8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
MERKEZ
07.03.2018

"Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin! Mustafa Kemal Atatürk "

 

 

07 Mart 2018

8 Mart, kadınların eşit işe eşit ücret, günde sekiz saat çalışma ve doğum izni talepleriyle 1857 yılında başlattıkları eşitlik mücadelesinde, hakları uğruna can verdiği gündür. Günümüzde 8 Mart, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin bir kez daha dile getirildiği gündür.

Kadınlar, dünya nüfusunun %50’sini, yeryüzündeki toplam işgücünün üçte ikisini oluşturuyor. Ancak kadınlar dünya gelirinin % l0’unu almakta ve dünyanın tüm mal varlığının ancak %1’ine sahip bulunmaktadır. Yaşamın bütün alanlarında çalışma alanında, istihdamda, karar alma mekanizmalarında, politikada kadınlar nüfusları oranında maalesef temsil edilmiyor.

İlk kez 2006 yılında yapılan kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik oranı araştırması bu yıl Dünya Ekonomi Forumu tarafından yapıldı ve araştırma sonucu açıklandı. Dışarıdan bakıldığında teknolojinin gelişmesi ve modern yaşamın hâkimiyeti bize kadın erkek eşitliği konusunda ilerleme kat ettiğimizi düşündürse de gerçek hiç de öyle değil. Tüm dünyada bu konuyla ilgili gözle görünür bir gelişme sağlanamadığı gibi ülkemizde bu durum daha da kötüye gidiyor.

Dünya Ekonomi Forumu’nun Cinsiyet Eşitsizliği 2017 yılı Raporu’nda şu açıklamalar bulunmakta:

1.2017’de sağlık ve eğitime ulaşabilme eşitliği artarken, ekonomiye ve politikaya katılımda eşitsizlik oranı oldukça yüksek

2.Dünya genelinde cinsiyet eşitsizliği oranı %68 oranında kapatılabiliyor.

3.Eşitsizliğin en az olduğu ülke İzlanda iken en fazla olduğu ülke Yemen.

4.Ruanda cinsiyet eşitliği sıralamasında 4. sırada yer aldı, dünya genelinde parlamentoda en fazla kadının bulunduğu ülke Ruanda.

5.Türkiye ise cinsiyet eşitsizliği oranında 144 ülke arasında 131. sırada.

6.Geçtiğimiz yıl 130. sırada yer alan Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı %33’den %36’ya çıktı.

7.İş gücüne katılım oranı arttığı halde cinsiyet eşitsizliği sıralamasında geriye düşmemizin sebebi ise kadınların ev ve bakım işlerinde yer alması, ücret eşitsizliği gibi konular gündeme geliyor.

8.2017’de Türkiye’deki üst düzey yöneticilerin %18’i kadın.

9.2017’de Türkiye’deki uzman meslekler ve teknik elemanlar arasındaki kadınların oranı %39, dünya genelinde ise Türkiye 104. sırada.

10.Yapılan hesaplamalara göre bugünkü koşullar aynı şekilde devam ederse dünyada kadın-erkek ücret eşitliği 217 yıl sonra sağlanacak.

11.Geçen yıla göre 60 ülkede cinsiyet eşitsizliği artarken tam 82 ülkede azaldı. Eşitsizliğin arttığı ülkelerden biri de Türkiye.

Oysa ki, Atatürk`ün girişimiyle kadınlara 1930`da belediye seçimlerinde seçme, 1933 muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık1934`te Anayasa`da yapılan değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları tanındı.  Bugün kadınların başta yaşam hakkı olmak üzere,  temel hak ve özgürlükler için mücadele vermek zorunda olmaları, uygarlığımız ve demokrasimizin gelişimi konusunda düşünülmesi gereken bir durumdur.

Bugün yeryüzünde her üç kadından biri şiddetin değişik biçimlerine maruz kalmaya devam ediyor. Gerek ev içinde gerekse kamusal alanda kadına karşı şiddet ortadan kaldırılabilmiş değil. Siyasette, karar mekanizmalarında, ekonomide, eğitimde erkeğe göre ikincil konumda kalmaya devam etmekte; medyada ve reklam dünyasında cinsel bir obje olarak kullanılıp istismar edilmekte; kültürel, siyasal, ideolojik veya dinsel nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğramakta ve dışlanmakta. Neredeyse her gün kız çocuklarının evlendirilmesine haklı gerekçe bulan zihniyet, kadın cinayeti, taciz ve tecavüz haberleri ile sarsılmaktayız.

Kırsal alanlardaki kadının durumu, konumu ve sorunları ise daha dikkat çekicidir. Tarımda çalışan 5 milyon 757 bin kişinin %46,5’i olan 2 milyon 678 binini kadınlar oluşturuyor. Çalışan kadınların yüzde 30’u tarımda yer alıyor.

Kırsal alanlardaki kadın için, üretim ve ev işlerinin birlikte yapılması, eğitim düzeyinin ve toplumsal statünün düşüklüğü, örgütlenmenin sağlanamaması, kısmi çalışma olanaklarının bulunmaması ve başta sosyal güvenlik olmak üzere çalışma yaşamı ile ilgili yasal mevzuattaki eksiklikler nedeniyle önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Kadın Çiftçilerin çalışma koşulları, çalışma süreleri, ücret durumları, iş bölümü, barınma koşulları, sağlık koşulları, sosyal güvenlik, aile içi ve aile dışı rolleri toplumsal yapıyı önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle, Kadın Çiftçilere yönelik politikalar oluşturulmasına, kadın çiftçilerin tarımsal üretime daha verimli ve daha iyi koşullarda katılabilmesine yönelik yeni önerilerin ortaya konması gerekmektedir.

Dünyanın bir başka gerçeği ise maalesef ki savaş. Savaşların görünmeyen yüzü olan mülteci ve sığınmacı kadınlar ise yakınlarını kaybetmelerinin yanı sıra yoksulluk, açlık, enfeksiyon hastalıkları, düzenli sağlık bakımı alamama, dil sorunu, kültüre yabancı olma, cinsel ve fiziksel saldırılar, erken yaşta evlendirilme, para karşılığı satılma, istenmeyen gebelik gibi ciddi sorunlar yaşamaktadır. Cinsiyet eşitsizliği, savaş koşullarında artarak sürdüğünden dünyada barış ortamının sağlanması gerekmektedir.

Dayanışmayı, mücadeleyi ve umudu büyütmek için; Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Şunu anlamak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” sözünü unutmamak gerekir.

Bizim kadınlarımız…Kurtuluş Savaşı’nda cephede yerini alan Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma), Gördesli Makbule, Halime Çavuş, ilk kadın oyuncumuz Afife Jale, ilk kadın savaş pilotumuz Sabiha Gökçen, ilk kadın doktorumuz Safiye Ali, ilk kadın opera sanatçımız Semiha Berksoy, ilk kadın Emniyet Müdürümüz Feriha Sanerk, ilk kadın avukatımız Süreyya Ağaoğlu, ilk kadın inşaat mühendisimiz ve Anıtkabir`in kontrol mühendisi olan Sabiha Gürayman, ilk kadın ziraat mühendisimiz Nezahat Süer ve adını sayamadığımız nice kadınımız direnerek, başkaldırarak, çalışarak bir yol açmışlardır.

Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu olarak,

Daha insan hakları merkezli, yaşanabilir bir dünya için, kadının etkinlik alanının güçlendirilmesi, eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri alanlarda fırsat ve olanaklardan eşit düzeyde yararlanılması, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılması için gerekli yasal ve sosyal düzenlemelerin yapılmasını istemekteyiz.

Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından itibaren çağdaş yaşama ulaşmamızda önemli görevler üstlenen kadınlar; yaşamın her alanında sevgiyi, barışı, hoşgörüyü, özveriyi, duyarlılığı ve üretkenliği temsil etmişler ve varlıklarıyla insanlığı onurlandırmışlardır.

Kadınların ve erkeklerin çağdaş ve onurlu bir geleceği hep birlikte omuz omuza paylaşmaları umuduyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarız.

 

Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

 

 

Okunma Sayısı: 402