‘KİRLİ ANKARA ÇAYI TARIMSAL SULAMADA KULLANILIYOR’ - CUMHURİYET

MERKEZ
10.08.2007
 

Mahmut ILICALI

Başkentin içinden geçen Ankara Çayı yıllardır insan sağlığını tehdit ediyor. Özellikle yaz aylarında "açık bir kanalizasyon"u andıran çaydaki su oranı yaşanan kuraklık nedeniyle azalırken, buna bağlı olarak kirlilik oranı ise artmış durumda. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın, Ankara Çayı‘nın Sincan ve Yenikent‘te tarımsal sulamada kullanıldığını bildiklerini, 2 yıl önce yaşanan kolera ve ishal salgınının tekrarlanabileceğini söyledi. Ankara Çayı‘na plastikten cama, kağıttan poşete kadar her türlü çöp atılıyor. Bunun yanı sıra kanalizasyon ve sanayi atıklarının da deşarj edildiği çay kötü bir koku yayıyor. Susuzluk nedeniyle kimi çiftçilerin çayın "hastalık dolu" suyunu kullanması ya da söz konusu pis suyun yer altı sularına karışma riski ise 2 yıl önce yaşanan kolera ve ishal salgınlarının tekrarlanmasına davetiye çıkarıyor. Ankara Çayı‘nın bir kolu olan Çubuk Çayı‘nda da manzara aynı. Çubuk Çayı‘nın yanında yer alan çok sayıdaki meyve ve sebze bahçesinin sulamasına çayın pis suyunun karışma olasılığı bulunuyor. Ankara Çayı‘nın tarımsal sulamada kullanılması ise zehrin başkentlilerin sofrasına kadar gelmesine neden oluyor.

Uzmanlar tarafından gerekli yatırımları yapmadığı gerekçesiyle başkentin susuz kalmasının sorumlusu olarak gösterilen Anakent Belediyesi‘nin AKP‘li Başkanı Melih Gökçek ise gündeme gelebilecek sağlık sorunlarının kendisini ilgilendirmediği ve herkesin kendi sağlığından sorumlu olduğu yönünde açıklamalarda bulunuyor.

‘ÇAY SULAMADA KULLANILIYOR‘

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, Ankara Çayı‘nın tarım alanlarından geçtiğini belirtti. İnsanların yasaklara karşın Ankara Çayı‘nın suyunu kullandığını ifade eden Günaydın, Ankara‘nın hem sanayi, hem de ev atıklarının önemli ölçüde çayın suyunu kirlettiğini dile getirdi. Ankara Çayı‘ndaki en büyük tehdidin ağır metal birikimi olduğuna dikkat çeken Günaydın, "Suyun kirlilik oranı yüksektir. Ankara Çayı‘nın nitrat ve fosfat birimi de fazladır. Yapılan çalışmalar bunu ortaya koydu" diye konuştu. Günaydın, şöyle devam etti:

"Kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü‘ne bağlı Toprak ve Su Araştırma Enstitüsü bu alanda ciddi çalışmalar yaptı. Ankara Çayı‘nın hem tarımsal açıdan, hem de diğer alanlarda kullanılmaması ve temizlenilmesi gerektiği birçok kez söylendi. Ancak hiçbir ciddi yaptırım bunun arkasından gelmediği için, bunun kendi tarım alanlarımızda kullanılmaya devam ettiğini biliyoruz. Burada en son suçlanacak kişi çiftçidir. Çiftçinin su ihtiyacı var ama memlekette sulama yatırımı yapılmıyor. O da yapabileceği bir şey olmadığı için maalesef bu suyu kullanıyor."

Ankara Çayı‘nın tarımsal sulamada kullanılmasının pek çok sorunu da beraberinde getireceğine işaret eden Günaydın, özellikle yaz aylarında bunun her türlü salgın hastalığa neden olabileceğini söyledi. Söz konusu suyla yetiştirilen marulda hem ağır metal birikiminin, hem de mikropların sofralara ulaştığını anlatan Günaydın, "Temizlemekle bunun bir kısmını arıtabiliyorsunuz ama temizlemekle uzaklaştıramadığımız şeyler de oluyor. Sudaki zehir sofralara kadar geliyor" dedi. Günaydın, Ankara Çayı‘nın yıllardır ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürdüğünü, ancak hiçbir önlem alınmadığını kaydetti.

‘SİNCAN VE YENİKENT‘E DİKKAT‘

Ankara Çayı‘nın özellikle Yenikent ve Sincan ile devamındaki tüm bölgelerde tarımsal sulamada kullanıldığını kaydeden Günaydın, 2 yıl önceki salgın hastalıkların kökeni Ankara Çayı‘ydı. O günden bugüne hiçbir şey yapılmadı ve bu yıl debinin düşmesi, kirliliği artırdı. Ankara Çayı, bu yıl için de çok büyük bir tehlike, tehdit olarak varlığını koruyor. Başkentte salgın hastalıklar yaşanabilir" diye konuştu.

Okunma Sayısı: 2146