8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

GENEL MERKEZ ( )
06.03.2020 (Son Güncelleme: 20.03.2020 15:09:29)

"Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" Mustafa Kemal ATATÜRK

 7 Mart 2020

"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü", kadın haklarının kazanılmasında verilen mücadelenin simgeleştiği özel bir gündür. Kadın hakları mücadelesi; cinsiyet ayrımcılığına, toplumsal rollere, dayatılan yaşam biçimine, kültürel kabullere, dinsel referanslara bağlı olmadan özgür ve bağımsız bir birey olarak toplumda yer alma, toplumsal yaşamın her alanında eşit olarak var olma mücadelesidir. Kazanılan her bir hak, bir sonrası için umut verir, mücadele azmini güçlendirir.

1982 Anayasası’na göre “Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeple ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadın-erkek eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.”

Peki, bu yasal düzenlemeler sosyal hayatta ne ölçüde etkilidir? Kadınlar, aile ve çalışma yaşamında, toplumda hak ettikleri eşit koşullarda yaşayabilmekte midir? 

Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Cinsiyet Açığı 2020 Raporu”na göre, cinsiyet eşitliğine 99.5 yıl boyunca ulaşamayacağız. 153 ülkenin cinsiyet eşitliğine göre sıralandığı listenin ilk sıralarında İzlanda, Norveç, Finlandiya ve İsveç bulunurken, Türkiye listenin sonlarında, 130. sırada yer aldı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’i kurarken birçok konuda kökten değişim yapmıştır. Değişen konuların en önemlilerinden biri “toplumda kadının yeri” olmuştur. Tarihsel sürece baktığımızda: Türkiye`de kadınlar 20 Mart 1930`da belediye seçimlerinde seçme hakkı kazandılar. 1933`te Köy Kanunu`nda muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı düzenlendi. Milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkına ise 5 Aralık 1934`te yapılan anayasa değişikliğiyle kavuştular. 8 Şubat 1935`te ilk defa meclis seçimlerine katılan Türk kadınları mecliste 18 sandalye elde ettiler. Dünya ülkeleri ile kıyaslarsak, 4 Ekim 1944`te yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilen Fransa’da, kadınlar 29 Nisan 1945`te belediye seçimleri, 21 Ekim 1945`te de parlamento seçimlerinde ilk kez oy kullandılar.

Bugün Ülkemizde, kahkaha atan kadını iffetsiz diye tanımlayan siyasetçilerin, kadın dayak yiyorsa şükretsin diyen ilahiyatçıların yönetimde olduğu bir süreci yaşamaktayız. Kadını sadece annelik üzerinden kutsayıp kız çocuklarının okutulmasına karşı çıkan, töre cinayetlerini mübah gören, iş yaşamında kadın istihdamına karşı çıkan, çalışan kadınlara ayrımcılık uygulayan, kadının kimliğini yok sayan, kadın bedenini namus kavramı ile eşdeğer gören bir zihniyetin toplumumuza dayatıldığını görmekteyiz.

Dünyada ve ülkemizde de tarım alanında çalışan kadınlar toplumun ayrımcı dayatmaları ile karşı karşıya olup, sahip olmaları gereken doğal haklarını elde edememektedirler.

Türkiye’de tarım sektörü kadınlar için başlıca istihdam kaynağıdır. TÜİK tarafından açıklanan aşağıdaki Kasım 2019 verilerine göre tarım sektöründe çalışan kadınlarımızın sorunları artarak sürmektedir; 

  • Tarımda toplam 4.876.000 kişi istihdam edilirken, bunun % 43,4’ü, yani 2.116.000 kişi çalışan kadındır.
  • Tarım sektöründe çalışan 2.038.000 kadın Sosyal Güvenlik Kurumu’na kayıtlı olmayıp, tarımda çalışan kadın nüfusunun % 96.3’ü kayıt dışıdır.
  • Tarımda işveren olarak çalışan erkek sayısı 34.000, kadın sayısı 4.000 kişidir.  
  • Tarımda ücretsiz olarak çalışan erkek sayısı 516.000 kişi, kadın sayısı 1.709 bin kişidir.
  • Tarımsal işletmelerde 2019 yılında mevsimlik tarım işçilerinin günlük ücretleri bir önceki yıla göre % 17,1 artarak 87 TL, sürekli tarım işçilerinin aylık ücretleri ise % 14,4 artarak 2.422 TL oldu. Mevsimlik erkek işçi ücretleri % 14,9 artış göstererek 94 TL olurken kadın işçilerin günlük ücretleri ise % 17,9 artış göstererek 79 TL oldu.
  • Sürekli tarım işçilerine ödenen aylık ücret, erkek işçiler için %13,7 oranında artarak 2 bin 486 TL olurken, kadın işçiler için %22,4 artarak 2 bin 41 TL oldu.

Cinsiyet ayrımcılığının olmadığı, insan hakları merkezli, özgür ve eşit bir toplumda ve dünyada hep birlikte mutlu yaşayabilmek için; kadının etkinlik alanının güçlendirilmesi, eğitim, sağlık, siyaset, hukuk, istihdam ve diğer alanlarda olanaklardan eşit düzeyde yararlanması, kadın ve erkeğe verilen hakların ve yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılması konularında gerekli yasal ve sosyal düzenlemelerin yapılması kadar, toplumsal mücadelenin artarak sürdürülmesi gerekmektedir.

ODA’mız, ülkemizde ve tüm dünyada kadınların hak ve taleplerini elde etme mücadelelerini desteklemektedir.

Kadınların ve erkeklerin çağdaş ve onurlu bir geleceği hep birlikte omuz omuza paylaşmaları umuduyla…

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

 

Okunma Sayısı: 1669
Fotoğraf Galerisi