2021 YILI ÜLKEMİZ TARIM SEKTÖRÜ İÇİN HÜSRAN YILI OLACAKTIR.   ÇİFTÇİLERE YAPILACAK 2021 DESTEKLERİ; HAYRET, GAYRET, SABRET DEVRİNİ BİTİRDİ!

2021 YILI ÜLKEMİZ TARIM SEKTÖRÜ İÇİN HÜSRAN YILI OLACAKTIR.

 

ÇİFTÇİLERE YAPILACAK 2021 DESTEKLERİ; HAYRET, GAYRET, SABRET DEVRİNİ BİTİRDİ!
MERKEZ
14.12.2020

"Pandemi sürecinde tüm dünyada tarım sektöründe üretim ve dış ticarete yönelik korumacılık önlemleri artarken, ülkemizde ek tarımsal ekonomik önlemler paketi yürürlüğe girmesi gerekirken, mevcut ve gelecek desteklerin azaltılması en hafif deyimle aymazlıktır."

 

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI

BASIN AÇIKLAMASI

14 Aralık 2020

 

2021 YILI ÜLKEMİZ TARIM SEKTÖRÜ İÇİN HÜSRAN YILI OLACAKTIR.

 Çiftçilere Yapılacak 2021 Destekleri; Hayret, Gayret, Sabret Devrini Bitirdi!

Ülkemiz tarım sektörünü nasıl bir geleceğin beklediğini anlayabilmek için söylem dışında sektöre yönelik resmi belgelere bakmak gerekmektedir.

2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı, 27 Ekim 2020 tarih ve 31287 sayılı 1. Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.

2021 yılında ödenecek 2020 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar, 5 Kasım 2020 tarih ve 31295 sayılı 1. Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlandı.

Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Bütçe Teklifi, 14 Aralık 2021 tarihinde bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecektir.

Dünya ekonomisinin en gelişmiş ülkeleri olan ABD ve AB, Pandemi sürecinde tarımsal üretimi artırmak ve gıda gereksinimlerini karşılanması için ek ekonomik destekleri gündeme getirdi. ABD, ilk aşamada tarımda 19 milyar dolar ek destekleme yapacağını açıkladı. AB, 2021-2027 tarımsal destek bütçesini açıklayıp üreticilerin önünü görmesini sağlarken, 1 trilyon Euro ek bütçe ile 750 milyar Euro toparlanma fonu oluşturdu. Ülkemizde ise açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” başlıklı önlemler paketinde tarım sektörü yer almadı. Gündemdeki her üç düzenleme ise, ülkemizde artan enflasyon ve döviz kuruna karşın tarımsal desteklerde artış içermemekte, aksine azalışlar öngörmektedir.

Pandemi sürecinde tüm dünyada tarım sektöründe üretim ve dış ticarete yönelik korumacılık önlemleri artarken, ülkemizde ek tarımsal ekonomik önlemler paketi yürürlüğe girmesi gerekirken, mevcut ve gelecek desteklerin azaltılması en hafif deyimle aymazlıktır.

Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Bütçesi Değerlendirmesi

2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda belirtilen “Tarımsal Destekleme Bütçesi 2020 yılında, On Birinci Kalkınma Planı hedefleriyle uyumlu olarak bir önceki yıla göre yüzde 29,4 oranında artırılmış ve 21,97 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2021 yılında ise bir önceki yıl seviyesi korunarak 22 milyar TL olarak öngörülmüştür.” şeklindeki ana hedefler doğrultusunda hazırlanan Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 Yılı Bütçesi, tarım sektörünün sorunlarını çözmekte öte, sorunları daha da artıracak kesintiler bütçesidir.

2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 21. maddesindeki tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın milli gelirin %1’inden az olamayacağı hükmüne rağmen, verilen desteğin milli gelire oranı yıllara göre %0,4-0.6 aralığında kalmıştır.

2018 yılında 14,5 milyar TL destekleme ödemesi yapan Bakanlık, 2019 yılında 16,1 milyar TL’lik bir destekleme bütçesi ayırmış, 2020 yılında ise bu miktar 22 milyar TL’ye çıkmıştır. Oysa 5488 sayılı Yasaya göre çiftçilerimize verilmesi gereken en az destek miktarı 2019 yılı için 42.8 milyar TL, 2020 yılında daha fazla olması gerekirdi. 2021 yılı destekleme bütçesinin son andaki bir değişiklikle 23 milyar TL olması, aslında artırılmamış olması, daha önceki yıllarda karşımıza çıkmayan bir durumdur.

Mazot desteği 2020 yılında 2 milyar 901 milyon TL iken 2021 yılında 2 milyar 724 milyon TL’ye düşürülmüştür. Yurt dışına bağımlı olduğumuz mazotta dövizdeki ciddi artışa karşın desteğin %6.1 oranında azaltılması kabul edilemez.

Gübre desteği 2020 yılında 840 milyon TL iken 2021 yılında 788 milyonTL’ye düşürülmüştür. Kesinti oranı %6.2’dir. Oysa Amonyum Sülfat gübresi Mart 2020’de 1080 TL iken Ekim 2020’de 1245 TL, DAP gübresi Mart 2020’de 2050 TL iken Ekim 2020’de 2285 TL’ye yükselmiştir.

Hayvancılık desteği 2020 yılında 6 milyar 862 milyon TL iken 2021 yılında 6 milyar 324 milyon lira TL’ye düşürülmüştür. Hayvancılık desteklerinde kesinti oranı %9,6 düzeyindedir.

ÇATAK, Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Koruma Programı için 2020 yılında 150 milyon TL destekleme varken 2021’de 100 milyon TL destek öngörülmektedir.

Resmi olarak açıklanan %14 enflasyon oranı, %30’ları aşan döviz kur artışı, dövize bağlı girdi maliyetlerindeki ortalama en az %30 artış karşısında, ödemelerin gelecek yıllara kalacak olması nedeniyle ödendiği dönem çiftçiye bu desteklerin neredeyse yarısı yansıyacaktır. Bu yanlış tercih üreticimizin ve üretimimizin göz ardı edilmesi, çiftçimizin kendi kaderine terk edilmesi anlamına gelmektedir.

Tarımsal desteklerin yeterli olmaması dışında bu konudaki en önemli sorunların başında desteklerin zamanında ödenmemesi gelmektedir. 2020 Kasım ayı verilerine göre 2019 yılına ait 18.4 milyar TL ödeme ile desteklerin henüz %84’ü ödenmiştir. Devletten fazlasıyla alacaklı iken uygulanan gecikmeli bu ödeme şekli çiftçiyi sürekli borçlu konumuna düşürmektedir.

Ülkemizde tarım sektörünün GSMH’dan aldığı pay 2012 yılında 67 milyar dolar iken 2019 yılında 48 milyar dolara düşmüş, aynı dönemde tarım sektörüne kullandırılan kredi miktarı 34 milyar TL’den 128 milyar TL’ye yükselmiştir. Bankalar dışında kooperatifler ve özel sektöre olan borcun toplamı 180 milyon TL’yi bulmuştur. 2020 yılında bankalarca kullandırılan toplam 128 milyar lira tarımsal kredinin 118 milyar TL’si nakdi kredi, 5.4 milyar TL’si takipteki kredi ve 4.7 milyar TL’si gayri nakdi kredidir. Çiftçilerimizin 128 milyar TL krediye karşılık 200-225 milyar TL civarında teminat göstermesi sonucu traktörü, hayvanı, evi, arsası üzerine ipotek konulmuştur. Çiftçi kuruluşu olan Tarım Kredi Kooperatifleri, maalesef bankaların üzerinde faiz ile kredi vermekte, mazot dahil temel girdileri daha pahalıya satmaktadır. T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin 2020 yılı Nisan ve Mayıs ayında dolacak kredilerin anapara ve faiz tutarlarının ertelendiği altı aylık sürenin dolması üzerine bugünlerde çiftçilerin traktörlerine, evlerine, arsalarına, hayvanlarına haciz işlemi yapılmaya başlanmıştır. Bu süreçte 17 Kasım 2020 tarih ve 31307 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7256 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” kapsamında toplam 500 milyar TL karşılığı kamu alacağı yeniden yapılandırılırken çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası borçlarının yeniden yapılandırılması ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmedi.

Tarımsal desteklerin zamanında ödenmemesi, en az 1 yıl sonradan ödenmesi, geliri banka ve piyasa borcuna giden üreticimizin üretimden uzaklaşması sonucunu doğurmaktadır. Oysa üretim artışını ve tarımsal üretim planlamasını yönlendirmesi gereken desteklerin amacına ulaşması için desteklerin ürün ekiminden önce, yeterli, zamanında ve kesintisiz ödenmesi gerekmektedir.

2020 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar’ın Değerlendirmesi

En geç Ocak ayında açıklanması gerekirken, 5 Kasım 2020 tarih ve 31295 sayılı 1. Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “2020 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar” başlıklı ve 3190 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; ülkemizde 2020 yılında yapılacak tarımsal üretim için Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)’ne kayıtlı çiftçilere 2021 yılında ödenecek olan tarımsal destekler düzenlenmiştir.

Genel hatları ile bakıldığında 2019 yılına göre 2020 yılında yapılacak desteklemelerde önemli değişikliklerin olmadığı görülmektedir. 2020 yılında suni tohumlama, tiftik üretimi, anaç koyun ve keçi, DİTAP desteği gibi bazı kalemlerde yeni desteklerin olduğu ama bunların genel içerisinde kaybolduğu söylenebilir.

Mazot, gübre, toprak analizi ve katı organik organomineral gübre desteğinden oluşan Alan Bazlı Desteklerin, 2020 yılında 2019 yılına göre değişmediği görülmektedir. Bu destek kalemini oluşturan mazotta ve gübrede dışa bağımlı olduğumuzdan geçen yıla göre büyük oranda maliyet artışının olması bu alandaki destek miktarının değişmemesini ve hatta azalmasını anlaşılmaz kılmaktadır.

2019 yılında 46.000 TL/kişi olan tarımsal yayım ve danışmanlık desteğinde bir değişiklik yapılmamıştır. Bu durum meslektaşlarımız adına kabul edilemez bir yanlıştır.

Toprak analiz desteği, Bitkisel üretim yapan küçük aile işletmesi desteği, Fındık üreticileri alan bazlı gelir desteği, Geleneksel zeytin bahçelerinin rehabilitasyonu desteği, Biyolojik ve biyoteknik mücadele desteği değişmemiştir.

İyi Tarım Uygulamaları desteği 2019 yılında 4 kategori iken 2020 yılında 3 kategoriye düşmüş ancak tüm kategorilerdeki ürünler için destek miktarı değiştirilmemiştir.

Telafi edici ödeme destekleri kapsamında 2019 yılında ödenen patates siğilinin görüldüğü yerlerdeki çiftçilere verilen 110 TL/da’lık ödeme 2020 yılında kaldırılmıştır. Bitki karantinası destekleri değişmemiştir.

Organik Tarım Desteklerinde; 2019 yılındaki 1.kategori ürünler için bireysel ürün sertifikası desteği 70 TL/da’dan 100 TL/da’a; üretici grubu için ürün sertifikası ise 35 TL/da’dan 50 TL/da’a yükseltilmiştir. Arılı kovan desteği değişmemiştir.

Havza Bazlı Fark Ödemesi desteği özelindeki ürünlerin kapsamı değiştirilmemiştir; destekleme miktarlarında sadece yağlık ayçiçeğinde 40 kr/kg’dan 50 kr/kg’a ve kütlü pamukta 80 kr/kg’dan 110 kr/kg’a yükselme olmuştur. Diğer ürünlerdeki destek miktarlarında ise herhangi bir değişiklik olmamıştır.

Sertifikalı fidan/fide ve standart fidan kullanım desteğinde 2020 yılında 2019 yılına göre kapsamında detaylandırma yapılmış; ancak miktarlarda değişiklere gidilmemiştir.

Sertifikalı tohum kullanım desteği kapsamında; Aspir ve kanola için ödenen destek 4 TL/da’dan 5 TL/da’ya; Çavdar, tritikale, yulaf için ödenen destek 6 TL/da’dan 16 TL/da’ya; Çeltik için ödenen destek 8 TL/da’dan 16 TL/da’ya; Arpa ve buğday için ödenen destek 8,5 TL/da’dan 16 TL/da’ya; Kuru fasulye ve mercimek için ödenen destek 20 TL/da’dan 30 TL/da’ya; Fiğ, yem bezelyesi, korunga ve soya için ödenen destek 20 TL/da’dan 22 TL/da’ya; Yer fıstığı için ödenen destek15 TL/da’dan 17 TL/da’ya yükseltilmiştir.

Yurt içi sertifikalı tohum üretim desteğinde sertifikalı kademe ve orijinal/temel ve üstü kademe ayrımına göre değişiklikler yapılmıştır. Daha önce 2019 yılında belirlenen fiyat üstünden aldığı desteğe %100 ilave yapılırken 2020 yılında bu uygulama kaldırılmıştır ve yerine ürünlere göre değişen miktarlarda destekler verilecektir.

Hayvancılık destekleri kapsamındaki yem bitkileri üretim desteği 2019 yılında 10 kategoride verilirken 2020 yılında 6 kategoriye düşürülmüştür. Ayrıca, destekleme miktarında bir değişikliğe gidilmemiştir. Çoban istihdam desteği değişmemiştir. 2019 yılında ödenen hayvan hastalıkları tazminatı desteği kaldırılmıştır. 4 ay ve üzeri buzağı-malak desteği 350 TL/baş iken 350 TL/baş’a çıkmıştır. Anaç koyunlara 2019 yılında verilen 25 TL destek 2020 yılında 30 TL’ye, Anaç keçilerde 25 TL’den 35 TL’ye yükseltilmiştir. İpek böceği desteğinde 2019 yılında kutu başına 80 TL olan destek 100 TL’ye, Yaş koza desteği gerekli şartları sağlamak koşulu ile 60 TL/kg’dan 70 TL/kg’a yükseltilmiştir. Yeni destekler olarak Suni tohumlamadan doğan malak desteği ilave 250 TL/baş, Göçer yetiştiricilerin anaç koyun ve keçilerine ilave 2 TL/baş, Tiftik üretim desteğinde sözleşmeli üretim yapılmışsa ilave 10 TL/kg ödeme yapılacaktır.

Su ürünleri desteklerinde; yeni destek olarak balon balığı avcılık desteği 5 TL/adet olarak belirlenmiş, diğer desteklerde bir değişiklik yapılmamıştır. Su ürünleri desteklerinde hayvan gen kaynakları desteği değiştirilmemiştir.

Yeni bir destek kalemi olan DİTAP desteği kapsamında; Bakanlıkça belirlenen hayvansal ürünleri DİTAP üzerinden pazarlayanlara (gerekli şartları sağlamak koşulu ile) Bakanlıkça belirlenen dönem, birim fiyat ve kriterler üzerinden destek ödenecektir.

Kesinti oranlarına bakacak olursak; Su ürünleri desteğinde 2019 yılında su ürünleri tanıtım faaliyetlerinde kullanılmak için kesilen %1 olan miktar %2’ye yükseltilmiştir. Yeni uygulama olarak üretici/yetiştirici birlikleri aracılığıyla DİTAP üzerinden pazarlanan ürünlerde %3’ü il/ilçe birliklerine, bu bedelin içinden %5’i merkez birliğine ödeme yapılacaktır. Kooperatif aracılığıyla DİTAP üzerinden pazarlanan ürünlerde %3’ü kooperatif üst birliğine veya bölge birliğine, bu bedelin içinden %25’i kooperatif merkez birliğine ödeme yapılacaktır (yeni uygulama).

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak bir kez daha yineliyoruz: Türkiye tarım sektörü gecikmeksizin desteklenmelidir.

Neoliberal tarım politikalarının ülkemizde kronikleşen tarım ve gıda sektörü ile kırsal alan sorunlarını geçmişte olduğu gibi günümüzde de çözemediği ortadadır. Ülkemizde önceki yıllarda olduğu gibi pandemi sürecinde de yapısal sorunları çözmek yerine “yerli ve milli” söylemi dışında maalesef yerli üretimi ve üreticiyi korumaya yönelik somut ekonomik desteklere dayalı üretim seferberliğine yönelik kamucu tarım politikaları uygulamaya konulmamaktadır. Tarımsal altyapı sorunlarının çözülmediği, dışa bağımlı girdi fiyatlarının sürekli arttığı, uygun kredi olanaklarının yaratılmadığı, desteklerin yeterli ve zamanında ödenmediği önümüzdeki üretim döneminde iklim koşullarındaki olumsuzluklar da çiftçilerimizi daha zor bir dönemin beklediğini göstermektedir. Rant ve faiz ekonomisi yerine üretim ekonomisine geçilmediği sürece Pandemi sürecinin belirsizliği ve ülkemizde yaşanan ciddi kuraklık sorununun da etkisiyle 2021 yılı tarım sektörü için kriz yılı olmaya devam edecektir.

Ülkemizde maalesef üretim ekonomisi yerine yine girdilerde ve ürünlerde dışa bağımlı bir süreç yaşamaktayız. Mısır, buğday ve arpada gümrük vergilerini sıfırlamak çözüm değildir. Yemde %45 oranında dışa bağımlı olmamız artan döviz nedeniyle hayvancılığımızı olumsuz etkilemektedir. Çiğ süt üreticisinden esirgenen desteğin yansıması bir sonraki aşamada kesimler sonucu et sorunu ve yüksek fiyatlar olarak karşımıza çıkacaktır. Kendi çiftçimize vermediğimiz desteği dışalım yoluyla başka ülkelerin çiftçisine verme yanlışına devam etmemeliyiz. Dünyada artan ürün fiyatları ve yükselen stok alımları, ekonomik krizdeki ülkemizin istese de dışalım yapmasını daha da güçleştirecektir.

Çözüm; stratejik bir sektör olan tarım sektörünü gecikmeksizin korumak ve somut önlemlerle üretim ekonomisine geçmektir. 5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az %1’i düzeyine yükseltilmelidir. 2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılı bitmeden ödenmelidir. Tarımsal desteklerin yönlendiriciliğinde ivedilikle ülkesel ve bölgesel tarımsal üretim planlamasına geçilmelidir. Dövizdeki artışa paralel artan girdi fiyatlarındaki kaçınılmaz yükselişi önlemek ve üretime kesintisiz devam etmek için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli, KDV/ÖTV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalı, ek ekonomik destekler açıklanmalıdır. Üreticilerimizin kamu ve özel bankalar ile Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları krediler yapılandırılmalı, faiz silinmesi yanında ana para için kredinin alındığı dönemin faiz koşullarıyla yapılandırma gündeme gelmelidir. Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları ertelenmelidir. Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır. Tarımsal sulama yatırımları artırılmalı, elektrik ve su için çiftçi borçları yapılandırılmalıdır. Tarımsal girdilerin üretilmesi ve üreticiye ulaştırılması konusunda ülkemiz için farklı seçenekler aranmalı, öncelikle tarımsal ilaç ve gübre olmak üzere yerli girdi üretimine yönelik gerekli ar-ge çalışmaları hızlandırılmalı ve süreç koşulsuz desteklenmelidir.

Tarım sektörünün sorunlarının çözüldüğü ve insanlarımızın mutlu yaşadığı bir gelecek özlemi ve dileğiyle...

 

Baki Remzi Suiçmez

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu Başkanı

(Yönetim Kurulu adına)

Okunma Sayısı: 1816