‘BAZI TARIM ÜRÜNLERİ BİTİRİLMEK İSTENİYOR’ - BİRGÜN

MERKEZ
11.08.2010

Tarımla ilgili meslek odaları ,GDO'lu ürünlere izin verilmesini eleştirdi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, "Türkiye'de bazı ürünler bitirilmek isteniyor" dedi.

 

Şule Yıldırım

Türkiye‘de ve dünyada olduğu gibi küresel iklim değişiklikleri gündemin odağı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının tarımda verimlilik, ekonomi ve üretim artışını hedefleyen projesi 2011‘de destekleme ödemelerine başlanacak olan "Havza Bazlı Üretim ve Destekleme Modeli". Ancak üç yılda TOBB, Boğaziçi ve Ege Üniversitelerinin işbirliğinde hazırlanan bu modele tarımla ilgili meslek birliklerinin itirazı sürüyor. Verim alınacak ürünlerin uygun toprakta desteklenmesini hedefleyen projeyle Türkiye 30 Tarım Havzası‘na indirgenmişti. 2010 yılından itibaren yalnızca verimli ürünlerin prim desteği aldığı proje 2011‘de de sürecek.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın,  "30 havzada sadece 16 ürünün desteklenmesini" haksız bularak, "Havza modelinin en büyük açmazı ‘büyük topraklıya büyük destek‘ ilkesidir. Türkiye‘de yaklaşık 140 çeşit ürün yetiştiriliyor ancak model 16 ürünü kapsıyor. Fındık, şekerpancarı, tütün gibi temel ürünler destekleme dışı, sebze ve meyveler, hayvancılık ve yem bitkilerini de kapsamıyor. Havzalar arasındaki büyük verim farklılıklarına karşın buğday, arpa ve mısır tüm havzalarda desteklenecek. Çukurova‘daki çiftçi ile Karadeniz‘deki çiftçinin buğdayda aynı desteği alması beklenemez" dedi. Halen prim desteği uygulanan ürünler ise  "Arpa, aspir, ayçiçeği, buğday, çavdar, çay, çeltik, kuru fasulye, kanola, mercimek, mısır, nohut, pamuk, soya, yulaf ve yağlık zeytin" olarak sıralanıyor.

Günaydın, "Biz havza modelini destekliyoruz ancak gerekli yatırım, örgütlenme yapılmadan uygulanırlığı yok. Model, Türkiye‘de bazı ürünlerin üretiminin sonlanması demek. Projenin bu haliyle Amerikadan ithal soya fasulyesine nasıl rakip çıkacaksınız? " dedi.

Türkiye Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Başkanı Fehmi Kiraz ise "Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeline göre belirlenen 30 No‘lu Göller Havzasında soya üretimi yapılmasına rağmen orada soya destek dışında tutuldu. Bölge çiftçisi sıkıntı yaşadı" dedi.

ZARAR 200 MİLYON TL

Günaydın, "Tarımın istihdamdaki payı yüzde 42‘den yüzde 24‘e düştü,  çiftçi örgütsüz, çaresiz kılındı. Çiftçinin zamanında uyarılmaması ve gerekli tedbirlerin alınmaması yüzünden ortaya çıkan ekonomik zarar 200 milyon TL civarında" dedi ve şöyle devam etti: "Türkiye‘de yağışların azalmasının yanı sıra yağış rejimi de ciddi şekilde bozulacak. Günümüzde sulanabilir 8.5 milyon hektar tarım alanının ancak 5 milyon hektarı sulanabiliyor.  Bu yatırım hızıyla gidildiğinde, 8.5 milyon hektarlık hedefe ulaşabilmek mümkün değil." 

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Abdullah Aysu ise "Model  şirketlere ve büyük toprak sahiplerine destek vermek için hazırlandı. Havzaların belirlenmesi ve desteklenen ürünlerin seçiminde  iklim değişikliğine uyum baş kriter olarak alınmadı ama öyle propaganda edildi" dedi.

AŞAMA AŞAMA GDO‘LU ÜRÜN

Günaydın, Bakanlığın genetiği değiştirilmiş ürünlerle ilgili kararını ise şu ifadelerle değerlendirdi: "Bu kararlar GDO‘lu ürünlerin Türkiye‘de aşama aşama serbestliğini sağlamayı amaçlıyor. Bakanlığın kurduğu ‘Bilimsel Komite‘ kararlarındaki ‘mevcut bilgiler ışığında‘, ‘insan ve hayvan sağlığı açısından istenmeyen bir etki oluşturmayacağı beklenmektedir‘ gibi ifadeler bilimsellikten uzak. Meslek odaları, barolar ve tüketici derneklerinden temsilciler olmadığı sürece kararları inandırıcı olamaz. Bu, Türkiye‘de yabancı tekellerle işbirliği içinde çalışan mekanizmayı ele veriyor. Türkiye‘ye GDO‘lu ürünlerin girişi insan ve çevre sağlığı için geri dönüşü olanaksız risklere yol açıyor."

Aysu ise, "Hayvanın sağladığı ürünleri insanların tüketmesi GDO‘lu besinlerin insan vücuduna geçmesi demek. Ayrıca hayvan yemi olarak kullanılacak mısırı çiftçilerin tohum olarak kullanmayacağının garantisi ne?" dedi.

Okunma Sayısı: 494