- Bitki koruma ürünlerinin insan ve çevre sağlığı açısından risk oluşturmayacak şekilde uygulanmasını, denetlenmesini, risk oluşturacak pestisitlerin reçeteli kullanımını, izlenebilirlik sistemlerinin kurulabilmesini gerekli, hatta zorunlu olduğunu öngörmekteyiz. Ülkenin tarımsal dokusu, potansiyeli ve mesleki açıdan tarımsal altyapıya uygunluk gibi özellikleri de dikkate alacak ve bu süreci eksiksiz yönetebilecek bir Yönetmeliğin hazırlanarak yürürlüğe girmesini de bir o kadar önemsemekte olduğumuzu ve desteklediğimizi belirtmek isteriz. Ülkemizde küçük üreticinin yoğunluk kazandığı, parçalı bitkisel üretimin ağırlıkta olduğu bir tarımsal yapı bulunmaktadır. Buna karşın mevcut yapımızda, daha büyük pazarlara yönelik üretim yapan büyük işletme potansiyelimizin bulunduğu da bir gerçektir. Diğer bir ifadeyle, geleneksel yöntemlerle faaliyetlerini sürdüren üreticiler ağırlıkta olmakla birlikte, finansal anlamdaki yeterliliğine bağlı olarak, teknolojik yönden donanımlı üreticilerimiz az da olsa mevcuttur. Türk üreticisi örgütlü bir yapıdan yoksun olup başta zirai ilaç kalıntısı olmak üzere üretimden kaynaklanan birçok sorunun temelinde bu yapısal eksiklik yatmaktadır. Küçük ve parçalı arazilerde üretim yapmak zorunda kalan üreticinin üretimin her aşamasında ziraat mühendisleri ile bir araya gelmelerini sağlayacak organizasyonlar hayata geçirilemediği için zirai ilaç kalıntısı ihracatta zaman zaman sıkıntılara yol açmaktadır. Bakanlığımızca yaşama geçirilmeye çalışılan serbest tarım danışmanlığı, üreticilerin yeterince örgütlü olmayışı ve yanlış destekleme politikaları nedeniyle yeterince yaygınlaşamamıştır. Yaş meyve-sebze üretiminin yoğun olarak yapıldığı Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde devlet destekli tarım danışmanlığı modeli etkin değildir. Bu bölgelerde zirai ilaç kalıntılarının önlenmesi veya en aza indirilmesinde serbest tarım danışmanlığı modelinden maalesef yeterince yararlanılamamış ve istenilen sonuç alınamamıştır. Özellikle ihracatta sorun olan zirai ilaç kalıntılarına çözüm olarak getirilen reçete yönetmeliği Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinin dışında uygulanmamış, uygulanan bölgelerde ise Zirai ilaç bayileri, firma çalışanları ile alanda çalışan tarım danışmanı ve reçete yazma yetkisine sahip ziraat mühendislerinin kişisel gayretleri ile yürütülmüştür. Uygulamada reçete, ilaçların satışından sonra düzenlenmektedir. Zirai ilaçların satış ve kullanımının denetimli olmasını sağlayacağı düşünülen reçeteli satış öngörülenin tersine "önce reçete sonra satış yerine, önce satış, sonra reçete" şeklinde sürdürülmüştür. Bakanlık yetkililerinin de yakından bildiği bu uygulama Zirai ilaç bayilerinin Bakanlık denetimleri sonucu verilen iş yeri kapatma cezalarından kurtulabilmek için kendi olanakları ile yarattıkları çözümlerdir. Bu kapsamda zirai ilaç bayileri reçeteyi temin etmekle yükümlülüğünü üstlenmiş bulunmaktadırlar. -Yönetmelik taslağı bugüne kadar kâğıt üzerinde kalan reçete uygulamasının, zirai ilaç bayileri üzerinden sürdürülmesine yönelik hükümler içermektedir. Bugüne kadar "önce satış sonra reçete" ilkesi çerçevesinde sürdürülebilen bu uygulama, zirai ilaç bayileri yetkili bayi haline getirilerek; zirai ilaçların satışından kullanımına kadar her alanda bayileri sorumlu kılınarak sürdürülmek istenmektedir. -Yönetmelik taslağı üreticiden başlayarak ilgili mühendisler (zirai ilaç bayi, serbest tarım danışmanı), ihracatçılar ve bakanlık birimleri dâhil zirai ilaçlarla ilgili tüm yetki ve sorumlulukların zirai ilaç bayileri üzerinden sürdürülmesine yönelik hükümler içermektedir. Yönetmelik taslağının 19. Maddesinde yer alan hükümler üreticinin yükümlülüğünde olan reçete temini, üretici kayıt defterinin tutulması, zirai ilaçların usulüne ve tekniğine uygun kullanılmasıyla ilgili yükümlülükleri ve sorumlulukları, zirai ilaç bayilerine vermektedir. Yine ihracatçılar ve süpermarketlerin sözleşmeli üretim ile ilgili yükümlülükleri de bu madde kapsamında bayilere devredilmektedir. Bu kapsamda çözüm olarak sunulan yetkili bayi uygulamasının üretimden kaynaklanan sıkıntılara çözüm olmayacağı ve Türk tarımına yeterli ivmeyi kazandırmayacağı kanısındayız. - Zirai ilaç bayilerine ağır yükümlülükler getiren yönetmelik taslağının 19. Maddesinde yer alan şartların yerine getirilebilir ve hakkaniyetli olmadığı görüşündeyiz. - Bu yönetmelik, zirai ilaç bayilerine üretim planlaması ve denetimi de dâhil olmak üzere sorumlulukları dâhilinde olmayan bir takım görevler yüklemektedir. - Bayilikte kıdeme ve disiplin cezalarına uygun yetkilendirme mesleki haklar açısından çok ciddi ayrımcılıktır. Bu durum süreç içerisinde sermayesi güçlü olmayan bayilerin batmasına ve sektörde tekelleşmeye yol açabilecektir. - Bitkisel üretimde sorumluluk almaları gereken kişi, kurum ve kuruluşların görev ve sorumluluklarının yönetmelikle bayilere devredilmesi bayilerin mesleki, ticari, ekonomik ve sosyal yıkımları anlamına gelmektedir. - Ekonomik sıkıntılarla boğuşan ve işlerini sürdürmekte zorlanan zirai ilaç bayi meslektaşlarımızın büyük çoğunluğunun yetkilendirilmiş bayi koşullarını yerine getirmesi mümkün değildir. - Zirai ilaçların izlenebilirliği, Ziraat Mühendisleri Odası ve sahada çalışan zirai ilaç bayi meslektaşlarımızın ortak temennisidir. Bunun için barkot programlarının ortaklaştırılması ve programda bazı değişikliklerin yapılması zirai ilaçların izlenebilirliğini yeterli kılacaktır. Yine üretici kayıt defterine, kullanılan ilaçlarla ilgili bölümlerin eklenmesiyle de izlenebilirliğin sağlanması mümkündür. Sahada uygulanabilen ve gerçekçi bir modelin hayata geçirilmesi, izlenebilirlik açısından daha etkin sonuçlar doğuracaktır. Bugüne kadar Türkiye‘nin büyük bölümünde uygulanamayan reçete uygulaması yönetmelik taslağı çerçevesinde yetkilendirilmiş bayiler üzerinden sürdürülmesi sistemde bir değişikliğe neden olmayacaktır. Kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm tüm ilaçların reçete ile satışına yönelik düzenlemede ısrar etmenin sektöre hiçbir katkısı olmayacaktır. Yapılması gereken, insan ve çevre sağlığı açısından risk oluşturan fumigant, nematosit ve bekleme süresi uzun sistemik etkili insektisitlerin reçeteli satışını sağlamak ve zirai ilaç bayilerinin gerçek işlerine dönmelerini temin etmektir. Tüm ilaçların reçete ile satışında ısrar sürdürülecekse: reçete yönetmeliğinin tümden kaldırılması daha gerçekçi ve doğru olacaktır. Zirai ilaç bayilerinin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde yapılan bayi toplantılarında da benzer görüşler ortaya çıkmış ve bayilerimizin yönetmelikle ilgili görüşleri, bakanlığımıza yazdıkları dilekçelerde belirtilmiş olup söz konusu dilekçeler ekte sunulmuştur. Diğer taraftan taslağın, Yasa ve Tüzüklere aykırı bir içeriğe sahip olmaması, alanı düzenleyen diğer Yönetmeliklerle çelişik hükümlerinin de giderilmesi gerekmektedir. Durum bu bağlamda değerlendirildiğinde taslağın, 7472 sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine İlişkin Tüzük ile çelişik hükümler taşıdığı görülecektir. Bilindiği üzere, yönetmelik taslağı hazırlanmadan önce ODA‘mızın da paydaş olduğu bir toplantı gerçekleştirilmiş ve bu toplantıda meslek adına beklentilerimiz dile getirilmiştir. Yararlı bir biçimde tamamlandığını umduğumuz bu toplantının ne yazık ki beklentilerimizi karşılamadığını taslağı incelediğimizde anlamış bulunmaktayız. Toplantıdaki önerilerimizin hiç biri dikkate alınmamış, taslakta, ODA‘nın yasal yetkileri yine görmezden gelinmiş, mesleğimiz diğer meslek gruplarının saldırısına açık hale getirilmiştir. Görüşlerin net bir biçimde ortaya konulması için, yönetmelik taslaklarının kamu dışından uzman kuruluşların da katılımına açık demokratik bir ortamda görüşülerek olgunlaştırılmasının gerekli olduğunu birçok ortamda paylaşmış olmamıza karşın bakanlığın bunu bir formalite olarak algıladığını sanıyoruz. Unutulmamalı ki güçlü bir meslek grubu, güçlü bir meslek örgütlenmesinden geçer. Taslakla ilgili değerlendirmelerimize geçmeden önce bakanlığın, meslek ve ülke gerekliliklerine kulak tıkayıp, ODA‘yı yok sayarak bir yere varamayacağını, bundan en çok mesleğimizin zarar göreceğini artık idrak etmesi gerektiğini bir kez daha yinelemekte yarar görüyoruz. | Madde bazındaki değerlendirme ve önerilerimiz aşağıda sunulmaktadır. |
Reçete yazma yetki belgesi alabilecek kişiler MADDE 5 - | Bu maddede, bitki koruma bölümü mezunları ile bakanlıkta veya üniversitelerde beş yıl ve daha fazla hizmeti olanlar hariç diğer ziraat mühendislerinin bakanlığın öngördüğü eğitime katılmak zorunda olduğu belirtilmektedir. Bilindiği üzere, Bakanlığın serbest ziraat mühendislerine eğitim verme görev ve yetkisi bulunmamaktadır. Bakanlık, ancak mevcut personeline hizmet öncesi eğitim ile hizmet içi eğitimler verebilir. Bakanlığa bağlı personel olarak görev yapmayan ziraat mühendislerine Bakanlığın eğitim verebileceğine ilişkin görevi yoktur. Danıştay 8.Dairesi de E. 2006/4114 K. 2007/6538 sayılı kararı da bu yöndedir. Buna karşılık, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliği‘nin 6. maddesinde, h) Mesleğin geliştirilmesi ve tanıtılması amacıyla teknik ve bilimsel araştırmalar yapmak, kongre, seminer, panel, konferans gibi toplantılar ve sergiler düzenlemek, diğer kuruluşların bu gibi çalışmalarına katılmak, ı) Meslekle ilgili proje, taahhüt, müşavirlik, sorumlu yöneticilik ve danışmanlık işlerinde üyelere gerekli belgeleri vermek, onaylamak, bu konuda gereken hukuki, idari düzenlemelerin yapılmasını sağlamak, bu amaçla gereken resmi girişimlerde bulunmak, p) Ziraat Mühendisliği öğrenimi yapan kuruluşlarla işbirliği yaparak meslek elemanlarının eğitimleri konusunda öneri ve yardımlarda bulunmak, üyeler için hizmet içi eğitim programları hazırlamak ve uygulamak Odanın amaç ve görevleri arasında sayılmıştır. Aynı Yönetmeliğin 32. maddesinin h bendinde, Bu Yönetmelik ve Odaca yürürlüğe konulan diğer Yönetmelikler çerçevesinde üyelere ve üyelerin bulunduğu büro, firma, işletme, işyeri ve benzeri kuruluşlara her türlü belge ve yetkileri vermek, gerekli denetlemeleri yapmak, aykırı durumların saptanması halinde kısıtlayıcı veya duruma göre kısa veya uzun süreli olarak veya süresiz engelleyici kararlar almak, gerektiğinde yetki ve belgeleri iptal etmek de Oda Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkilerinin arasında sayılmıştır. Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Meslek İçi Eğitim, Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliğinin 1.maddesinde, Bu Yönetmeliğin amacının, kamu yararı, meslek uygulama etiği ve meslek alanının geliştirilmesi doğrultusunda, mesleki disiplinler gözetilerek meslek alanları ile ilgili uygulama ve denetimin yapılabilmesi için; uzmanlık alanı ve tanımı, yetkili üyeliğin tanımlanması, yetkili üyelerin mesleki ve bilimsel çalışmaları, yaptıkları işler ile tamamlayıcı eğitimlerine dayanan uzmanlıklarının belirlenmesi, belgelendirilmesi ve gerektiğinde kamuoyuna önerilmesiyle ilgili usul ve esasların düzenlenmesi olduğu, 2. maddesinde, mesleki disiplinler kapsamında Oda üyelerinin meslek alanlarına yönelik, toplumun gereksinimlerini karşılamak doğrultusunda araştırma, inceleme, planlama, projelendirme, tasarım, raporlama, bilirkişilik, denetim, danışmanlık, eğitim, uygulama ve teknik sorumluluğu üstlenme işlevleri kapsamında olan ve uzmanlık gerektiren hizmetler için yetkili üyelerin saptanması, eğitimi ve belgelendirilmesi esaslarını kapsadığı, 6. maddesinde, Ziraat Mühendislerinin tek başına tasarlamaya, uygulamaya, kabule ve imzaya yetkili ve sorumlu olduğu uzmanlık alanlarının belirlendiği, bunlardan tarımsal yapılar, çevre koruma, tarım alet ve makineleri ile tarımsal enerji, peyzaj ve çevre düzenleme, gıda sanayi ve gıda kontrolü hizmetlerine ilişkin alt uzmanlık alanları, kapalı alan ilaçlama hizmetleri, sulama ve drenaj, laboratuvar kurma ve işletme uzmanlık alanlarında öğrenim gören ziraat mühendisleri ve ilgili diğer meslek disiplinlerine ait eğitim alan üyeler için Oda tarafından birlikte ve ayrı olarak eğitim ve yetki belgesi verilebileceği 7. maddesinde, Oda tarafından, belirlenen bu uzmanlık alanlarına göre lisans öğrenimi dikkate alınarak hazırlanan eğitim programları sonucunda gerçekleştirilecek sınavlarda başarılı olan üyelerle Oda Yönetim Kurulu tarafından mesleki birikim ve deneyime göre yeterliliği saptanan üyelere yetki belgesi verileceği, yetki belgesinin, ziraat mühendisliği uzmanlık alanlarında hizmet alacak kişi ve girişimciler için referans niteliğini taşıyacağı, 8. maddesinde, a) Oda tarafından belirlenen uzmanlık konularında belge alma koşullarını sağlayan üyelere ilgili uzmanlık konusunda belge verileceği, b) Belge alma koşullarının her uzmanlık konusu için ayrı olmak üzere Oda tarafından belirleneceği, 9. maddesinde ise, a) Uzmanlık konuları ile ilgili olarak verilecek meslek içi eğitimler ve sınavların, Meslek İçi Eğitim Merkezi tarafından gerçekleştirileceği, c) Her uzmanlık konusu için ayrı olmak üzere eğitim ve sınav programları ile takvimi gerektiğinde Şubelerin görüş ve önerileri alınarak Meslek İçi Eğitim Merkezi tarafından hazırlanacağı ve Oda Yönetim Kurulunun onayına sunulacağı hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü gibi ODA‘nın eğitim düzenleme ve yetki belgesi verme yetki ve görevleri yasal iken, Bakanlığın eğitim düzenleme ve yetkilendirme yetkisi bulunmamaktadır. | Madde görüş ve değerlendirme bölümünde belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden düzenlenmeli, reçete yazma yetki belgesi için gerekli eğitimler özel sektör çalışanlarına Ziraat Mühendisleri Odası tarafından verilmelidir. |
BKÜ satan bayiler ile Yetkilendirilmiş bayilerin yetki ve sorumlulukları MADDE 19 - | Maddenin birinci fıkrasında Bayilerin, yetkilendirilmiş bayi olarak çalışabilmeleri için gerekli şartların ne olacağına dair hükümler bulunmaktadır. | -Yetkilendirilmiş bayilerin yetki ve sorumlulukları ile ilgili hükümler bayilere üreticilerin ihracatçıların, pazara ürün temin eden komisyoncuların, süpermarketlerin, denetim ve kontrolü sağlayan devlet kurumlarının sorumluluklarını yüklemektedir. Bu güne kadar uygulanabildiği bölgelerde bayiler üzerinden sürdürülen reçete yönetmeliğine bir anlamda kalıcılık sağlayabilecek bu düzenlemeyi zirai ilaç bayilerinin yerine getirmesi mümkün değildir. Yetkilendirilmiş bayi olmak için en az beş yıllık bayi olmak koşulu bayiler arasında ciddi bir ayrımcılık yaratacaktır. Bayilerin ilaçları reçete ile sattıkları göz önüne alındığında kıdemin neden arandığını anlamak mümkün değildir. Yine son beş yıllık süre içerinde faaliyetlerinden dolayı idari yaptırım cezası alan bayilerin yetkilendirilmiş bayi olamamaları haksızlıktır. Akdeniz ve Ege bölgesindeki bayilerin büyük çoğunluğunun uygulanması mümkün olmayan reçete yönetmeliği kapsamında ceza aldığı ve bir bölümünün kapatıldığı dikkate alındığında haksızlığın boyutu daha net anlaşılacaktır. -yetkilendirilmiş bayi için bayi kuruluş yetki belgesi olan kişinin dışında reçete yazma yetkisine haiz en az bir kişinin istihdamı ve bu kişiye ait teşhis-tanı yapabilecek ve reçete yazabileceği ayrı bir bölümün tesisi bayilere ekonomik yük getirecektir. Alacaklarını tahsilde zorlanan bayilerin aylık 3000 TL‘yi bulacak bu istihdamı karşılamaları imkânsızdır. - Yetkilendirilmiş bayilerin ancak sözleşme yaptıkları kişilere reçeli BKÜ satabilmeleri diğer üreticilere ise reçete yazamamaları anlaşılması güç bir olaydır. Reçete yazmaya sahip kişinin bir üretici gruba yazarken diğer gruba yazamaması mesleki hak sınırlamasına girmektedir. Sözleşmeli üretim yapmak ve bunu denetlemek zirai ilaç bayilerinin sorumluğu olmayıp sözleşmeli üretimin artırılması için zorlama yöntemler kullanılmaktadır. Sözleşme imzalanan üreticilerin sözleşmelerinin il müdürlüklerine bildirmesi ise bir anlamda üreticilerin bayi eliyle devlet adına kontrolünü getirmektedir. Bu durum üretici bayi ilişkilerini süreç içerisinde çok ciddi zararlar verebilecektir. -yetkilendirilmiş bayilerin sözleşme yaptıkları üreticilerin üretici kayıt defterlerini tutmak zorunda bırakılmaları da hukuken yanlıştır. Adı üzerinde üreticinin yaptıklarını kayıt altına alan bu belgenin üreticiler tarafından tutulması gerekir. Ayrıca kalıntı ile ilgili çıkacak sorunlarda yönetmelikte üretici hatası hariç bir tanımlama yapılsa da devamında öneri ve uygulamadan kaynaklan her türlü hatadan bayinin sorumlu tutulması her açıdan bayinin sorumlu tutulduğunu ortaya koymaktadır. Temel görev ve sorumluluğu üreticinin ihtiyaç duyduğu tarım ilacını üreticiye temin emek olan bayinin uygulamadan kaynaklanan hatalardan sorumlu tutulması kabul edilemez. Kısacası 19. Madde üreticinin, ihracatçının, devletin yapması gerekenlerden bayiyi yetkili ve sorumlu kılmakta ve yaşanabilecek her türlü olumsuzlukta bayiyi sorumlu tutmaktadır. Yetkilendirilmiş bayilerin bu şekilde görev yapmaları mümkün değildir. Bu şekliyle hayata geçirilecek yetkilendirilmiş bayilik sistemi süreç içerisinde küçük bayilerin kapanmasına, yetkilendirilmiş bayilerin de uluslararası firmaların açacakları tarım marketlerine yerlerini terk etmeleriyle sonuçlanacaktır. Bugüne kadar üreticiye girdi sağlamasının yanı sıra bilgi ve teknoloji aktarımında önemli görevler üstlenmiş bayi meslektaşlarımızın geleceği açısından yetkilendirilmiş bayi uygulamasından vazgeçilmelidir. -Sistemin kalıcılığı reçete ile satılacak zirai ilaçların sınırlandırılarak bunların uzmanları tarafından yazılmasına bayilik ve danışmanlık sisteminin entegre edilmesine bağlıdır. |