"14 MAYIS DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜ" BASIN AÇIKLAMASI

"14 MAYIS DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜ" BASIN AÇIKLAMASI
MANİSA
13.05.2022
 

Edirne İl Temsilciğiliğimiz tarafından "14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü" nedeniyle 13 Mayıs 2022 Cuma günü bir basın açıklaması yapıldı. Edirne İl Temsilcimiz Erdoğan YANILMAZ tarafından okunan basın açıklaması metni şöyledir: 

14 MAYIS DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

KÖYLÜYÜ ÇİFTÇİ YAPAMADIK

Öncelikle alın terini toprağa akıtarak üretim yapan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs “Dünya Çiftçiler Günü” kutlu olsun.

Ülkemizde ikinci dünya savaşından sonra köyden şehre göç; ilk anda artan nüfusun tüketimini karşılamak bir yana, tarımdaki arazi ve makineleşme imkanlarının kırsal nüfusu dışlaması nedeniyle hızlandı. Şimdi ise giderayak Türkiye tarımının dengesini sağlayacak nüfusu tutabilecek yapısının gelişmesine rağmen son yıllarda göçün halen devam ettiği görülüyor.

Burada maalesef köylülerin çiftçileşmesi dediğimiz mekanizmaların yetersizliği ve genç nüfusun tarımı sürdürecek özgün bir eğitime kavuşamaması rol oynuyor.

KIRSALDA DA ŞEHİRDE DE EĞİTİM VEREMİYORUZ

Şu anda kırsal nüfus hakkında kesin verilere dahi sahip olmamakla birlikte,  tarımsal faaliyette bulunan nüfusun ve ÇKS ye kayıtlı  çiftçilerin sayısının gittikçe azaldığını görmekteyiz.  Kırsal yerleşimlerin  bir çok yerde Büyükşehir Belediyelerine ve kalabalık kasabalara entegre edilmesi idari gerçeği ifade etmediği gibi bu konudaki yatırım ve planlamayı da engelliyor. Yapısını ve kapasitesini (nüfus ve doğum oranı) iyi bilemediğimiz yerler için konuşmak ve değerlendirme yapmak zordur.

Özellikle gençleri köyde tutamıyoruz ve kendilerine de iyi bir tarımsal eğitimi de veremiyoruz. Gençler özellikle şehirde “Ne iş bulursak çiftçilikten daha iyidir” mantığıyla hareket ederek tarımdan kopuyorlar. Bu da son yıllarda tarımda uygulanan yanlış politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkıyor ve köylerde sadece yaşlı nüfus kalıyor.

21.yüzyılın içerisinde Ülkemiz büyükşehirlerindeki varoşların sorunları bir yönüyle 1950’ lerdeki gecekondu mahallelerinden daha beterdir. Tabii bu yerleşim birimlerine elektrik, su ve diğer benzeri hizmetler artsa da, verilmeye çalışılan eğitim için belki aynı şeyi söyleyemeyiz. Kısacası kırsalda eğitemediğimiz nüfusa, şehirde de gerekli eğitimi veremiyoruz.

TÜRKİYE TARIMI DA GÖÇMENLERE MUHTAÇ

Bugünün Türkiye’ sinde bir çok batı ülkesinde bulunmayacak kadar geniş tarım arazileri mevcut. Sayın Tarım Bakanı KİRİŞÇİ; Ülkemiz dışında bazı ülkelerde tarım arazileri kiralayarak tarımsal faaliyetten bahsetmektedir. Şu an ülkemizde yaklaşık 2 Trakya büyüklüğünde (3,4 milyon hektar alan) değişik ekonomik nedenlerden ve uygulanan yanlış tarımsal politikalardan dolayı ekilmiyor ya da ekilemiyor. Bence bazı ürünlerin tercih edilerek bu alanlarda ekilmesi teşvik edilebilir.

Örneğin şu anda ülkemizde ayçiçeği yağı tüketimi 3 milyon ton iken, üretim ise 1.850 bin ton civarındadır. Stratejik ürün haline gelen ve dışa bağımlı durumda olduğumuz ayçiçeğinin ekim alanlarının genişlemesi hususunda desteklemelerin artırılması ve teşvik verilmesi de önemli hale gelmiştir.

Ne var ki halen ülkemizin bazı yörelerinde uygulanan sulama yöntemleri ve su kaynaklarının kullanışı hiç te ilmi ve bilimsel değil. Yapılan hatalı planlamalar sonucu ekilen ürünler gereksiz ve aşırı su tüketen ürünlerin kazancının yüksekliğinden ötürü tercih edilmesinden dolayı tarım arazilerinin çoraklaştığı, verimlerin azaldığı ve o bölgelerde yer altı suyu seviyesinin düşmeye başladığı gibi olumsuzluklarla da karşılaşılmaktadır. Konya, Aksaray illerinde ve civar bölgelerde bunu görebilmek mümkün. Ayrıca Türkiye’nin diğer sulu tarım alanlarında da bu gibi olumsuzlukları görebiliyoruz.

Niçin tarımsal ürünlerde dışa bağımlı hale geldik,? Tamamen yıllardır uygulanan hatalı tarım politikaları yüzünden. Ayrıca bizim paramız var, her ürünü ithalat ile ülkemize getiririz mantığıyla. Ancak Rusya’ nın Ukrayna’ yı işgal ettiği bu dönemde bu düşüncenin kabul görmediği bir kez daha ortaya çıktı. Buğday ve ayçiçeğinin eksikliğini yaşadık ve gördük. Fiyatların hızlı bir şekilde yükseldiğini yaşadık. Rusya ile Ukrayna savaşırken sanki bombalar ülkemize düşüyordu. Ekmek ve yağ fiyatları beklenenin çok üzerinde ve hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Buğday ve ayçiçeğinde dışa bağımlılığımız ortaya çıktı. Ekmek fiyatları halen artmaya devam etmekte ve güvenilir ve ucuz gıdaya ulaşmada sorunlar yaşanmaktadır.

14 Mayıs Dünya çiftçiler gününde, çiftçi gelecekten umutsuz,  çiftçi mutsuz.

Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki köylümüzü çiftçi yapamadık ve yeteri kadar tarımsal eğitim veremedik. Bitkisel üretimin gerilediği kadar hayvancılığında bu şartlarda gerilediğini, piyasadaki et ve süt fiyatlarının yüksekliğinden görebiliyoruz. Ülkemizde çoğu bölgede hayvan bakıcıları ya Afganlı ya da Suriyeli göçmenlerden oluşmaktadır. Hayvancılık ta köylerde genç nüfusun bulunmayışından dolayı tamamen göçmen nüfusa kalmış durumda. Bu olumsuz örnekleri çoğaltabiliriz.

Şu anda Ulusal Süt Konseyinin süte verdiği fiyat 7,7 TL olup, 15 Mayıs tan geçerli olacak, artı devletin ödediği destekleme primi var. Ancak yapılan çalışmalar sonrası hesaplamalarımızda maliyet halen 8,5 _9,0 TL civarındadır. Bu yüksek maliyetlerle üretimde gittikçe zorlaşıyor. Dişi düvelerde kesime gidiyor. Et fiyatları da hızla artmaya devam ediyor.

Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki köylümüzü çiftçi yapamadık, özellikle genç nüfusu köylerde tutamadık. Herkes çok kolay miras yoluyla çiftçi olabiliyor ve elinde ÇKS belgesi olan kayıtlara çiftçi geçiyor. Bunun için gerçek anlamda Ülkemizde tarımsal faaliyetin içinde olup, üretim ağının içinde bulunan çiftçileri de tespit etmek zorlaşıyor.

Gerçek anlamda üretim zincirinin içinde bulunan çiftçilerimizi sık aralıklarla eğitmekte fayda olduğu düşüncesindeyim. Köylerde yaşayan ve çiftçilik ile uğraşan nüfusun yaş ortalaması 50-55 civarında. Çiftçiliğin devamı için genç nüfusu, genç çiftçiyi köyde tutabilmek ve bu gençleri çiftçiliğe teşvik etmek, kurslar düzenlemek bu kurslar sonrası verilecek sertifika ve belgeler karşılığı yatırıma yönlendirmek, yatırım kredilerini düşük faizli vermek gerektiği düşüncesindeyiz.

Ayrıca üretimi teşvik etmek için destekleme miktarlarını ve taban fiyatları ekim tarihinde açıklamak gerektiğini düşünüyorum. İthalat ile diğer dünya çiftçilerini destekleyeceğimize, kendi ülkemizde üretim yapan çiftçilerimizi desteklememiz gerekmektedir. Enerji, Mazot ve diğer girdilerin bu kadar yüksek olduğu bu dönemde tarım alanlarında bence ekilmeyen alanlar daha da artacaktır.

Saygılarımla.  

Erdoğan YANILMAZ

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Edirne İl Temsilcisi

Okunma Sayısı: 334
Fotoğraf Galerisi