3 NOKTA: ZİRAAT MÜHENDİSLERİ: GIDADA TAKLİT VE TAĞŞİŞ YAPAN FİRMALARIN İFŞASI ÖNEMLİ AMA YETERLİ DEĞİL- 17 HAZİRAN 2020
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası: "Gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaların kamuoyuna ifşası çok önemli, ancak mevcut sorunların çözümü için yeterli değildir. Gıda denetimi sisteminin bütünüyle ele alınıp yaşanan sorunların uygun koşullar oluşturularak kamu denetiminde ivedilikle çözülmesi gerekmektedir."
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Tarım ve Orman Bakanlığı’nca gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaların kamuoyuna ifşa edilmesine rağmen, bu alanda kalıcı gıda güvenirliliğinin sağlanamadığını ifade etti.
Oda, gıda güvenliğinin sağlanamamasındaki nedenlere dikkat çeken ve çözüm önerilerini sunan bir açıklama yaptı. TMMOB ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez tarafından yapılan ve önceliğin; bilimsel bilgilere güvenen, sağlıklı güvenilir gıdalar ile yeterli ve dengeli beslenen insan sağlığı olduğunun vurgulandığı açıklamada şunlar kaydedildi:
"İnsanlık olarak tüm dünyada ölüme karşı çaresizlik içerisinde tek öncelik olarak yaşam mücadelesi verdiğimiz Covid-19 salgını sürecinde, insan direncinin artması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için gıda güvencesi ve güvenliğine yönelik kamucu korumacı politikaların yeniden yaşama geçirildiği ülkeler ile birlikte, ülke insanının yeterli ve güvenilir gıda tüketmesini sağlayamayan ülkelerin gıdaya yapacakları harcamaların çok daha fazlasını sağlık hizmetlerine ayırmak zorunda olduğu bir insanlık tarihi dönemi gerçeğini yaşıyoruz. Tarım ve gıda sektörünün her zamankinden fazla önemsendiği, bununla birlikte bu sektörlerin çok boyutlu ve çok ciddi sorunlarının olduğunun daha açık olarak anlaşıldığı ve bu yapısal sorunların hemen çözülemeyeceği bir süreci yaşıyoruz. Bu olumsuz süreç ülkemiz için de geçerlidir.
Ülkemizde yurttaşlarımızın güvenilir, sağlıklı, yeterli, ucuz ve sürekli gıdaya erişimi anayasal bir yükümlülüktür. Bu konuda resmi kamu otoritesi olarak insanlarımıza güvenilir gıda teminini sağlamak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görevidir.
Tarım ve Orman Bakanlığı, 12.06.2020 tarihinde, gıdada taklit ve tağşiş yapan 69 firmayı daha kamuoyuna ifşa ettiğini duyurdu. Tarım ve Orman Bakanı, ülkemizde gıda güvenilirliğinin sağlanması, gıdalarda taklit ve tağşişin önlenmesi, kişilerin sağlığının ve tüketici menfaatlerinin korunması, sektörde haksız rekabetin engellenmesi amacıyla gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemelerin üretim, işleme ve dağıtımının tüm aşamalarında resmi kontrol faaliyetlerinin Bakanlıkça büyük bir titizlikle yürütüldüğünü belirterek, ilk kamuoyu duyurusunun yapıldığı 2012 yılından bu yana 1.551 firmaya ait 3.492 parti hileli ürünün kamuoyu ve tüketicilerin bilgisine açıklandığını belirtti. Bu açıklamayı olumlu bulmakla birlikte, yeterli görmemekteyiz.
Covid-19 salgınının tüm dünyada ve de ülkemizde yıkıcı etkilerinin her alanda ve anlamda yaşandığı günümüz dünyasında, hiç şüphesiz ki salgın hastalıklarda dahil olmak üzere, bilimsel bilginin, teknolojik gelişmelerin, sağlıklı iletişimin ve uygulanan herhangi bir kamu politikasının akılcı esaslara dayalı olup olmadığının ve uygulanan bu politikaların ne kadar başarılı olduğunun çok kolaylıkla anlaşılabildiği bir zaman dilimini yaşamaktayız. Süreç çok karmaşık gibi görünse de bilimsel ve tarafsız bir bakış açısıyla yaşanan somut sorunlar ve gerçekçi çözüm yolları açıkça ortaya konulabilir, algı olarak dayatılan başarı ya da başarısızlık hikayelerinin gerçekliği sağlıklı bir şekilde tartışılabilir, doğru politikalar üretilebilir.
Son 16 yılda ülkemizde gıda denetim hizmetlerini düzenleyen iki adet yasal mevzuat; 2004 tarihli ve 5179 sayılı “Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” ile 11.06.2010 tarihli ve 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”dur. AB’ye uyumun da gündemde olduğu süreçte bu yasalara dayanılarak çıkarılan gıda kodeksi, yönetmelikler, tebliğler, kılavuzlar ve talimatlar ciddi ancak karışık bir mevzuat külliyatı oluşturmaktadır. Uzun vadeli kalıcı düzenlemeler yapmak yerine, toplum sağlığı açısından yaşamsal öneme sahip gıda denetimlerine ilişkin son dönemde 2 ayrı yasanın ve çok sayıda alt mevzuatının varlığı, gıda denetiminde sürekli gündeme getirilen başarı hikayelerinin mevzuat açısından da ciddi olarak tartışılmasını gerektirmektedir.
2012 yılından bugüne kadar gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaların kamuoyuna ifşa edildiği süreçlere bakıldığında; 1.551 firmaya ait 3.492 parti ürünün kamuoyuna ve tüketicilerin bilgisine açıklanmış olunmasına rağmen, geçen yıllar içinde nedense firma sayısı azalmamış, aksine hileli gıda olumsuzlukları artarak devam etmiştir.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak; şimdiki adıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’nca gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaların kamuoyuna ifşa edilmesine rağmen, bu alanda kalıcı gıda güvenirliliğini sağlanamamasının başlıca nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
Mevcut yasalardaki cezalar firmalar için caydırıcı değildir. Gıdalarda taklit ve tağşiş yapan firmalara 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin “L” bendine göre, 27.877,00 TL idarî para cezası verilmekte, taklit ve tağşiş edilmiş ürünlere el konularak, mülkiyetinin kamuya geçirilmesi sağlanmaktadır. Firma ölçeğine bakılmaksızın bu miktardaki idari para cezası miktarı, bu tür firmaların bu ürünlerden elde ettikleri kazançlarıyla kıyaslandığında çok düşüktür. Ülkemiz sınırları dahilinde yüzbinlerce satış ve toplu tüketim yerleri bulunduğu varsayımıyla, taklit ve tağşiş edilmiş ürünlere el konulması ve mülkiyetinin kamuya geçirilmesi uygulanabilir değildir.
Tüketicilerde kamuya güven eksikliğine bağlı beklenen yeterli tepki oluşamamaktadır. Tüketicilerde resmi kurumların yapmış oldukları faaliyetler için şeffaf, tarafsız ve bilimsel esaslara dayalı uygulamalar olduğuna dair yeterli bir güven oluşmadığından, bildirimler konusunda tüketicilerden beklenen yeterli tepki oluşmamaktadır.
Gıdalarda hile yapanlar ile gıdalar nedeniyle ölüme neden olanların ayrımı yapılmamaktır. Gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaların ifşası esnasında, insan sağlığına ciddi anlamda zarar vererek insanların kısa ve uzun vadede hastalanmalarına hatta ölümlerine neden olanlarla, gıdada hile yapanların aynı kategoride değerlendirilmesi giderilmesi gereken çok ciddi bir sorundur.
Gelir düzeyindeki düşüklük sağlıklı gıda tercihini olumsuz etkilemektedir. Genel anlamda ekonomik iyileşme ve kalkınmadan herkesin payını almasıyla, insanların sağlık koşullarını düşünmeden yaşamı idame anlamında zorunlu doymaya çalışması ortamının aksine, sürekli olarak dengeli, yeterli ve ucuz beslenme olanakları yaratılmalıdır.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası; güvenilir gıda temini ile gıdalarda taklit ve tağşiş yapılmasının önüne geçmek için şu çözüm önerilerini sunmaktadır:
Mevcut yasal düzenlemelerde gerekli değişiklikler gecikmeksizin yapılmalı, insan sağlığını olumsuz etkileyecek gıda faaliyetinde bulunanlar “insan yaşamına kastetmek” hükmü doğrultusunda değerlendirilmeli ve cezai müeyyideler buna göre belirlenmelidir.
Gıdada hile yapanlara uygulanan idari para cezaları artırılmalı, belirli bir süre içinde tekrarlanabilir bir şekilde gıdada hile yapmaya devam eden şahıs veya firmaların, hiçbir ad altında bir daha gıda işiyle ilgili faaliyette bulunmaması mutlaka sağlanmalıdır.
Gıda işletmelerinde “istihdamı zorunlu personel” olarak gıda denetçisi görevi yapan Ziraat Mühendisleri, Gıda Mühendisleri, Kimya Mühendisleri, Su Ürünleri Mühendisleri, Veteriner Hekimler, Kimyagerler dahil gıda konusunda öğrenim görmüş ilgili kişilerin yetki ve sorumlulukları açıkça düzenlenmeli, güvenilir gıda temininde toplumsal sorumlulukla birlikte bilimsel çalışmalarının önü açılmalıdır.
Gıda denetimleri, kamusal bir gereklilik olarak, özerk, bağımsız ve bilimsel esaslara göre yeterli gıda denetçisi ve uygun alt yapı hizmetleriyle uygulanmalı, bu faaliyetler Bakanlık ile iş birliği içinde ilgili Meslek Odalarınca etkin ve eşzamanlı denetlenmelidir.
Kamusal gıda denetimine yönelik kamu personel sayısı artırılmalı, gıda denetimlerinde çalışanlara zamanında etkin denetim yapabilmeleri için uygun ve bağımsız çalışma ortamları yaratılmalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tüketici açısından kamuya güven duygusunu artıracak bilimsel yaklaşımlarını sürdürmeye devam etmesi gerekirken, tüketici ötesi insan sağlığını önceleyen bir anlayışla, gıda denetim sonuçlarını sadece sayısal rakamlar üzerinden değil, aynı zamanda bütün riskleri ile birlikte kamuoyuyla paylaşması gerekmektedir.
Taklit ve tağşişli gıda pazarlayan ve satan internet sitelerine caydırıcı miktarlarda cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
Yazılı ve görsel medyada konu uzmanı olmayan insanların tüketicileri aldatabilecek şekilde konuşmalarını önleyici gerekli her türlü yaptırım getirilmelidir.
Gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaların kamuoyuna ifşası çok önemli, ancak mevcut sorunların çözümü için yeterli değildir. Gıda denetimi sisteminin bütünüyle ele alınıp yaşanan sorunların uygun koşullar oluşturularak kamu denetiminde ivedilikle çözülmesi gerekmektedir.
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.