45.DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULUMUZU VE SEÇİMLERİMİZİ TAMAMLADIK

45.DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULUMUZU VE SEÇİMLERİMİZİ TAMAMLADIK
MERKEZ
17.03.2016

Geniş katılımla gerçekleşen Genel Kurulumuz ve seçimlerimiz iki gün boyunca sürdü

 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası`nın 45. Dönem Olağan Genel Kurulu, 12 Mart 2016 tarihinde TMMOB İnşaat Mühendisleri ODA`sında yapıldı. Açılışın ardından verilen önerge ile Divan Başkanlığı`na Doç.Dr. Gökhan GÜNAYDIN, Başkan Yardımcılığına Ferit CİNER ve Mine PAKKANER, yazman üyeliklere; Özgür ZEREN, Nihal KÜPELİ, F. Özlem ERDÖNMEZ ve Savaş ARABACI oybirliği ile seçildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı`nın okunmasının ardından açılış konuşmalarına geçildi.

ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR`ün konuşma metni şu şekildedir:

‘‘Değerli meslektaşlarım, sayın konuklar ve değerli basın emekçileri, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası`nın 45. Dönem Olağan Genel Kurulu`na hoş geldiniz.

Öncelikle geride bıraktığımız 2 yıl boyunca ailesinden, evinden ve işinden fedakarlık yaparak ODA`mız için çalışan dönem arkadaşlarıma, başta Yönetim Kurulumuz, Onur Kurulu ve Denetleme Kurulu üyelerimiz; şube başkanlarım, il temsilcilerim ve delegelerimiz olmak üzere tüm meslektaşlarıma, özveriyle katkı koyan tüm üyelerimize;  pek çok Oda raporumuzun hazırlanmasında emeği geçen gruplarımızın başkanları ve komisyon üyelerine; iş yeri temsilcilerine, Oda çalışanlarına; bizlerle omuz omuza-kol kola yürüyen dost örgütlere ve sevgili basın emekçilerine Oda Yönetim Kurulu adına içtenlikle teşekkür ediyor, hepinizi saygı, sevgi ve dostlukla kucaklıyorum. İyi ki varsınız.60 yılı aşkın tarihimizde büyük zorluklara karşın yılmadan özveriyle emek veren ve Ziraat Mühendisleri Odası`nın bugünkü konumuna ulaşmasını sağlayan tüm meslek büyüklerimizi saygıyla anıyorum.

Sevgili Meslektaşlarım,

Şube ve temsilcilik genel kurullarımızı, Odamızın ve mesleğimizin saygınlığına yakışır bir biçimde tüm illerimizde hakim gözetiminde yapılan demokratik seçimlerle tamamladık. Genel kurullarımız; ülkemizi, halkımızı, kamuyu, meslek ve meslektaş yararını ana eksen olarak kabul eden; mesleki ve demokratik mücadeleyi, birini diğerinin önüne koymadan yürüten çalışma anlayışımızın örgütümüz genelinde benimsendiğini tekrar göstermiştir. Genel kurullarımız, ülkemizin içinde bulunduğu karanlık ortamda emek vererek büyüttüğümüz demokratik mevzinin titizlikle korunması gerektiğini bir kez daha göstermiştir.

Ziraat Mühendisleri Odası bu demokratik meşruiyetten aldığı güç ile 62 yıldır tarım ve tarımcının yanında olan çizgisinden hiç sapmadan onurlu yürüyüşüne devam etmektedir. ODA`mız, tarım sektörü ve üyelerimiz için verdiği mücadeleyi kararlılıkla sürdürecektir. Bundan hiç kuşkum yoktur.

Bu çalışma dönemimizde meslek odalarının ve demokratik kitle örgütlerinin üzerindeki baskılar daha da artmıştır. Meslek odalarını idari ve mali vesayete alma girişimlerinin bir sonucu olarak, TMMOB‘a bağlı her oda bir Bakanlığa bağlanmıştır. Bu kapsamda 22 Mayıs.2014 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Odamız GTHB`nın idari ve mali vesayetine sokulmuştur. Meslek odalarının kendi seçtikleri organlarla demokratik, şeffaf ve katılımcı şekilde yaptıkları yönetim örgütlenmesini yok sayan, hukuksuz bu uygulamadaki amacın, odaları vesayet altına alma çabası olduğu açıktır. Bu girişimler toprağımızı, suyumuzu, doğal kaynaklarımızı koruma, halk yararına sonuçlar üretme yönündeki çabalarımızı engelleyemeyecektir.

Bildiğiniz gibi ülkemiz milyonlarca insanın yerini yurdunu terk edip mülteci durumuna düştüğü, binlercesinin daha iyi bir yaşam için yollarda yaşamını kaybettiği bir coğrafyada  yangın yerine dönüşmüş durumdadır. Gün geçmiyor ki, yürekleri yakan yeni bir acı haber gelmesin. Ülkenin her yanından aileleri, toplumumuzu kederlere boğan ölüm haberleri geliyor, yakılıp yıkılan şehirlerin acılarına yenileri ekleniyor. Kör terör acımızı yaşayamadan, en acımasız hali ile yeni katliamlarla karşımıza çıkyor. Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın acısını yüreğimizde hissediyor, insana kıyanları lanetliyoruz. Bizler, demokrasi ve barış için nereden gelirse gelsin her türlü baskı ve  saldırı karşısında, demokrasiyi,  barışı, yaşamı her şeye rağmen tüm gücümüzle savunuyoruz. Bunun için de her zamankinden daha yüksek sesle, İnadına barış, inadına kardeşlik ve inadına yaşam diyoruz.

Değerli konuklar, 45. Dönem Olağan Genel Kurulumuzda, geride bıraktığımız dönemin kısa bir analizini sizlerle paylaşmak istiyorum. 

TÜİK`in açıkladığı rakamlara göre 2015 yılının 9 aylık döneminde tarım sektörü yüzde 8.9 büyümüştür.  Ancak 2014 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) % 2,9 büyürken, tarım sektörü %2,1 oranında küçülmüştür. 2004-2014 tarihleri arasında son 10 yıllık ortalama alındığında GSYH`deki büyüme hızı % 5.2 olurken, tarımın yalnızca %2,6 geliştiği görülmektedir. Yani tarımdaki büyüme hızı, GSYH`daki büyüme hızının altında kalmıştır.

Bugün verimli tarım arazilerimiz birçok sorunla karşı karşıyadır. Erozyon ve benzeri doğal yitim süreçlerinin yanında, rant odaklı yapılaşmalar topraklarımızı, dolayısıyla geleceğimizi tehdit etmektedir. Tarım arazilerimiz potansiyel sınırına ulaşmış, bir "avuç" yeni arazi olanağı neredeyse kalmamıştır. Buna karşın tarım arazilerine yönelik yapılaşma girişimleri vahim bir durum yaratmaktadır. TÜİK verilerine göre 2002`de 26,5 milyon hektar olan toplam tarım arazimiz son 12 yılda 2,6 milyon hektar azalarak 23,9 milyon hektara inmiş, yani toplam tarım arazilerinin %10`u üretim dışı kalmıştır.

Tarım arazilerimizin azalmasına koşut olarak son 10 yıldır üretimimiz ya aynı seviyelerde kalmakta ya da çok az bir artış göstermektedir. Kuraklık ve don nedeniyle olağanüstü kayıpların yaşandığı 2014 yılının ardından, 2015 yılında hava koşullarının da uygun olmasıyla buğday, mısır, arpa gibi ürünlerde çiftçinin yüzünü güldüren rekolte artışları kaydedilmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu`nun 2015 bitkisel üretim verilerine göre; önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 10.2, meyvelerde yüzde 3.9, sebzelerde yüzde 3.4 oranında üretim artışı olmuştur.

Bu kısmi artışlara  karşın ülkenin ihtiyacı karşılanamamaktadır. Çünkü üretim, nüfus artış hızının gerisinde kalmaktadır. Son 15 yıllık dönemde üretimi karlı olmaktan çıkan çiftçi yaklaşık 26 milyon dönüm tarım arazisini ekmekten vazgeçmiştir. Son çeyrek yüzyılda yeşil mercimek ekim alanımız %94, kırmızı mercimek %71, tütün %69, nohut %60, soya %50, kuru fasulye %48, şeker pancarı %29, pamuk %28, patates %25, buğday ve arpa %18, ayçiçeği ekim alanı ise %4 daralmıştır.

Üretim eksikliği nedeniyle ithalat da giderek artmaktadır. Bitkisel üretimde özellikle buğday, mısır ve kırmızı mercimek ithalatı dikkat çekicidir.

2002 yılında 1.1 milyon ton buğday ithal edilirken, bugün 4.3 milyon ton ithal edilmektedir. 14 yılda dışarıdan alınan buğday miktarı 4 kat, ödenen bedel ise  7 kat artarak 150 milyon dolardan 1.1 milyar dolara çıkmıştır.

Mısır üretimimiz artmasına karşın ithalat da hız kesmemiştir. 2002 yılında 1 milyon 179 bin ton mısır ithal edilirken, bugün 1 milyon 487 bin ton mısır yurtdışından alınmaktadır. Sadece 2015 yılında mısır ithalatı için 344 milyon dolar ödenmiştir.

Türkiye 1990`larda ihracat şampiyonu olduğu baklagillerde artık ithalatçıdır. Kırmızı mercimekte 2002 yılında 13 bin ton olan ithalat miktarı, 20 kat artarak bugün 280 bin tona ulaşmıştır. 

Hayvancılıkta yaşanan gerileme sonucu ülkemiz canlı hayvan, kurbanlık, karkas et ve samanda bile ithalatçı bir ülke haline gelmiştir.

Et fiyatlarını düşürmek ve istikrar sağlamak gerekçesiyle 2010 yılında başlatılan canlı hayvan ve et ithalatı halen sürmektedir. Hatırlayın 2010 yılında kıymanın fiyatı 18 TL idi. Peki 5 yıllık ithalatın sonucunda kıymanın fiyatı düştü mü? Hayır. Bugün kıyma 40 TL`ye satılıyor. Oysa 2010 ile 2015 arasında 1,5 milyon büyükbaş, 2,3 milyon küçükbaş hayvan ve 212 bin ton et ithal edildi, karşılığında 3,8 milyar dolar ödendi ama sorun çözülemedi. Her ithalat sonrası et fiyatları daha da yükseldi. Bilimin, tekniğin gerekleri yerine getirilmeden, niyetiniz ne kadar iyi olursa olsun, kasapla, besiciyle el sıkışarak fiyatları kontrol altına alamazsınız. Ziraat Mühendisleri Odası`nın başından beri söylediği gibi canlı hayvan ve et ithalatına dayalı bir politika ile piyasa fiyatlarını sabit tutmanın imkansız olduğu ve hayvancılığımızın zarar gördüğü artık ortaya çıkmıştır.

Kişi başına tüketilen kırmızı et ve toplam et miktarımız pek çok ülkenin oldukça gerisinde iken et fiyatlarının son derece yüksek olmasının en önemli nedenlerinden biri kaba yem açığımız ve bunu telafi edecek yeterli gayretin ve desteğin gösterilmemesidir. Ziraat Mühendisleri Odası`nın yıllardır her platformda dile getirdiği gibi, et fiyatlarında gerçekten istikrar sağlanmak isteniyorsa ithalata derhal son verilmeli, küçük ve orta ölçekli hayvancılık işletmeleri ile küçükbaş ve süt hayvancılığı teşvik edilmeli, üretici örgütlülüğü güçlendirilmeli, meralarımız korunmalı ve ıslah edilmeli, yem bitkileri ekim alanları genişletilmelidir.

Sayın konuklar, son 12 yılda tarıma verilen destek miktarı 70 milyar TL iken, tarım ve gıda ithalatına 320 milyar TL (137 milyar $) harcanmıştır. Dünyada tarım desteğinin 4,5 katını ithalata savuran başka ülke yoktur.

Değerli meslektaşlarım, yaşanan olumsuzluklar sonucunda kırsalda yoksulluk giderek artarken, topraktan geçimini sağlayamayan çiftçi de tarımdan kopmakta ve kentlere göç etmektedir. Üretimde yaşanan sorunlarda tarım nüfusumuzun azalmasının önemli payı bulunmaktadır. 2000 yılında tarım istihdamı 7.8 milyon kişi iken, 2015`te bu rakam 5.8 milyona düşmüştür. Yani 2 milyon çiftçi tarımdan kopmuştur. 2000 yılında tarımın istihdamdaki payı % 36 iken 2015 yılında bu rakam %21,5`e inmiştir.

Sayın konuklar, bugün tarım arazilerimiz, toprak ve bitki örtüsü ile su kaynaklarımız, nehirlerimiz ve ormanlarımız kirlenme ve yok olma tehdidi altındadır. Yurdumuzun pek çok yerinde, son olarak da Cerattepe`de madencilik uğruna doğa katledilmekte, Ege`de jeotermal elektrik santralları üzüm bağlarını kurutmakta, Mersin ve Sinop`ta kurulması planlanan nükleer santrallar ülkemizin geleceğinden endişe duymamıza sebep olmaktadır.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, doğal yaşam alanlarımıza, meralarımıza, derelerimize, içme sularımıza, yeraltı zenginliklerimize, nefes almamızı sağlayan ormanlarımıza ve dahası bütün yaşam hakkımıza göz koyan rant tüccarlarına karşı tüm gücüyle mücadele etmektedir. Önümüzdeki dönemde de bu mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini bir kez daha vurgulamak isterim.

Değerli meslektaşlarım, Ziraat Mühendisleri Odası üyelerinin özlük haklarını geliştirme ve güçlendirme konusunda zorlu bir dönemi daha geride bırakmıştır. Meslektaşlarımızın uzun süredir beklediği eleman alımı müjdesi en sonunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik`ten gelmiştir. Çelik`in 2016 yılı bütçesi görüşülürken verdiği bilgiye göre Tarım Bakanlığı`na aralarında ziraat mühendislerinin de bulunduğu 2 bin yeni personel alınacaktır. ODA`mız konuyu yakından takip  edecektir.

Dönem içinde gıda işletmelerinde istihdamı zorunlu personel olarak çalışan ODA`mız üyelerinin yaşadıkları sorunların çözümü için hem kamu, hem de özel sektör nezdinde girişimlerde bulunulmuştur. Bu kapsamda Danıştay tarafından ODA`mız lehine verilen bir kararı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz üzere gıda işletmelerinde istihdamı zorunlu olan mühendislerin bağlı oldukları meslek odalarınca belgelendirilmeleri zorunluluğu kaldırılmıştı. Danıştay 10. Dairesi ODA`mızın itirazını yerinde görerek söz konusu yönetmelik değişikliğinin yürütmesini durdurmuştur. ODA`mız bundan sonraki süreçte Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı`ndan, gıda alanındaki kural - yasa tanımaz tavrını bırakarak, meslektaşlarımızın özlük hakları ve dolayısıyla gıda güvenilirliğini koruyacak yaklaşımlar sergilemesini beklemektedir.

Bugüne kadar istihdamda yaşanan sorunların artmaması ve eğitimin kalitesinin düşmemesi için yeni Ziraat Fakülteleri açılmaması yönündeki çabalarımız, siyasetin popülist yaklaşımlarının gölgesinde kalmış, her dönemde yeni fakülteler açılmıştır. Ziraat Fakültesi sayısı 39`a, mezun sayısı yıllık beş bine ulaşmıştır. Bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi, ziraat, orman ve su ürünleri fakülteleri YÖK tarafından mühendislik fakültelerini tercih edecekler için getirdiği başarı sırası barajı uygulamasının dışında tutulmuştur. YÖK`ün meslek haysiyet ve itibarını zedeleyici, mühendislikler arasında ikilik yaratan bu tutumunu şiddetle kınıyor, ziraat fakültelerinin başarı sırası barajı uygulamasına dahil edilmesi görüşümüzü huzurunuzda bir kez daha dile getiriyorum

Değerli meslektaşlarım, Türkiye, sahip olduğu doğal kaynaklar, coğrafi konumu ve iklim koşulları ile tarım potansiyeli yüksek bir ülkedir. Bu potansiyelin kullanılabilmesi ve bugün tarım sektöründe yaşanan sorunların çözülmesi içinse doğru tarım politikalarının uygulanması gerekmektedir. Tarım politikalarının temel hedefi, ülke nüfusunu nitelik ve nicelik olarak besleyebilecek bir tarımsal üretim düzeyinin sağlanması olmalıdır. Bunun için ülke gereksinimlerine uygun ulusal politikalar yürürlüğe konulmalı, tarımı piyasanın sömürüsüne terk etmeyecek etkin bir kamu yönetimi oluşturulmalı, doğru destekleme sistemi ve yatırımlarla sektörde kendine yeterlilik sağlanmalıdır.

Sayın konuklar,

Ülkemizin içine girdiği yeni kaotik süreçte, ülkemize, halkımıza ve mesleğimize karşı yükümlülüklerimizin birlikte yerine getirilmesi, Odamızın ulaştığı etkinlik düzeyinin korunması ve birlik içinde davranmamız gerekiyor. Bu nedenle meslektaşlarımızın Oda örgütlülüğü içinde bir kez daha tek bir yürek olmaya davet ediyorum.‘‘

Genel Kurul, konuk konuşmalarıyla devam etti. Bu kapsamda; TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet BESLEME, CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan GAYTANCIOĞLU ile CHP Bursa Milletvekili Orhan SARIBAL konuşmalarını yaptılar.

Daha sonra Divan Başkanlığı`na verilen tekliflerle, Oy Sayım Komisyonu, Anıtkabir Temsil Heyeti, Bütçe Komisyonu, Ana Yönetmelik Değişikliği Komisyonu ve Sonuç Bildirgesi Komisyonu oluşturuldu. Çalışma Raporu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aslan; Mali Rapor Hamdi ARPA, Denetleme Kurulu Raporu da Ali ŞENAY tarafından Genel Kurul‘un bilgisine sunuldu. Tüm raporlar oybirliğiyle kabul edildi.

Genel Kurul devama ederken, Genel Kurul`u temsilen Denizli Şube Başkanımız Gülhan SARUHAN ve Mersin Eski Dönem Şube Başkanımız Mehmet ATEŞ başkanlığındaki heyet, Anıtkabir`i ziyaret ederek, Büyük Önder Atatürk`ün huzurunda saygı duruşunda bulundu.

Geniş katılımla gerçekleşen Genel Kurulumuzda, söz alan Genel Kurul delegeleri görüş ve önerilerini dile getirdi.

ODA yönetim organları için tek liste verildi. ODA organları aday listelerinin duyurulmasının ardından, sonuç bildirgesi okundu. Sonuç bildirgesinin e oybirliği ile kabulünün ardından, Divan Başkanı tarafından Genel Kurul`un ilk günü sonlandırıldı.

Genel Kurul, 13 Mart 2016 tarihinde ODA lokalinde yapılan seçimlerle tamamlandı. Seçim sonuçlarına göre Yönetim Kurulu asıl üyeliklerine; Özden GÜNGÖR, Cem ÖZKAN, Hamdi ARPA, Caner AKSAKAL, Murat ASLAN, Ayşe ÖZDEMİR, Havva EYLEM POLAT; Yönetim Kurulu yedek üyeliklerine Yener ATASEVEN, Demet ŞENGÜN, Züleyha KAHRAMAN, Nahide GÜNLER, Mehtap ERCAN BİLGEN ve Muhammet TEMEL getirildi.

Denetleme Kurulu asıl üyeliklerine Sefa APAYDIN, Ali ŞENAY, Ali İHSAN İLHAN; Denetleme Kurulu yedek üyeliklerine Erol KARAKURT, Tamer BAYTIN ve Funda GACAL getirildi.

Kadir ÇETİNKOL,  Muhammet PERTEK,  Ertuğrul AKSOY,  Ali Rıza ÖZTÜRKMEN ve Fevzi ÇİÇEK Onur Kurulu asıl üyeleri; Mahmut İZZET EROL, İmdat AKSOY, Turgut EREL, Hüseyin GÜVEN ve Yusuf YILMAZ ise Onur Kurulu yedek üyeleri olarak görev yapacaklar.

Turhan TUNCER TMMOB Yönetim Kurulunda ODA`mızı temsilen görev yapmak üzere seçilirken; Haydar ŞENGÜL TMMOB Yüksek Onur Kurulu, ABDULLAH MELİK ise TMMOB Denetleme Kurulu adayımız olarak TMMOB Genel Kurulunda seçimlere katılacak.

Ayrıca TMMOB Genel Kurulunda ODA`mız adına görev yapacak 100 delege de, yapılan seçimlerle belirlenmiş oldu.

 

 

Okunma Sayısı: 684
Fotoğraf Galerisi