 Nisan‘da proje yöresinde olmalıdır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu‘nun düşük rakımlı yörelerinde doğal flora 1 Mayıs - 1 Haziran arasında bal verir. Bu yörelere verilecek koloniler 1 Mayıs‘ta proje yöresinde olmalıdır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu‘nun yüksek rakımlı yörelerinde doğal flora 15 Mayıs - 15 Haziran‘da bal verir. Bu yörelere verilecek koloniler en geç 15 Mayıs‘ta proje yöresinde olmalıdır. Doğu Anadolu‘nun 1500 m. rakımın üzerindeki yörelerinde doğal flora 1 Haziran‘dan sonra bal vermeye başlar, ancak buralar genelde yerleşim yerleri değil, yaylalardır. Bu kadar yüksek rakımlarda uygulama yapılacaksa koloniler en geç 1 Haziran‘da verilebilir. Bu zamanlama, yılın mevsim şartlarına göre, bir hafta önce veya bir hafta sonra olabilir. Bu zamanlamayı belirlemenin pratik yöntemi de, her yerde mevcut olan buğday alanlarına bakmaktır. Buğdayın başak çıkarmaya başlaması, o yöre için kolonilerin getirilmesinin ideal zamanıdır. Genelde buğdayın başağa kalktığı günlerde doğal floradan bal akımı başlar. Görüldüğü gibi bütün yörelerde arıların doğal floradan yararlandığı zaman süreci, bir aylık bir süreçtir. Proje kolonileri bu sürecin başında yöreye getirilebilirse koloniler tüm süreçten istifade ederler. Koloniler doğal florandın sarardığı zaman yöreye gelirlerse, bal toplayamadıkları gibi yaşamları da tehlikeye girer ve genelde bu durum o kolonilerin sonu olmaktadır.Geçmiş uygulamalarda satın alınan koloni kayıplarının büyük bir kısmı da bu gecikmeden kaynaklanmıştır.

EK 2