‘EMEK HAREKETİ AB’YE KARŞI MÜCADELE ETMELİ’ - EVRENSEL

MERKEZ
06.10.2007
 

TMMOB tarafından düzenlenen AB Süreci Karşısında Emek Sempozyumu‘nda, Avrupa Birliği müzakere sürecinin, Türkiye‘deki çalışma hayatına ve emek hareketine karşı, emperyalist mantıkla delikler açmaya çalıştığı vurgulandı.

Milli Kütüphane Konferans Salonu‘nda dün başlayan sempozyumun açılış konuşmasını yapan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, AB‘nin, Türkiye gibi ülkelere bakışının; Hitler‘in Polonya‘yı yaşam merkezi olarak görmesi ile aynı olduğuna işaret etti. Günaydın, bölgeler arası asgari ücret uygulamasının, bu fikirden doğduğuna dikkat çekerek, insan onurunu dışlayan bu uygulamaya karşı farklı yöntemler bulunduğunu dile getirdi. Sermayenin doğal kaynaklar ve emek üzerindeki tahakkümünün, bu farklı yöntemleri açığa çıkartıp gerçekleşmesiyle önlenebileceğini dile getiren Günaydın, dünya üzerindeki altı milyar insan için, bu kurulu sistem karşısında başka bir düzenin mümkün olduğunu ifade etti.

KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ise emperyalist ülkelerin, tanklar ve toplarla ülkeleri işgal edebildiği gibi, uymaya zorunlu kıldığı yasalarla da Türkiye gibi ülkeleri teslim aldığına dikkat çekti. Tombul, bu yüzden anti emperyalist mücadeleyi, özünden koparmadan yürütmek gerektiğine işaret ederek, AB eleştirisi yapılmadan ilerleyen mücadelenin emekçiler açısından bir anlamı olmayacağını vurguladı. Tombul, AB müzakere sürecini, mücadele süreci olarak gördüklerini dile getirdi.

İlk sunuşunu yapan AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Özuğurlu, AB‘nin, kurumsal olarak ulus-devlet yönetişimi aygıtı olduğunu, klasik anlamda politik toplum şekillenmesi olmadığını, bu yüzden burada sınıflar mücadelesinin aygıtlarının bulunamayacağını söyledi. Bu yüzden bu sürecin, mücadele süreci olarak görülemeyeceğine işaret eden Özuğurlu, emeğin Avrupa‘sını yaratmak için AB‘nin mevcut yapısının tasfiyesinin gerektiğini, içeriden bir değişimin olanaksız olduğunu bildirdi. Özuğurlu, müzakere süreçlerinin, tek taraflı bir dikte etme süreci olduğu için bunu, "mücadele süreci görmenin, pazarlık etmenin, "onurlu giriş" demenin, sürecin gerçek niteliğini kavramamak olacağına vurgu yaparak, bu sürecin tek yanlı bir sermaye süreci olduğunun altını çizdi. (Ankara/EVRENSEL)

Süreç aleyhimize işliyor

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da sermayenin küreselleşmesi ile dünya halklarına barış, adalet, kardeşlik değil daha fazla yoksulluk, işsizlik ve savaş getirildiğinin altını çizerek, kapitalist küreselleşmenin bugün Ortadoğu‘da, Türkiye‘de emeğin aleyhine çıkartılan uyum yasalarında olduğunu kaydetti. TMMOB‘un, AB konusunda net bir tavrı olmadığı için eleştiriler aldığını aktaran Soğancı, aslında her dönem yürütülen tartışmalara katıldıklarını, fikirlerini sunduklarını söyledi. Soğancı, AB‘nin küreselleşme sürecinden bağımsız olarak değerlendirilemeyeceğini, Türkiye kapitalizmi için AB ile bütünleşmenin küreselleşme sürecinde bir seçenek olduğunu belirterek, "TMMOB, AB sürecini, örgütsel ilkeleri arasında yer alan bağımsızlık ve halkın, emekçi sınıfların, mühendis ve mimarların çıkarını savunma ilkelerine aykırı görmektedir. Biz ‘bu süreç emeğin aleyhine işlemektedir‘ diyoruz" diye konuştu.

Miting yapacaklar

Sempozyumda, AB müzakere sürecinin dayatmaları ile bu sürecin ve kapitalizmin savunucusu AKP‘nin politikalarına karşı miting yapılacağı duyuruldu. TMMOB, KESK, TTB‘nin önderliğinde 3 Kasım‘da Ankara‘da yapılması düşünülen mitinge, parti ve kitle örgütleri de çağrılacak. TMMOB Başkanı Soğancı, "talep etmek yetmez, bunun için mücadele etmek de gereklidir" diyerek miting kararı aldıklarını belirtirken, KESK Genel Başkanı Tombul da bu mitingle 22 Temmuz‘un "sinmişlik" duygusundan bir çıkış yaratmayı umduklarını söyledi.

Okunma Sayısı: 498