TMMOB ZMO 46. DÖNEM DANIŞMA KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ (BOLU - EYLÜL 2019)

GENEL MERKEZ ( )
23.09.2019 (Son Güncelleme: 23.09.2019 15:24:09)

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’nın 46. Dönem 2019 yılı Danışma Kurulu Toplantısı, Yönetim Kurulu, Onur Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri, şube başkanları, il temsilcilerinin katılımı ile 20-22 Eylül 2019 tarihinde Bolu’da gerçekleştirilmiştir.

Enflasyondan işsizliğe, yoksullaşmadan ekonomik durgunluğa kadar hayatlarımızı her alanda olumsuz etkileyen bir ekonomik kriz içindeyiz. Bu krizden kurtulabilmek için ithalat kolaycılığına dayalı ekonomi politikaları yerine üretim ekonomisini, sermaye öncelikleri yerine kamusal çıkarları, lüks ve savurganlığa dayalı yönetim anlayışı yerine tasarrufları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen anlayış bir an önce benimsenmelidir.

Tarımsal üretimimiz talebi karşılayamıyor. Tarımsal ithalat artıyor ve gıda güvenliğimizi tehlikeye düşürüyor. Emeğinin karşılığını bulamayan çiftçilerimiz üretim süreçlerinin dışına itiliyor. Bunun sonucu olarak son 16 yılda üreticinin ekmekten vaz geçtiği tarım arazisi miktarı Belçika’nın toplam yüzölçümünün de üzerinde, 3.4 Milyon hektara ulaşmıştır.

Almanya- Fransa- Ukrayna’dan Buğday,

İngiltere ve Hırvatistan’dan Arpa,

Gürcistan’dan Saman,

ABD- Yunanistan- Türkmenistan ve Hindistan’dan Pamuk,

ABD- Arjantin ve Brezilya’dan Mısır,

ABD-Vietnam- İtalya ve Tayland’dan Pirinç,

Etiyopya- Bangladeş- Mısır ve Çin’den Kuru Fasulye,

Kanada’dan Nohut ve Mercimek,

ABD ve Bulgaristan’dan Kurbanlık Koyun,

Şili- Uruguay ve Fransa’dan büyükbaş hayvan,

Bosna Hersek’ten lop et ithal eden bir ülke haline dönüştük.

Tarımsal üretimin lokomotifi olan tarımsal destekler Tarım Kanunu hükümleri çerçevesinde verilmiyor. Buna göre tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın milli gelirin %1’inden az olamayacağı belirtilmesine karşın, bu miktar ne yazık ki sürekli %0,4 ve %0,6 aralığında kalmaktadır. Tarımsal desteklerde aradığını bulamayan çiftçimiz banka kredilerine yönelmektedir. Kullanılan kredi miktarı 110 milyar TL’ye ulaşmış olup icra takibine düşen kredi miktarı ise geçen yılın aynı dönemine göre %50 artış göstermiştir.

Tarımsal üretimin gerilediği, tarım arazilerinin amaç dışı kullanıldığı, ekilen arazilerin küçüldüğü bir ortamda tarım eğitimi almış meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artmakta ve işsizlik çığ gibi büyümektedir. Meslektaşlarımızın önemli bir istihdam alanını oluşturan bitki koruma ürünleri bayilerimizin sorunlarının çözümü noktasında Şubelerimizin katılımı ile oluşturulacak komisyon ile Ekim ayında toplantı yapılacak ve Bakanlık ile görüşmeler sağlanacaktır. Tarım danışmanlarımızın istihdamı konusunda belge sayısının sadece onda birinin istihdamı sağlanmaktadır. Tarım danışmanı meslektaşlarımızın iş tanımlarının net bir şekilde belirlenmesi ve istihdamlarının teşviki yolunda gerekli girişimlerde bulunulacaktır. 

Bazı İllerde hobi bahçeleri adı altında verimli tarım arazileri, ekonomik olarak tarım yapılamayacak boyutlarda parçalara bölünmektedir. Tarım arazilerinin küçülmeye bölünmeye neden olması, ayrıca kontrolsüz ve gelişi güzel üretimlerle hastalık, zararlı yabancı ot açısından tehlike oluşturması nedeni ile hobi bahçeleri, Ülkemiz tarımına zarar vermektedir.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak diyoruz ki; üretimdeki sorunlara çözüm getirilmeli, üretim maliyetleri düşürülmeli, çiftçimizin kazandığı, tüketicinin makul fiyatlarla ürüne ulaşabildiği bir sistem kurgulanmalıdır.

Bugün iklim değişikliği kapsamında yaşanmaya başlanan sert rüzgarlar, hortumlar, kuraklık, seller ve sıcaklık dalgaları üretimimizi, üreticimizi ve tüm halkımızı olumsuz etkilemektedir. Rant uğruna ortaya çıkan çarpık kentleşme, yeterince inceleme ve değerlendirme yapılmadan inşa edilen enerji yapıları ve madencilik faaliyetleri, doğal varlıklar üzerinde yıkım derecesinde tahribata yol açmakta ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini tetiklemektedir. Cerattepe, Allianoi, Hasankeyf, Eskişehir Alpu ovası, Karadeniz dağları ve dereleri, Munzur Dağları, İznik ormanları, Salda Gölü, Istrancalar, Kaz Dağları bunlara birkaç örnektir. Doğal varlıklarımız gelecek nesillerimize miras olarak bırakacağımız yaşam kaynaklarıdır. Yapılacak yatırımlarda mutlaka meslek odalarının ve yöre halklarının görüşü alınmalıdır. ODAmızın bu konudaki haklı mücadelesi her zaman olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir.

Ülkemizde tohum üretiminin %93’ü yerli firmalar, %7’si ise yabancı ve yerli-yabancı ortaklı firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Pazar payına baktığımızda ise tohum pazarının %51’i yerli firmaların elinde iken, %49’u yabancı ve yerli-yabancı ortaklı firmaların elindedir. Bu tablo çok uluslu yabancı firmaların tohum pazarımızda çok etkili olduklarını göstermektedir. Bu durum Tarım ve Orman Bakanlığı’nın enstitülerinin çeşit geliştirme yönünde çok büyük bir görev üstlenmeleri gerektiğini ortaya koymaktadır. Ülkemizin büyük zenginlik kaynağı yerel tohumlar biyolojik çeşitliliğimizin temeli olup muhafazası ve üretiminin yaygınlaştırılması desteklenmelidir. Tohum takas şenlikleri kapsamında yerel tohumlarımızın saflığını bozacak takasların önlenmesi konusunda gerekli adımlar atılmalıdır.

Üretim maliyetlerinin yüksekliğinde büyük rol oynayan ithalata bağlı tarımsal girdilerin mümkün olduğunca ülkemizde de üretilme yolları zorlanmalı, üzerlerindeki ağır vergi yükü hafifletilmeli, daha ucuza üretim için özellikle desteklenmelidir. Tarımsal mekanizasyon başta olmak üzere tarımda bilgi ve teknoloji kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Araştırma ve geliştirme yatırımları teşvik edilmelidir.

Üretimi canlandıracak sulama ve arazi toplulaştırma gibi alt yapı yatırımları çok hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır.

Tarım politikasının amacı; yüksek kalitede tarımsal üretimi ve tarımla uğraşanların hayat kalitelerini artırmak, teknik yeniliklerin ve buluşların kullanılmasını ve modernleşmeyi sağlamak, gıda güvenliğini ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak, kırsal ekonomiyi canlı tutmak ve bunları yaparken çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasını da sağlamak olmalıdır.

Milli Tarım, Tarımda Milli Birlik projeleri ülkemizi ithalata mahkum kılmış sonuçta çözüm olarak Semerat Holding projesi ortaya atılmıştır. Ülkemiz çiftçisini, tarımsal üretimini, gıda gereksinimini ve tarım bürokrasisini çok uluslu şirketlere teslim edecek bu proje bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kaldırılmalıdır.

Meslektaşlarımızın ve üreticilerin mağduriyetini engellemek ve tarım sektörüne yönelik olumsuz sonuçların önüne geçebilmek için çalışarak, araştırarak ilgili kurumları ve kamuoyunu bilgilendirerek görevimizi gerine getirmeye devam ediyoruz.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

 

 

Okunma Sayısı: 1396