“ORTA OYUNU” DEĞİL GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKA HAKKI İSTİYORUZ… (BASIN AÇIKLAMASI)
KAMUDA ÇALIŞAN VE EMEKLİ MÜHENDİSLERİN, ÜNİVERSİTE ÖRETİM ELEMANLARININ VE TÜM KAMU ÇALIŞANLARININ ÜCRETLERİ, İNSANCA YAŞANABİLECEK DÜZEYE ÇIKARILMALIDIR
Bilindiği üzere kamuda çalışanların 2008 yılı ile ilgili güya toplu iş görüşmeleri sürmektedir. Kısır bir döngüden öteye gitmeyen "Toplu Görüşmeler" 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun kapsamında yapılmaktadır. Bu yasa demokratik olmadığı gibi sendikal haklar konusunda da yetersizdir.
Bu yasaya göre her yıl yetkili memur sendikaları ile Kamu İşveren Kurulu yani Hükümet "toplu görüşmeye" otururlar. Sendikaların istekleri Kamu işveren Kurulu tarafından kabul edilmez. Sendikalar "Uzlaştırma Kurulu"na götürürler. Uzlaştırma Kurulunun kararı taraflarca kabul edilse de edilmese de Bakanlar Kuruluna götürülür. Genellikle de Kamu İşveren Kurulunca kabul edilmez dolayısıyla her durumda Hükümetin dediği, memurlara layık gördüğü olmaktadır. Kaldı ki Uzlaştırma Kurulunun özünde bir danışma organı ve kararlarının istişari nitelikte olduğu ve bu kararların hükümeti bağlamayacağı yargı kararlarında da yer almıştır. Her durumda Hükümetin karar verdiği anlamsız kısır döngünün, her yıl niye tekrarlandığını, pazarlık yapılıyor görüntüsü verilerek uzun bir süre kamuoyunun niye meşgul edildiğini anlamak mümkün değildir. Nitekim Uzlaştırma Kurulu kararı sonrasında 25 Eylül 2007 tarihinde yani 2 gün önce yapılan toplantıda da anlaşma sağlanamamıştır. Şimdi Bakanlar kurulunda görüşülecektir. Anlaşma sağlanmış olsaydı da yine karar mercii Bakanlar Kuruludur.
Öncelikli olarak yasanın demokratikleştirilmesi sendikal hakların verilmesi gerekmektedir. Ziraat Mühendisleri Odası ve TMMOB olarak "Toplu Görüşme" masasının "Toplu Sözleşme" masası olmasını istiyor ve bekliyoruz. Kamu çalışanlarının onurlu ve insanca yaşanabilecek koşullar için pazarlık gücü olmalıdır.
Kamuda çalışan mühendislerin ve üniversitelerimizde öğretim elemanlarının aldıkları ücretler, üstlendikleri sorumluluklara ve almış oldukları eğitime uymayan bir düzeye geriletilmiş, kamu çalışanları açlık ile yoksulluk sınırı arasında sıkışmıştır. Bu gün bankalara tüketici kredisi ve kredi kartı borcu olmayan ücretli yok denecek kadar azdır. Buna rağmen AKP hükümeti kamu çalışanlarının insanca yaşayabilecekleri ücretleri almaları yerine varsayımlara dayalı enflasyon rakamları kadar artışları layık görmektedir. Bu komik artışlar da verilen bir lütufmuş gibi kamuoyuna yansıtılmaktadır. Bu politika uluslararası güçlerin yönlendirdiği, kamunun etkinliğinin azaltılması stratejisinin bir parçasıdır.
Bu stratejinin gereği kamunun etkinliği bilinçli olarak azaltılırken bunun sorumlusu olarak yine kamu çalışanları gösterilmektedir. Hatırlanacağı üzere yakın bir tarihte, AKP hükümetlerinin Maliye Bakanı, meslektaşlarımızı "Kalem Efendisi" olarak nitelendirmiştir. 1980 li yıllarda Özal hükümetleri ile başlatılan liberalleşme politikaları ve Tarım Bakanlığında yapılan reorganizasyonla kurumlarda yapılan köklü değişiklikler hizmeti verilemez hale getirmiştir. Kurumlar ve kurum çalışanlarının hizmet vermedikleri düşünülüyorsa ve bunu Maliye Bakanı küçümseyerek ve hakaret tarzı dile getiriyorsa bunun nedeni mühendis veya diğer kamu çalışanları olamaz. Eğer hizmet verilmiyorsa verilemiyorsa bunu yönetimde aramak gerekir. Mühendisleri pasifize ederek onlara DGD ve ÇKS kaydı yaptıracaksın , onları masa başına hapsedeceksin ve esas görevini yaptırmayacaksın, sonra da "kalem efendiliği" ile suçlayacak ve küçümseyeceksin. Bu acizlik kamu çalışanının değil onu çalıştırmayanındır.
Hükümeti İMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü ve uluslararası sermayenin politikaları yerine ulusal politikalar oluşturmaya ve uygulamaya çağırıyoruz.
Üyelerimizin, meslektaşlarımızın ve diğer çalışanların sorunları toplumun sorunlarından ayrı tutulamaz. Odamız ve üst örgütümüz TMMOB halktan ve emekten yana tavır almaya, bu doğrultuda politikalar üretmeye ve mücadele vermeye, toplumsal sorumluluğu gereği toplumsal muhalefetin odağında yer almaya, onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edecektir.
Siyasi iktidara sesleniyoruz. Kamu çalışanlarına, uluslararası hukuka uygun sendikal haklarını kullanma güvencesi, toplu sözleşme ve grev hakkı tanıyan yasal düzenlemeler derhal yapılmalı, sonucu baştan belli olan "toplu görüşme" aldatmacasına son verilerek çalışanlarla "toplu sözleşme" görüşmelerine oturulmalıdır. Kamuda çalışan ve emekli olmuş mühendisler, öğretim elemanları ve diğer çalışanların ücretleri derhal insanca yaşanabilecek bir düzeye çıkarılmalıdır.
Ayhan Barut
TMMOB
Ziraat Mühendisleri Odası
Adana Şube Başkanı