‘MADENİ KAPATIN’ – EVRENSEL
Özer Akdemir
Bir süredir İzmir’deki tüm siyasi parti, dernek, meslek örgütü ve kitle örgütlerine mektup göndererek Bergama’daki altın madenine davet eden KOZA Altın Şirketi’ne Ziraat Mühendisleri Odası’ndan tokat gibi yanıt geldi; “…Yasalara ve Türk insanına saygı göstererek altın üretimine son verin”!...
KOZA’dan kendi madenine övgüler
Bergama’da 15 yılı aşkın bir süredir kamuoyunu meşgul eden, yöre köylülerinin karşı çıkışına ve çeşitli mahkeme kararlarına karşın üretimini sürdüren altın madenin son sahibi Koza Altın bir süredir İzmir’deki siyasi parti, dernek, meslek örgütü ve toplum kuruluşlarına davetiyeler göndererek, altın madenine ziyaret çağrısı yapıyordu. Gönderdiği davetiyelerde Bergama’daki işletmekte olduğu altın madeni ile ilgili “dünyanın altın madenciliğindeki mevcut en iyi teknolojisi ve en yüksek çevresel performansıyla üretimini sürdüren, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan ve ülkemizin ilk altın madeni Ovacık, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına saygılı ve yasaların gerekliliğini harfiyen yerine getiren bir Türk şirketi” iddialarında bulunan KOZA’ya yanıt TMMOB İKK Dönem Sözcüsü ve Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’dan gitti; “yasalara saygılı iseniz işletmenin faaliyetine son verin”.
“Madene gitmek suça ortak olmaktır”
Koza Altın’ın Ziraat Mühendisleri Odası’na gönderdiği 26 Haziran 2006 tarihli davetiyesine yanıt veren Sındır, şirkete madenin çevre ve insan sağlına verebileceği riskler nedeniyle çalışmasında kamu yararı olmadığına dair verilen Danıştay ve İdare mahkemeleri kararlarını hatırlattı. Danıştay 6. Dairesi’nin kararı doğrultusunda, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin 15.10.1997 tarihinde; “…raporlarda öngörülen olası risk faktörleriyle çalışan ve bu riskin gerçekleşmesi halinde doğrudan veya çevrenin bozulması ile dolaylı olarak insan yaşamını etkileyeceği kesin olan siyanür liçi yöntemi ile altın madeni işletilmesine izin verilmesi yolundaki işlemde kamu yararı olmadığı…” yönündeki gerekçeli kararını şirkete bir kez daha hatırlatan Sındır, yine İzmir 4. İdare Mahkemesinin 21.04.06 tarihli kararıyla madenin tüm İmar Planlarını iptal ettiğinin altını çizdi. Bu son mahkeme kararının ardından 20.05.05 tarihli Açılma Ruhsatının dahi hiçbir hukuksal dayanağının kalmadığının altını çizen Sındır KOZA’nın davetine verdiği yanıtta şunları dile getirdi, “Altın Madeni işletmenize yapacağımız herhangi bir ziyaretimizin bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetimizde, yasalar önünde suç sayılabilecek bir eylem olacağı düşüncesiyle, olası risklerden etkilenecek havza insanlarımızın ve canlı yaşamının doğrudan veya çevrenin bozulması ile dolaylı olarak olumsuz yönde etkileneceği endişelerimiz nedeniyle ve hepsinden önemlisi bölgede yaşayan köylü dostlarımızın sürdürdükleri hukuk ve yaşam mücadelelerine olan saygımız nedeniyle söz konusu davetinizi kabul edemeyeceğimizi üzülerek bildirmek isterim”.
“Türkiye yasalarına saygı gösterin”
Sındır, her fırsatta kendisinin bir Türk şirketi olduğunu öne sürerek kamuoyuna şirin gözükmeye çalışan KOZA’ya şu çağrıyı yaptı; “Böylesi bir ziyaretten ziyade, sizin de ifade ettiğiniz gibi bir “Türk Şirketi” olduğunu ifade ettiğiniz Koza Altın Şirketi’nin Ovacık Altın Madeni işletmecisi olan sizlere, öncelikle “Türkiye Cumhuriyeti” yasalarımıza ve “Türk” insanımıza saygı göstermenizi ve bu saygının gereği olarak işletmenizin faaliyetlerine son vermenizi salık veririm.”