İSTANBUL GERÇEĞİ: DANIŞTAY’DA BİR ÖNEMLİ DAVA- 4 EKİM 2020

GENEL MERKEZ ( )
04.11.2020 (Son Güncelleme: 04.11.2020 12:31:26)

"Çiğdem Toker: Normal koşullarda bir sene önce bildirilen bu görüşten sonra ilgili dairenin karar alması beklenirken bu karar henüz alınmış değil."

Devlet, hesap vermesi gereken bir organizma. Onu yönetmeye talip olanlar, bu hesabı verme taahhüdünü de üstlenir. Depremin enkaza çevirdiği binalardaki ölümlerin sorumlusu o evi “seçenler” ya da o evlerde, bürolarda yaşamak çalışmak zorunda kalanlar değil, o yapıları denetlemeyenlerdir. Denetlenmemesi için sistem kuranlardır.

Hesap vermesi gerekenlere hukuk dairesinde hesap sormadan yurttaş olamayız. Siyaset, haksızlıklara karşı hesap sorarak yapılır, uzlaşarak değil.

Bugün TBMM`den 2018`de geçen “imar barışı” hakkında Danıştay`da görülen önemli bir dava ile son gelişmelerden bahsedeceğim.

Davayı  geçen yıl TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) açtı. “İmar barışı” yasasına dayanarak çıkarılan tebliğin bazı maddelerinin iptalini ve ilgili yasa maddesinin Anayasa Mahkemesi`ne götürülmesini istiyor.

İmar Kanunu`na eklenen 16. maddeyi Anayasa Mahkemesi`ne iptal istemiyle doğrudan götürebilecek konumda olan ana muhalefet partisi CHP bu yolu kullanmadı.

★★★

Önce hatırlayalım. 2018`de TBMM`de İmar Kanunu`na  eklenen geçici 16. maddeyle dendi ki:

– 31 Aralık 2017`den önce yapılmış ruhsatsız yapılar ilgilinin başvurusuyla  kayıt altına  alınacak.

– Tahsil edilecek bedeller dönüşüm projelerinde kullanılacak.

– Verilmiş para cezaları iptal edilecek.

Ve sıkı durun lütfen:

“Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğunda” olacak. Evet hukuk devletlerinde (denetim mekanizmalarıyla) devlet sorumluluğunda olması gereken depreme dayanıklılıktan bina sahipleri sorumlu tutuldu bu yasayla.

DANIŞTAY SAVCISI “AYM” DEMİŞ

Danıştay Savcısı Aylin Bayram tam bir yıl önce İmar Kanunu geçici 16. maddesinin Anayasa`ya aykırı olduğu ve Anayasa Mahkemesi`ne başvurulması gerektiği yolunda görüş bildirdi.

“Kişilerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının korunması devletin ödevleri arasında yer aldığından, bu hakkın yerine getirilmesi bakımından getirilen düzenlemelerle idarelere denetim ve gözetim görevleri yüklemiş olup, geçici 16. madde hükmünde yer alan düzenleme ise bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesine neden olacağından Anayasa`nın 56. madde hükmüne aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.”

Normal koşullarda bir sene önce bildirilen bu görüşten sonra ilgili dairenin karar alması beklenirken bu karar henüz alınmış değil.

2 KASIM`DA BAŞVURDU

ZMO depremin ardından Danıştay 6. Daire`ye bir dilekçe vererek taleplerini yineledi.

İzmir`de meydana gelen depremde yıkılan binaların birçoğunun imar barışından yararlandığı haberleri hatırlatılan dilekçede şöyle denildi:

“İmar barışı denilen düzenleme ile hem kaçak yapılar hem de ruhsatlı olmasına rağmen çürük dayanıksız yapılar yapı kayıt belgesi alarak denetimden kurtulmuştur. Yapı kayıt belgesi almayanların maliklerinde de devlet bu imkanı çıkardığına göre benim binamı da yıkmaz anlayışı rahatlığı oluşmuştur.”

“PARTİLERİN AYMAZLIĞI”

“Dava konusu düzenlemenin dayanağını oluşturan İmar Kanunu`nun geçici 16. maddesi Meclis`teki partilerin anlaşmasıyla çıkmış ve bu nedenle maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi`ne dava açılmamıştır. Partilerin bu aymazlığını, milyonlarca insanımızın canı pahasına görmezden gelmeyi istemiyoruz. Bu nedenle sayın dairenizin bir yıl önce dosyaya sunulan savcılık görüşü doğrultusunda Anayasa`ya aykırılık iddiamızın kabul edilerek maddenin iptali için dosyanın acilen Anayasa Mahkemesi`ne gönderilmesini talep ediyoruz.”

Bu tabloda “sırası değil” denilen siyasetin yeri nerede sizce?

 

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 30
Fotoğraf Galerisi