KARADENİZ HAYAT GAZETESİ: ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI DA ÇARŞAMBA BİYOKÜTLE ENERJİ DAVASINA MÜDAHİL OLDU- 26 EKİM 2020

GENEL MERKEZ ( )
27.10.2020 (Son Güncelleme: 27.10.2020 10:24:10)

"Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) tarafından davacılar yanında davaya müdahil olma talebiyle mahkemeye sunulan dilekçe kabul edildi. Böylece Ziraat Mühendisleri Odası da Santral Davasına Müdahil oldu."

Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Hasan Çobancı ZMO`nun müdahil olarak kabul edilmesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

" Samsun ili Çarşamba ilçesi Eğercili Mahallesi sınırları içerisinde bulunan sahada, Oltan ve Köleoğlu Elektrik ve Enerji Üretimi Tic. AŞ tarafından planlanan “Samsun Çarşamba BiyokütleEnerji Santrali projesi hakkında Samsun Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce verilen “Çevresel Etki Değerlendirilmesi Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle Samsun 3. İdare Mahkemesi’nde dava açılmıştı.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) tarafından davacılar yanında davaya müdahil olma talebiyle mahkemeye sunulan 11.09.2020 tarihli dilekçede,Çarşamba Ovasının tarımsal sit alanı ilan edildiği, sürecin kamuoyunun bilgisi dışında yürütüldüğü, biyokütle enerji santrallerinin kömür ile çalışan termik santrallerden 150 daha fazla azot oksit, 600 daha fazla uçucu organik bileşenler, 190 daha fazla partikül madde ve 125 daha fazla karbon monoksit yaydığı, santralin üretime geçmesiyle günde 1500 ton su kullanılacağı, ovada tarım yapılmayacağı, hava kirliliğinin artacağı, halk sağlığının bozulacağı, su kaynaklarının kirleneceği ileri sürülerek iptali istenilmiştir. 1/100000 ölçekli çevre düzeni planında "Nitelikli Tarım Alanı" olarak gösterilen ve aynı zamanda 2016 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Çarsamba Büyük Ova koruma alanı ilan edilen saha içinde yer alan dava 1.sınıf tarım arazileri ile ilgili olarak 5403 sayılı kanunun amir hükümleri uyarınca alternatif konusu alan araştırması yapılmadan ve Il Toprak Koruma Kurulu tarafından amaç dısı kullanım izni alınmaksızın ( 108, 109, 110 ve 111 numaralı parseller yönünden) yapılan ÇED başvurusunun mevzuatta aranan koşullar sağlanmadan yapılmış olması nedeniyle tesis edilen işlem hukuka ve mevzuata aykırı olduğu,

Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlü olduğu,

7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak bilimi alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA’mız tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır. Nitekim Türkiye’nin bir çok bölgesinde tarım topraklarının korunması için, örneğin tarım dışı kullanım kararlarının iptali talebi ile birçok dava açtığı,

Anayasanın 44. maddesinde, “Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yer altı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz…”, 45. maddesinde, “Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışıkullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerin sağlanmasını kolaylaştırır…” ve 166. maddesinde ise “Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayinin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir…” hükümleri yer almakta olduğu,

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 1. maddesinde, “Bu kanunun amacı; toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek, korunmasını, geliştirilmesini ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak, planlı arazi kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek” vurgulanarak, 9. maddesinde, “Arazi kullanımını gerektiren her türlü girişim ve yatırım sürecinde toprakların korunması, doğal ve yapay olaylar sonucu meydana gelen toprak kayıplarının önlenmesi; arazi kullanım planları, tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projeleri ile toprak koruma projelerinin uygulamaya konulması ile sağlanır”, 13. maddesinde, “Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı” vurgulanmış, 18. maddesinde de, “Toprağın korunması, üretim gücünün geliştirilerek sürdürülmesi, arazinin iyileştirilmesine yönelik toprak ıslahı ve tarla içi geliştirme etkinlikleri, yeteneğe uygun arazi kullanımı konularında projeye dayalı yatırım yapan, toprak işleme, sulama ve yetiştirme tekniklerini uygulayan üreticilere, tarımsal desteklemelerde öncelik verilir, yatırımları Bakanlık imkanlarıyla desteklenir” denilmek suretiyle özendirilecekleri hükme bağlandığı belirtilmiştir.

Samsun 3. İdare Mahkemesi, ZMO’nun talebini uygun görerek,  14 Ekim 2020 tarihinde verdiği kararla davaya katılma istemini kabul etmiştir.

 

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 24
Fotoğraf Galerisi