1. FINDIK ÇALIŞTAYI TOPLANDI - CUMHURİYET TARIM/HAYVANCILIK
Kurultay bildirgesinden: "Ulusal fındık politikası kurgulansın"
TRABZON (Cumhuriyet) - Ziraat Mühendisleri Odası'nın (ZMO) düzenlediği "1. Fındık Çalıştayı", 8 Ekim 2006 Pazar günü Trabzon'da geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Çalıştay sonrası yayımlanan bildirgede, ulusal fındık politikasının ivedilikle kurgulanması gerektiği üzerinde duruldu.
Türkiye'de fındık üretimi yapılan tüm illerin ZMO Şube Başkanları ve İl Temsilcilerinin yer aldığı toplantıya, Fiskobirlik Yönetim Kurulu Üyesi Ramiz Sungur, ziraat odaları başkanları, üreticiler, tüccarlar ve öğrenciler katıldı. Çalıştay, ZMO Trabzon Şube Başkanı Mehmet Taçoğlu, Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ve Ordu Ziraat Odası Başkanı Onur Şahin'in açılış konuşmalarıyla başladı. Fındık sektörünün siyasal ve teknik tüm sorunlarının masaya yatırıldığı Çalıştayda, değişen siyasi iktidarlara göre değişmeyecek kapsamlı ulusal bir fındık politikası oluşturulması gerektiği belirtildi. Çalıştayda, sorunların temelinde üretici örgütlenmesinin yetersizliğinin bulunduğu ve mevcut iktidar yapısının fındık üzerinden geliştirdiği iç siyasal hesapların fiyatların düşmesine, üreticinin hakkını elde edememesine ve ülkenin dış satım geliri kaybına neden olduğu özellikle vurgulandı. Çalıştay sonrası kamuoyuna açıklanan bildirgede, üretiminde dünya lideri olduğu fındık konusunda Türkiye'nin son günlerde çok sıkıntılı bir süreç yaşadığı kaydedildi ve özetle şu görüşlere yer verildi:
"Batakçılıkla suçlanan Fiskobirlik'in devlete tek bir kuruş borcu olmamasına, 54 trilyon lira Hazineden alacaklı olmasına ve fındık alımı için 3 kez DFİF kredisi talebinde bulunmasına karşın cevap bile alamamıştır. Üretici serbest piyasada maliyetinin altında fındığını satmak zorunda bırakılmıştır.
DB Birliklerin faaliyetlerini kısıtlamayı dayatmaktadır, çünkü küçük üreticiyi ve tarımsal üretimi Türkiye'de ayakta tutan kooperatifler ve birliklerdir. Bunu sağlamak için de Hükümet ile Fiskobirlik arasında yaşanan gerginlik sonucu fındık alımıyla, teknik altyapısı bulunmayan TMO görevlendirilmiş ve fındığa maliyeti düzeyinde bir fiyat açıklanmıştır.
2004 yılında fındıkta yaşanan don zararı hükümet tarafından 630 trilyon lira olarak tespit edilmiş bunun yüzde 50'sinin karşılanacağı belirtildiği halde ancak yüzde 15'i ödenmiş, üreticilerin hala kalan 253 trilyon TL alacağı bulunmaktadır.
Fındık tek başına tarım ürünleri ihracatımızın yüzde 25'ini karşılamaktadır. 2 milyar dolarlık bir getirisi vardır. Fındık politikasında yapılan hatalar tarım ürünleri ihracat fazlamızı negatife doğru çekmektedir.
Yukarıda sıralanan verilerin ışığı altında;
Değişen siyasi iktidarlara göre değişmeyecek kapsamlı ulusal bir fındık politikası oluşturulmalıdır. Bu çerçevede;
- Fındıkla ilgili, dikim alanı, üretim, tüketim gibi konularda sağlıklı bir veri tabanı oluşturulmalıdır.
- Gerçek fındık üreticileri (asıl işi fındık tarımı olan) belirlenerek, yalnızca bunlar desteklenmelidir.
- Öncelikle fındık bahçelerinin parçalanmasını engelleyerek, büyütülmesi özendirilmelidir. Çevresel ve sosyal koşullara göre olması gereken en az işletme büyüklükleri saptanmalıdır.
- Fındığın kullanım alanlarını genişletip, tüketimini artıracak çalışmalar yapılmalıdır.
- Uygun alanlarda fındığın yerini alacak başka ürünlerin yetiştiriciliği özendirilmeli ve bu ürünlerle ilgili sorunlar çözülmelidir.
- Verim artırılıp maliyetler düşürülmelidir. Bu amaçla;
- Yüksek verimli ve dayanıklı çeşit ıslahı çalışmaları hızlandırılmalı,
- Maliyetin yaklaşık yüzde 50'sini oluşturan işçiliği azaltmak için mekanizasyon geliştirilmeli, yetiştirme şekli ve diğer uygulamalar olabildiğince mekanizasyona uygun olarak düzenlenmeli,
- Yaşlı ve uygun olmayan bahçelerin sökülerek, yerine yüksek verimli amaca uygun bahçelerin kurulması özendirilmeli,
- Gerekli olan yerlerde sulama ve drenaj sistemleri kurulmalı,
- Bitki besleme, hastalık, zararlı ve yabancı otlardan koruma uygulamalarının zamanında ve gerektiği dozda yapılması sağlanmalı,
- Eğimin fazla ve toprağın yüzlek olduğu yerlerde teraslama gibi önlemler alınmalıdır.
- Olası zararlardan üreticiyi korumak için sigorta sistemi geliştirilmelidir.
- Bölgelerin özelliklerine göre üreticileri koruyacak özel politikalar geliştirilmelidir.
- Fındık yerine kullanılabilecek ürünlerin dünya piyasalarındaki durumları yakından izlenerek, uygun bir hedef fiyat belirlenmeli, piyasada oluşan ile hedef fiyat arasındaki fark üreticiye ödenmelidir.
- Girdi maliyetlerini azaltacak önlemler alınmalıdır. Üreticilere, rekabet ettikleri ülkelerin üreticilerine sağlanan düzeyde bir maliyetle girdiler sağlanmalıdır.
- Kapsamlı kırsal kalkınma projeleri ile üreticiler bilinçlendirilmeli, sosyo ekonomik ve kültürel düzeyleri yükseltilmelidir.
- Gerçek anlamda lisanslı depoculuk sistemi kurulmalı, buna bağlı olarak işlevsel fındık borsası oluşturulmalıdır.
- Tüm fındık üreticilerinin örgütlenmesi özendirilmeli, bu kapsamda var olan üretici örgütleri güçlendirilerek fındıkla ilgili politikalar bu örgütler tarafından belirlenmelidir.
- Fındığa dayalı sanayinin desteklenmesi, eksik istihdamın bu alanda tamamlanması gerekir.
- Ürün arzının düzensiz olduğu yıllarda üretici, tüketici ve sanayicinin korunması için, buğdayda olduğu gibi, ürün stokları oluşturulmalıdır.
- Fiskobirlik'in geçmişten günümüze yaşadığı sorunlar belirlenerek, üretici lehine çözüm yoluna gidilmeli.
- Fındık fiyatının ülkemiz dışında belirlendiği söyleminin doğru olmadığı, fiyatın Türkiye tarafından da belirlenebildiği son 3 yıllık uygulamalarda görülmüştür. Bu durum sürdürülebilir hale getirilmelidir."