TARIMSAL ÖĞRETİMİN 169. YILI BASIN AÇIKLAMASI

MANİSA ŞUBE ( )
13.01.2015 (Son Güncelleme: 15.01.2015 12:17:42)

  

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI MANİSA ŞUBESİNDEN TARIMSAL ÖĞRETİMİN BAŞLANGICININ 169. YILDÖNÜMÜ BASIN AÇIKLAMASI                                                        

Ülkemizde belirli bir disiplin içerisinde yapılan Tarımsal Öğretim 10 Ocak 1846 tarihinde İstanbul`da kurulan Ziraat Yüksek Okulu (Mektebi Zirai Aliye) ile başlamıştır. 1892`de Halkalı Ziraat Mektebi ile süreç devam etmiştir. Bizler bu günü mesleğimizin; ülkemizdeki miladı olarak görüyoruz.

Dünya nüfusu artarken, mevcut tarım alanlarının daha fazla arttırılması artık olanaksızdır. Tarım alanlarının konut, yol ve fabrika gibi unsurlarla işgalinin önüne geçilmelidir. Toprağı, su kaynaklarını ve havayı kirleten veya kirletme riski bulunan etkenlere mutlaka dikkat edilmelidir.

İlimizde Gediz nehrinin kirlilik durumu ortadayken, Gördes ve Çaldağı (Turgutlu) nikel madenleri, Alaşehir` den başlayarak ilimizin her tarafına yayılacak olan jeotermal kuyular yeni kirletici adayları, ciddi tehditler olarak karşımıza çıkmaktadır. Zeytin, ülkemizde yasayla korunan tek bitkidir. Zeytinlik alanların termik santraller uğruna talan edilmesi, zeytin mi, enerji mi dayatması kabul edilemez bir olgudur. İklim seçiciliği nedeniyle ülkemizde zeytin tarımı yapılabilecek alanlar son derece sınırlıdır. Dünyanın en sağlıklı gıdası olan zeytinyağı ve zeytine olan talep dünyada giderek artmaktadır. Enerji üretiminde alternatifler varken ve gelecekte çok daha farklı kaynaklardan enerji üretilebileceği biliniyorken, iklimi ve toprağı ile öne çıkmış olan ilimizin tarım alanlarını korumayanlar, seyirci kalanlar gelecek nesillere ve halkımıza karşı sorumluluk altındadırlar. Canlıların beslenmesi için tarımsal üretim bir zorunluluktur.   

Öte yandan; değerini bulamayan ürün fiyatları, yüksek girdi maliyetleri ile üreticiler geçimlerini sağlayamaz hale gelmiştir. Köylerden göç artmıştır. Tarımsal üretim hızla şirketleşmektedir. Bu durum gelecekte üretilen ürünlerin ne kadar sağlıklı olacağı ve ülkemizin sosyal yapısına yapacağı olumsuzluklar nedeniyle kaygılarımızı arttırmaktadır.

Ülkemizde, tarımsal üretim kumar olmaktan çıkarılmalıdır. Üretici daha tohumunu ekmeden, bağını budamadan bir yıl sonra hangi üründen ne kazanacağını öngörebilmelidir. Ülkesel üretim planlaması yapılarak, destekler bir sezon önceden açıklanmalıdır.

Tarımın bilimsel öğrenimini almış meslek grubu olarak inancımız; ülkemiz tarımının geleceği, üreticilerin topraklarından koparılmadan kooperatif ve üretici birlikleri kanalıyla arazilerinin toplulaştırılması ve alet, makine parklarının kurulması ile olasıdır. 

"Milletin efendisi olan köylülerimizin" hak ettiği refaha, tüketicilerimizin sağlıklı, bol ve ucuz gıdaya ulaşabilmesi ziraat mühendislerinin kontrolünde yapılan tarımsal üretimle mümkün olacaktır.

Kamuoyuna saygılarımla.

                                          İbrahim DEMRAN

                               Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı

Okunma Sayısı: 70