BASIN AÇIKLAMASI: ET KAÇAKÇILIĞI, ANCAK SÜT TÜKETİMİNİ ARTIRMAKLA ÖNLENEBİLİR

SAMSUN ŞUBE ( )
27.04.2011 (Son Güncelleme: 27.04.2011 14:12:04)

ET KAÇAKÇILIĞI, ANCAK SÜT TÜKETİMİNİ ARTIRMAKLA ÖNLENEBİLİR

            Geçen  yıl  et  fiyatlarının  yükselmesiyle birlikte  bu  ürüne   yönelik  kaçakçılık  rekor  seviyede  artış  göstermiştir.            

Emniyet  Genel  Müdürlüğü  raporlarına  göre , 2008  yılında ele geçirilen kayıt dışı-kaçak kırmızı  et  710 kg  iken, 2009 da 4,5 ton, 2010 yılında  ise  75 tona yükselmiştir.          

2008  yılında  çiğ  sütün  fiyatının  80  kuruştan 35 kuruşa  kadar  gerilemesi  sonucunda   zarar  eden  süt  üreticilerinin  , 800 bin  damızlık  hayvanı   mezbahaya kesime götürmesi  bugün  yaşanan  et  krizinin de tetikleyicisi  olmuştur.

            Hızla  artan  et  fiyatlarını  önlemek  için  önce  EBK  na sonra da özel  sektöre  canlı  hayvan ve et ithalatı  yetkisi  verilmiştir. 2010 yılında  sadece EBK  nun  134 226 baş sığır  ithal  etmesine karşın , et  fiyatları  yeterince    düşürülememiş , bu durum  ülkeye  kaçak  et  girişini  hızlandırmıştır.

            Kaçak  et  girişi , Milli  Ekonomi  için  bir  kayıp  teşkil  ettiği gibi halk  sağlığı  açısından da önemli  bir  risk  oluşturmaktadır.

            Sorunun  temelinde ;  hayvancılık  sektörüne hizmet  eden, et ,süt ve  yem  fiyatlarında  denge  sağlayan ,piyasayı  regüle  eden , ete ve süte  taban  fiyat  vererek  çiftçinin  zarar  etmesini  önleyen    Et ve Balık  Kurumu  (EBK) , Türkiye  Süt  Endüstrisi  Kurumu (SEK) ve Yem Sanayi (YEM-SAN)   gibi   kamuya bağlı tarımsal   kuruluşların (KİT‘lerin) özelleştirilerek  kapatılması yatmaktadır.          

Tekeller  karşısında   yalnız  kalan , örgütsüz   çiftçi  yemi   pahalı  almış , sütü  ucuza  satmak  zorunda  kalmıştır.

Bugün , 1 litre  süt    fiyatı  1 bardak  çay  kadar  bile   etmiyorsa , üretici  1 litre  süt  satarak  1 kg  yem  alamıyorsa ,   o  hayvanı  kesimhaneye götürmekten  başka  çaresi kalmamaktadır.

  Ürettiğinden  para  kazanamaması , milyonlarca  üreticinin  kırsal  alandan  tasfiyesine neden  olmuş,  bu  durum   üretim, tüketim dengesinin  daha da  bozulmasına  neden olmuştur.

İşte  bu  şartlar  altında  doğan  et  krizi  ithalatla  önlenmeye  çalışılmakta , yetmediği noktada    kaçaklılık  devreye  girmektedir. 

            Oysa yapılacak  olan , besi  hayvancılığını  desteklemenin  yanında, bu üretimle doğrudan ilişkili olan  süt  tüketimini  artırmaktır.

Bu konuda atılması gereken ilk adım,  okullarda  öğrencilere  ücretsiz  süt  dağıtılmasıdır.

            Süt  piyasasını  düzenleyici ,regüle  edici,fiyat  dalgalanmalarını  önleyerek  süt  üreticisini koruyan  SEK veya benzeri bir  kuruma  mutlaka  işlerlik  kazandırılmalıdır.

            Türkiye‘de üreticinin  gücü  yoktur. Süt  üreticileri  örgütlenmeli ve  bu  örgütler  bağımsız  olmalıdır.

           Süt  tüketimi  artmadan ,süt  üreticisinin ,  yüzü  gülmeden  et  üretiminin  artmayacağı et  fiyatlarının da dışarıdan  getirilen  hayvanlarla düşmeyeceği  gerçeği artık  görülmelidir. Nitekim, 1986 yılından itibaren 10 yıl süreyle 300 bin baş ithalat yapıldıktan ve milyonlarca doların yurt dışına ödendikten sonra sonlandırılan gebe- düve dış alımları şeklindeki hataların tekrarından acilen vazgeçilmeli, üretim tamamıyla iç dinamiklerden karşılanmalıdır.

            Kaçak  et  girişinin  önlemesi, öncelikle  süt  tüketimin  artırılmasına  bağlıdır.

                                                                                                             Murat AKAR

                                                                                                            Şube Başkanı

           

Okunma Sayısı: 1142
Fotoğraf Galerisi