8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ!... TAM DA ŞİMDİ, SÖZLERİMİZİ YAŞAMA GEÇİRME ZAMANIDIR.

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ!...

TAM DA ŞİMDİ, SÖZLERİMİZİ YAŞAMA GEÇİRME ZAMANIDIR.
MERKEZ
08.03.2024
 

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI

BASIN AÇIKLAMASI

8 Mart 2024

 

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ!...

TAM DA ŞİMDİ, SÖZLERİMİZİ YAŞAMA GEÇİRME ZAMANIDIR.

 

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kadın haklarının kazanılmasında verilen mücadelenin simgeleştiği özel bir gündür.

Hepimizin bildiği gibi 8 Mart 1857 tarihinde; Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde, bir grup kadın tekstil işçisinin düşük ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşı başlattıkları grev, polis tarafından orantısız güç ve şiddet kullanılarak bastırılmış, çıkan fabrika yangınında çoğu kadın 129 emekçi hayatını kaybetmiştir.

Yaşanan bu olaydan 53 yıl sonra Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferası’nda Alman Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara ZETKİN 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını önermiştir ve öneri oybirliğiyle kabul edilmiştir. 1977 yılında da BM Genel Kurulunda kabul edilmiştir.

Mustafa Kemal ATATÜRK’e göre kadın yoksulluğu insan ve insanlık yoksulluğudur. Bu nedenle kadınların erkeklerle eşit bir şekilde toplumda var olması gerektiğini savunmuştur. Kadınlarımızın Cumhuriyetin ilanı ile elde ettikleri kazanımlar dünyaya örnek olurken, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ise doğal haklarını elde etmek için mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar.

Dünyamız ve ülkemiz çok ciddi ekonomik, siyasal ve sosyal sorunların yaşandığı bir dönemden geçiyor. Derinleşen ekonomik kriz, artan enflasyon, sürekli artan gıda enflasyonu, hayat pahalılığı, yeterince ve sağlıklı beslenememe, gelir adaletsizliği, çözülemeyen işsizlik, derinleşen yoksulluk, kadına şiddet ve kadın cinayetleri, artan toplumsal cinsiyet ayrımcılığı gibi sorunlar kadınları ev ve iş yaşamında her geçen gün daha zor durumda bırakmakta. Bu süreçte, bizler ZMO üyesi kadınlar olarak doğruları söylemeye devam edeceğiz.

TÜİK 2023 yılı verilerine göre; ülkemizde kadınların işgücüne katılma oranı %35,1 erkeklerin %71,4 olarak gerçekleşmiştir. İstihdamda ise kadınların oranının erkeklerin yarısından daha az olduğu görülmüştür. Bu eşitsizliğin nedeni, kadınların hala emek piyasasına dâhil olmada birtakım yapısal engellerle karşılaşıyor olmalarıdır. Bu engeller iş hayatına dâhil olmadan önce aile ve toplumsal çevre odaklı olabildiği gibi iş hayatına dâhil olmalarının sonrasında karşılaştıkları engeller de olabilmektedir.

Hızla yaşanan değişim ve gelişmeler, kadınların ekonomik ve toplumsal rollerini etkilese de geleneksel rollerini değiştirmede yeterli olmamıştır. Hâlâ iş hayatının erkekler için daha uygun olduğu, kadınların ise hane içerisinde ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı ile ilgilenmeleri gerektiği düşüncesi, hâkimiyetini sürdürmektedir.

Tarım, kadın emeğinin en yoğun olduğu, fakat ne yazık ki bu emeğin en çok görmezden gelindiği bir sektördür. Tarımda kadın emeği, eşit ve adil olmayan çalışma ve yaşam koşullarında görmezden gelinen bir varoluş ve yaşam mücadelesi içindedir.

TÜİK 2023 yılı sektörlere göre kadın istihdam oranları; tarımda %21.3, sanayide %16.5. inşaatta %0.9, hizmet sektöründe % 61.2 olarak gerçekleşmiştir. Çok acı ki TÜİK’in 2023 kayıt dışı istihdam oranı verilerine göre her 10 kadından 9’u tarım sektöründe resmiyette yok hükmündedir. Küçük aile işletmelerinin ve bu sayede tarımın temeldeki çekirdek iş gücü olan kadınların rolü herhangi bir güvencesi, geliri ve yarını olmayan ücretsiz aile işçiliği vasfından öteye geçememektedir. Hiçbir örgütlülüğe sahip olmayan mevsimlik tarım işçisi kadınların hak arama, işçi sağlığı ve iş güvenliği, ücret eşitsizlikleri, yaşam koşullarının iyileştirilmesi gibi temel haklara erişmedeki sorunlarını çözmek için mücadeleye devam edeceğiz.

6 Şubat 2023 günü yaşanan deprem yaraları, acılarımızın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen henüz sarılamadı. Bu büyük yıkımdan en çok etkilenenler yine kadınlar ve çocuklar oldu. “Dayanışma yaşatır.” dedik, dayanışma ile yurttaşlarımızın ve meslektaşlarımızın yaralarının sarılması için üzerimize düşenleri yapmaya devam edeceğiz. Tarımsal üretim alanlarımız depremden bile ders alınmayarak yok edilmeye devam edilirken, “toprak ana” ruhuyla ülkemizde topraklarımızı ve üretim alanlarımızı korumaya devam edeceğiz.

13 Şubat 2024’te Erzincan İliç’te yaşanan maden felaketi, ülkemizde yıllardır yaşanan ancak ibret alınmayan, sıradanlaştırılan, iş kazası olarak nitelendirilen vahşi madencilik faaliyetlerinin bir sonucudur. Yaşanan her felakette olduğu gibi İliç’te de eşlerini, kardeşlerini çocuklarını umutla bekleyen kadınlar bir taraftan bu travmayla mücadele ederken aynı zamanda ailelerinin, çocuklarının sorumluluğunu tek başına almak durumundalar. İliç’te toprak altında kalan maden işçilerimizin geride bıraktıkları ailelerinin büyük acısını paylaşıyor, bu felaketlerin tekrar yaşanmamasını, madencilik faaliyetleriyle doğaya ve çevreye verilen tahribatın son bulmasını diliyoruz.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İŞİG) verilerine göre, 2023 yılında ülkemizdeki toplam 1932 adet iş cinayetinin, %19’u tarım alanında yaşandı. Bütün iş kazalarının önlenebilir olduğunu belirterek, tarım işkolu dahil tüm iş cinayetlerinin bitmesini istiyoruz.

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” verilerine göre Türkiye’de “Kadın Cinayeti” rakamları 2010-2023 yılları arasında devamlı olarak artış göstermiş, kadın cinayetleri kadar şüpheli kadın ölümü rakamları da ciddi boyutlara ulaşmıştır. Son 10 yılda 3.609 kadın cinayeti işlenirken, 2023 yılında 315 kadın cinayeti, 218 şüpheli ölüm gerçeklemiştir. Bu vahim gidişata son vermek için mücadele etmeye devam edeceğiz

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası üyesi kadınlar olarak öncelikli taleplerimiz şunlardır:

Temel insan haklarında özelleştirmeci politikalara son verilmeli; eğitim ve sağlık hizmetleri tüm yurttaşlarımıza ücretsiz verilmeli; ana okulu ve ilköğretimden üniversitelere kadar eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı, kız çocuklarının temel eğitimleri ailelerin keyfine bırakılmamalı; zorunlu din eğitiminin kaldırılması dahil milli eğitim müfredatı değiştirilmeli; bilimsel ve laik eğitim ve öğretim sistemi kamu tarafından ücretsiz verilmelidir.

Kadınların işgücüne katılma oranı artırılmalı, istihdam ortamında kayıt dışı çalışma önlenmelidir. Meslek alanlarımızda eğitim kalitesi yükseltilerek yüksek öğretimde nicelik ve nitelik sorunu çözülmeli, işsizlik ve yoksulluk sorununa somut politikalar üretilmeli; kamu ve özel sektörde hızla yeterli sayıda istihdam olanakları artırılmalı; iş ilanlarında ve işe alımlarda cinsiyet ayrımcılığı önlenmelidir.

Kadına şiddet ve nefret suçları önlenmeli; töre, namus, genel ahlak vb. gerekçeler hiçbir şekilde hafifletici neden sayılmamalı; suçlular en ağır cezaları almalı, olası suçlarda caydırıcılık sağlanmalıdır.

Kadına yönelik ayrımcılığa, şiddete, gericiliğe, yoksulluğa ve hukuksuzluğa karşı, eşit ve özgür bir gelecek için herkesi dayanışmaya, örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.

Ve biliyoruz ki; insanlığın güzel geleceği için, tam da şimdi sözlerimizi yaşama geçirme zamanı.

 

Yaşasın 8 Mart.

Yaşasın Kadın Dayanışması.

 

TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI

Okunma Sayısı: 385
Fotoğraf Galerisi