“BUĞDAY KONYA OVASI’NIN VAZGEÇİLMEZİDİR”-KONYA POSTASI

“BUĞDAY KONYA OVASI’NIN VAZGEÇİLMEZİDİR”-KONYA POSTASI
KONYA
30.04.2010

ZMO Konya Şube Başkanımız Özkan TAŞPINAR, Konya Postası Gazetesine “Konya Ovası’nın vazgeçilmezi olan Buğday Tarımını” anlattı

 

   Buğday dünya genelinde ve ülkemizde çok geniş bir yayılma göstermiş, çeşitli iklim ve toprak şartlarına uyum sağlayan bir bitkidir. İklim isteği olarak önemli olan bölgenin iklim şartlarına en uygun çeşidi seçmektir. Çünkü bazı ekmeklik buğday çeşitleri kar örtüsünde -35 dereceye dayanabildikleri halde bazıları -10 derecede zarar görebilmektedir. Bu seçim yapılırken uzun yıllar ortalamaları dikkate alınmalı ve çeşit seçiminde en önemli unsur olarak soğuklara dayanmayı göz önünde bulundurmalıdır.

   Diğer bölgelerin bilhassa ılıman ve geçit bölgelerinde o bölgenin iklim şartlarına uyan çeşitlerin ilimizde üşüyerek zarar görebileceği bilinmelidir.

   Buğday belirgin bir toprak seçiciliği göstermez. Bununla birlikte belli cins, tür ve çeşitler için en uygun olan toprak tipleri de vardır. Buğday, genellikle derin, tınlı, killi-tınlı olan ve organik maddece zengin toprakları sever.

   İlimizde hububat tarımı 3 şekilde yapılmaktadır.

1- Kuru alanlarda nadas yapılarak,

2- Yağışın yeterli olduğu alanlarda,

3- Sulu alanlar da.

   İyi bir ürün almak için her birine uygun toprak işleme metotlarını uygulamak gerekmektedir.

   Kuru koşullarda nadas uygulamalı buğday tarımı yapılıyorsa amaç toprakta suyun birikmesi olduğu için yapılan bütün toprak işlemelerinde toprağı fazla hareket ettirmemeye, yırtarak işlemeye dikkat etmeli ve biriktirilen yağışları yabancı otlarla zamanında ikileme ve üçleme yaparak muhafaza etmek gerekir. Bilinmelidir ki ikileme ve üçleme kaç santim derinlikte sürülürse o derinliğe kadar toprak kurur ve alt kısmı rutubetli kalır o yüzden ikileme ve üçlemede tohum yatağının üzerinde toprak işlemesi yapılmalıdır. 

   Yağışın yeterli olduğu alanlarda toprak işleme her yıl farklı derinlikte yapılmalı bu sayede pulluk tabanı oluşması engellenmeye çalışılmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde oluşan sert tabaka bitki köklerinin derinlere inmesine, su ve besin maddelerine ulaşmasına engel olur. Bu olumsuzluğu gidermek için her yıl farklı derinliklerde toprak işleme yapılmalı ve 3-4 yılda bir dip kazan ile 60 cm derinden işlenerek bu tabaka bozulmalıdır. Bu işlem Temmuz ve Ağustos aylarında yapılmalıdır.
   Bölgemizde genellikle güzlük ekim yapılmaktadır. Güzlük ekim için en uygun ekim zamanı 15 Eylül -15 Ekim tarihleri arasında ekim mibzeri ile yapılmaktadır. Bu tarihlerde ekilen buğdayın kökleri kışa kadar gelişecek, bu sayede kışı daha kuvvetli geçirecek ve kıştan çıktıktan sonra baharda daha çabuk gelişip verimi artacaktır.
   Tohumluk miktarı olarak sertifikalı tohumlarda dekara 20 kg önerilmektedir. Bu miktarı tohum yatağının hazırlanma durumu, kullanılan ekim makinesi veya işçilik şartları etkilese de uygun şartlarda 18-20 kg dan daha fazla tohum kullanılmamalıdır. Çünkü bilhassa kurak şartlarda atılan fazla tohum ileride bitki sıklığından dolayı susuzluğa bağlı yanmalara sebep olmaktadır. Uygun sıklıkta ekilen buğday yağışın iyi olduğu yıllarda zaten kardeşlenmeyi arttırarak tarlayı kapatacaktır. Sulu şartlarda ise sık ekim cılız dane ve kalite sorunlarına sebep olmaktadır.
   Ekim sırasında tohumlarımız Mantari hastalıklara, ekin kurduna (zabrus) karşı ilaçlanmaktadır.
   Gübreleme toprak analiz sonuçlarına göre yapılmalıdır. Gübrelemede esas olan toprakta eksik olan bitki besin maddesini toprağın yapısına uygun formdaki gübreleri tercih ederek tarladan kalkacak sap ve dane miktarına göre gübre miktarını belirlemektir.
   Genel olarak kuru tarım alanlarında 6-7 kg saf azot ve 7-8 kg Saf fosfor sağlayacak şekilde gübreleme yapılmaktadır. Sulu alanlarda ise 12 -16 kg saf azot ve 8-10 kg saf fosfor kullanılmakta çeşidin verim potansiyeline ve sulama sayısına göre miktar ayarlanmaktadır.
   Buğday, azotlu gübreye en fazla kardeşlenme ve sapa kalkma döneminde ihtiyaç duymaktadır bu yüzden; son iki yıldır yaşanan iklim şartları da göz önünde bulundurularak üçe bölünerek verilmelidir. Birinci gübreleme Şubat ayı içerisinde % 46 üre olarak, Nisan başında % 33‘lük Amonyum nitrat veya % 21‘lik Amonyum Sülfat gübresi ve başak çıkmadan hemen önce az bir miktarda da olsa yapılan sulamada % 33 Amonyum Nitrat gübresi verilmelidir. Yağışın çok olması durumunda Azotlu gübrenin çok çabuk yıkanması düşünülerek bu şekilde gübreleme tavsiye edilmektedir. Konya Ovasında topraklarımızın kireçli olması ve PH değerlerinin yüksek yani bazik olmasından dolayı çinko gibi bir kısım bitki besin elementlerinin de tohuma ve toprağa takviye edilmesi gerekmektedir.

   Aynı zamanda yabancı ot mücadelesi Nisan ayı içerisinde yapılmaktadır. Bu mücadele ile birlikte de çinko gibi bir kısım eksikliği olan besin elementleri yapraktan da verilebilmektedir.

   Konya Ovası‘ n da daha önce buğday tarımında hiç hastalıklara rastlanmazken son iki yıl içerisinde yoğun yağışların neticesinde Trakya ve Güneydoğu Anadolu da rastlanan buğday hastalıklarına Konya‘ da da görülmeye başlanmıştır. Çoğunlukla buğdayda kök boğazı çürüklüğü, sarı pas (kınacık), septorya (yaprakta leke şeklinde) ve çok az külleme hastalıklarına rastlanmaktadır.

   Buğdayda en fazla zarar veren böcekler; Süne, kımıl, zabrus, bambul, ekin güvesi gibi zararlılardır. Bunlarla ilgili ilaçlamalar zamanında yapılmalıdır...

   Buğdayda ekim esnasında çıkış için bir sulama yapılmaktadır. İlkbaharda kardeşlenme ve sapa kalkma döneminde buğdayın en fazla suya ihtiyaç duyduğu dönemdir. Ayrıca başak zamanında çiçekten önce ve çiçekten sonra danenin iyi dolgun olması için ve sıcak esen rüzgârların (samyeli) dane dolumuna zarar vermemesi amacıyla dane dolum zamanında toprakta gerekli rutubetin bulunması için sulama yapılmaktadır.

   Kaliteli buğday üretimi için; Sertifikalı tohum kullanımına, düzenli gübrelemeye, hastalık zararlı ve yabancı otlarla mücadeleye, zamanında sulamaya ve zamanında hasat yapılmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

   Konya da hasat zamanı genelde Temmuz ayı ve Ağustos başında danedeki nem miktarı % 13-14 e düştüğü zamandır. Hasatta geç kalınır ve nem % 12 nin altına düşerse fabrikasyon işlemleri zorlaşacak ve kalite bozulacaktır.

   Buğday Konya Ovası‘nın vazgeçilemeyecek olmazsa olmazı olan bir ürünüdür. Türkiye‘ nin % 11 ihtiyacını karşılayarak, Konya ya buğday ambarı unvanını da kazandırmıştır.

  

Okunma Sayısı: 4655
Fotoğraf Galerisi