“BEKLENTİ GERÇEKLEŞİRSE BUĞDAY İTHALİNE GEREK KALMAYACAK”-MERHABA DERGİSİ-HAKİMİYET DERGİSİ
ZMO Konya Şube Başkanımız Özkan TAŞPINAR, TÜYAP Konya Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen Konya 8. Tarım, Hayvancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı için Merhaba ve Hakimiyet Gazetelerinin özel olarak çıkardığı Dergilere yaptığı açıklama da “Beklenti gerçekleşirse buğday ithaline gerek kalmayacak” dedi
2.2 milyon hektar tarım alanına sahip Konya‘da sadece 400 bin hektar alanın sulanabilmekte kıraç ekim yapılan tarım arazilerinde karasal iklime uygun bitkiler yetiştirilmektedir. Bu özelliği ile Türkiye‘de üretilen buğdayın yüzde 11‘i, arpanın yüzde 14‘ü, şekerpancarının ise yüzde 25‘i Konya‘da üretilmektedir ki son yıllarda kuraklığın olumsuz etkilerinin yaşandığını da göz ardı etmeyelim. Küresel ısınma sonucu son 6- 7 yıldır sürekli kurak geçen iklime bağlı olarak tarım kesimi büyük sıkıntılar çekti. Küresel mevsim değişikliğine bağlı olarak ılıman bir iklime geçişle birlikte 2008‘in sonbahar aylarından itibaren yağışlı bir havanın etkisinde kalan Konya‘da 2009 yılı da olumlu geçti. Önceki yıllara kıyasla yüzde 50 oranında bir yağış artışı yaşanan ilimizde 2010 yılının daha verimli geçeceğini umuyoruz. 2009‘da fazla yağışa bağlı çeşitli mantar hastalıkları ve eksik gübreleme gibi hatalarını gören çiftçi hastalıklarla mücadele ve düzenli gübreleme uygulamaları ile aynı yağışların devam etmesi halinde çok daha verimli bir yıl geçirecektir.
Kendi kendine yeten bir il olmasına rağmen kalite düşüklüğünden dolayı yurt dışından buğday ithal eden Konya, 2010 yılı beklentilerinin gerçekleşmesi halinde dışarıdan bir gram bile buğday ithal etmesine gerek kalmayacaktır.
Konya ve ülke tarımında yapılması gerekenler;
Tarım danışmanlığı sistemi bir an önce hayata geçirilmelidir. Tarım danışmanlığı sisteminin tam olarak oturması halinde verim ve kalite artacak çiftçi daha çok para kazanacaktır. Tarıma dayalı üretim yapan sanayici kaliteli ürüne sahip olacak ve tüketici de güvenilir bir gıdaya ulaşmış olacaktır.
Tarım politikaları hükümet politikası değil, devlet politikası olmalıdır. Örneğin bir tarım bakanı süt hayvancılığını geliştirmek için yetiştiricilere verilen desteği artırıyor. Daha sonra göreve gelen bir başka bakan desteği yarı yarıya düşürdüğünde hayvanlar kesime gidiyor. Ürün azalınca süt fiyatı da et fiyatı da artıyor.
Son yıllarda KOBİ, üniversite, turizm kenti olarak anılsa da tarım Konya‘da en ön sırada olması gerekmektedir ki kentte sanayinin de ticaretin de yüzde 50‘si tarıma dayalı olarak gerçekleşmektedir. Konya‘nın 3‘te 1 oranındaki tarım arazisi ile Hollanda‘da, milli gelirinin ve ihracatın yüzde 50‘sinden fazlası tarıma dayalıdır. 4 mevsim, 7 farklı coğrafi bölge ve yüzde 70‘i ekilebilir alanlardan oluşan ülkemizde 5-6 milyar dolarlar seviyesinde gerçekleşen tarımsal ihracat rakamları Hollanda‘da 50-60 milyar dolarlarla ifade ediliyor? İleriyi gören bilim adamları ve aydınları yeryüzünde kalacak en son devletlerin, tarıma sıkı sıkıya bağlı, tarımda kalkınmayı başarmış, toprağının kıymetini bilen ülkeler olacağını belirtiyor. Bu tespit Türkiye‘nin durumunu özetliyor.
KOP, Konya‘nın olmazsa olmazıdır. Sulanabilen 400 bin hektar arazi, Göksu‘nun Konya ovasına akması ve tamamının tarımda kullanılması halinde ancak 600 bin hektar ulaşacak ki bu kullanıma sanayi ve içme suyunu da dahil edersek sulanabilen arazi 450 hektarla sınırlı kalacaktır. Konya‘nın bazı bölgelerine ulaşmasa da tüm Konya ovasında yeraltı suyunun takviye edilmesi ile barajlar dolacak ve Konya‘nın iklimi değişerek ürün yelpazesi artacaktır. Konya ovasının bir çanak şeklinde olması nedeniyle dışarıdan hiçbir su kaynağıyla beslenememektedir. Artık biz Göksu yu değil, Kızılırmak suyunu Konya ovasına nasıl getiririz onun hesabını yapmalıyız. Bir diğer önemli konuda sulama yöntemleridir. Konya ovası için salma sulama yönteminden vazgeçilip basınçlı sulama sistemlerine dönülmesi halinde yıllık 1 milyar metre küp su tasarrufu sağlanacaktır.