“BU ISRAR NİYE?” - YENİ MERAM
Konya Şube Başkanımız Celil ÇALIŞ, “Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, çok daha fonksiyonel hale getirilebilir. Hastane yapılmasına karşı değiliz ancak alternatif yer bakılarak buradaki yanlışlıktan dönülmesi gerekiyor” dedi.
Konya‘ya yapılması kararlaştırılan Şehir Hastanesi için imzalar, 12 Eylül 2013‘te İstanbul Haliç Kongre Merkezindeki törenle atıldı. Hastane arazisi için ilk olarak Adalet Sarayı ile Karatay Üniversitesi arasındaki 143 bin metrekarelik alan gösterilmişti. Ancak zaman içerisinde yeri değiştirildi, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsüne ait araziye yapılmasına karar verildi. Söz konusu proje, bir süredir hem kent, hem de ülke gündeminde. Hastanenin, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsüne ait tarım arazisine yapılacak olması, tartışmaların odak noktasını oluşturdu. Enstitüsünün, 10 milyon 802 bin metrekarelik arazisinin yaklaşık 1 milyon metrekarelik bölümü, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Sağlık Bakanlığı‘na tahsis edilmişti. Yaşanan bu gelişmelere, Konya‘daki bazı sivil toplum kuruluşları tepki gösterdi. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, ‘yürütmenin durdurulması ve iptali‘ için Konya İdare Mahkemesi‘ne dava açtı. Şimdi hububat ambarı olarak bilinen Konya, merakla davanın sonucunu bekliyor.
"TARIM ARAZİLERİ, AMAÇ DIŞI KULLANILMASIN"
TMMOB Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı Mustafa KAŞ da hastanenin önce Adalet Sarayı ile Karatay Üniversitesi arasındaki bölgeye yapılmasının planlandığını ancak Sağlık Bakanlığı Strateji Daire Başkanlığının, alanın küçük olduğu gerekçesiyle Bahri Dağdaş Uluslar arası Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazisini önerdiğini söyledi ve "edindiğimiz izlenimlere göre bu öneride, Karatay Belediyesinin etkisi var. Konya‘ya bölge hastanesi yapılmasına asla karşı değiliz. Arazinin zemininin inşaat yapımına çok uygun olmadığı, zararlı su seviyesinin yukarıda olduğu belirtiliyor. Bu bölge zaten sanayi alanı olarak imarlaşmış bir bölgedir. Burası aslında 1999 yılında yapılan 2020 imar planında üniversite alanı olarak gözüküyordu. Sağlık Bakanlığına tahsisin, kurul tarafından yapılmadığı, bakanlık makamı oluruyla yapıldığı belirtiliyor. Birinci sınıf tarım arazilerinin imar planıyla yapılaşma alanına dönüşebilmesi için Toprak Koruma Kurulundan onay alınması gerekiyor. Karşı çıkışımız tamamen tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını engellemek için" dedi.
RAPORA GÖRE YILLIK KİRASI 88 MİLYON TL
Hastane yapımı için seçilen arazinin maliyetinin ucuz olduğunu dile getiren Mustafa KAŞ, "başka yerde yapılacak olsaydı kamulaştırmaya ihtiyaç duyulabilir, süreç uzun olabilir" diye düşünmüş olabilirler. Geride kalan 10 milyon metrekarelik arsanın da aynı şekilde imarlaşarak farklı amaçlar için kullanılacağı şeklinde bir endişemiz var. Islah edilen, verimli araziye dönüşmüş olan toprağın 20 santimlik kısmının başka yere taşınacağı söylendi. Bu da toplamda 100 bin metrekare toprak ediyor. O bölgenin ulaşım problemi de var. Türk Tabipler Birliğinin raporlarına göre inşaatı yapan firma, 25 yıl boyunca yıllık 88 milyon TL gibi bir kira alacak. Bu da 25 yılda 2 milyar 200 milyon TL ediyor. Yer seçimi konusundaki yanlıştan dönülmeli. Başka alanlar da bulunabilir. Hatay ve Adana‘daki hastaneler için sivil toplum örgütlerinden görüş alınmış ancak bizden böyle bir görüş alınmadı" diye konuştu.
"BİRİNCİ SINIF TARIM ARAZİSİ"
Konuyla ilgili birçok görüşme ve çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Celil ÇALIŞ, Aralık ayında Konya‘daki Mimar ve Mühendis Odalarıyla birlikte basın toplantısı düzenlediklerini ve mühendislik alanlarını ilgilendiren kısımları ele aldıklarını söyledi. 5403 sayılı kanunun ikinci ve dördüncü maddesinde "birinci sınıf tarım arazilerine alternatif alan araştırılması yapılmadan herhangi bir inşaat yapılmasının mümkün olmadığı" ibaresinin yer aldığını belirten ÇALIŞ, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, ulusal ve yerel televizyonların tamamına gönderdiği zorunlu kamu spotunda, tarım arazilerine inşaat yapılmasının sakıncalarının anlatıldığını ve bu arazilerin bizlere atalarımızdan miras değil, torunlarımızın emaneti olarak değerlendirilmesi gerektiğinin öğütlendiğini kaydetti. Söz konusu arazinin birinci sınıf tarım arazisi olduğunu dile getiren Çalış, alternatif alan çalışmasının yapılmadığını, Konya‘da hastane için başka yerlerin de olduğunu vurguladı.
‘ARAZİ, HASTANE İÇİN UYGUN DEĞİL‘
Mühendislik hizmetlerine göre, yapılacak olan büyük yatırımların 30, 50, 100 ve 500 yıllık doğa olayları hesaplanarak planlanması gerekiyor. Celil ÇALIŞ, "Söz konusu arazi, 50 yıl öncesine kadar sazlık alandı. Islah çalışması yapılarak topraklar birinci sınıf tarım arazisine dönüştürülmüş. Bahri Dağdaş Uluslar arası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, benzeri sadece Rusya‘da olan kuruluştan biri. Bu bölgede üretilen 63 farklı tohum çeşidi, Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Afrika‘da kullanılıyor" diye konuştu. Söz konusu arazi, Konya‘nın kanalizasyon çıkışına da yakın ve kentin en çukur yeri. Bu nedenle sis olayı da var. Jeoloji Mühendisleri Odasının açıkladığı raporda, "bu bölge toprakları sıvı özellik gösteren ve kırılgan bir yapıya sahip. Herhangi bir doğa olayı olursa felaketin boyutu düşünülemez" deniliyor.
HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR
Enstitüdeki Kuraklık Test Merkezinin, Kuraklık İzleme Merkezine dönüştürülmesini, Türkiye‘nin kuraklığının ve sıcaklığının tamamen buradan izlenmesini ve Bakanlıkların, ülkeye yapılacak yatırımlara, buradan elde edilecek değerlere göre yön vermesini öneren ÇALIŞ, "O bölge, tarımsal bölge olarak kalmalı. Bahri Dağdaş Uluslar arası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, çok daha fonksiyonel hale getirilebilir. Hastane yapılmasına karşı değiliz ancak alternatif yer bakılarak buradaki yanlışlıktan dönülmesi gerekiyor. Bakanlıklar arasında arsa tahsisi gerçekleşti. Hastanenin ihale edildiğini duyduk. Şantiyenin kurulum aşamasında olduğunu söylediler. Yerle ilgili hukuki süreç devam ediyor. Biz, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasını istemiyoruz. Bakanlığın, kamu spotlarıyla doğru orantılı bir şekilde hareket etmesini temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı.