“SÜT FİYATLARINDA DÜŞÜŞ MARKETLERE UĞRAMIYOR” “SÜTE KRİZ BAHANESİ” – MERHABA GAZETESİ, “SÜT FİYATLARI DİP NOKTAYA DÜŞTÜ” – MEMLEKET GAZETESİ

“SÜT FİYATLARINDA DÜŞÜŞ MARKETLERE UĞRAMIYOR” “SÜTE KRİZ BAHANESİ” – MERHABA GAZETESİ, “SÜT FİYATLARI DİP NOKTAYA DÜŞTÜ” – MEMLEKET GAZETESİ
KONYA
05.02.2009

Konya Şube Başkanımız Hasan Hüseyin MOTUK, basına yaptığı yazılı açıklamada “Ülkemizdeki süt üreticileri, süt üretimi az olmasına rağmen son 25 yılın en düşük seviyesine inen çiğ süt alım fiyatlarından dolayı zor günler yaşıyorlar” dedi.

 

  

Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanımız Hasan Hüseyin MOTUK yaptığı yazılı açıklamada, "Ülkemizdeki süt üreticileri, süt üretimi az olmasına rağmen son 25 yılın en düşük seviyesine inen çiğ süt alım fiyatlarından dolayı zor günler yaşıyorlar" dedi. Çiğ süt  fiyatlarının anormal düşmesine rağmen market raflarındaki fiyatların hala değişmemesinin büyük bir çelişki olduğunu vurgulayan MOTUK,  2008 yılının son ayları fiyatlarına bakıldığında marketlerde sadece içme sütünün fiyatı % 2 oranında azalmış ancak, tereyağ fiyatları  % 8; kaşarın fiyatı % 3,4 ve beyaz peynirin fiyatı ise % 3,6 oranında arttığını ifade etti. MOTUK "Talebin azlığından, süt ve süt ürünlerinin satılmadığından bahsedilen bir dönemde neden tüketici fiyatları düşmemektedir? Bunun nedeni sorgulanmalıdır." dedi. Ekonomik krizinden dolayı süt alımlarını kısan firmalar, tüketimde ki azalmayı bahane ederek çiğ süt alım fiyatını geriye çekmişlerdir. Bunun yanında maliyetlerini bile karşılayamayacak hale gelen hayvancılık işletmelerinden çoğu kapanarak süt ineklerini kesime yollamakta olup, birçok işletmenin de kapanma noktasına geldiğini ifade eden MOTUK açıklamasında şunları kaydetti:

"Ürettiği sütü çok ucuza satmak zorunda kalan üretici, mevcut durumda 1 kilo süte karşılık 1 kilo yem alamamaktadır. Son 30 yıllık dönemde ilk kez süt/yem paritesi 1‘ in altına gerilemiştir. Süt fiyatlarındaki ani düşüşün en önemli sebeplerinden birisi de süt sanayicilerinin daha ucuz olduğu için yurtdışından süt tozu ithal etmesi gösterilmektedir. Süt tozu ithalatında belirli bir kota belirlenmiş olmasına rağmen Türkiye‘ye "buzağı maması" adı altında süt tozu girişinin yapıldığı yönünde şikayetler vardır. 2008 yılında ülkeye 43 bin ton civarında buzağı maması ithal edilmiş ve yem üreticilerinin verdiği bilgilere göre bu miktarın ülke ihtiyacının çok üzerindedir. İthalatın en çok yapıldığı Çin‘ de son dönemlerde yaşanan bebek ölümleri ve 53 bin çocuğun genellikle böbrek rahatsızlıklarına yakalanması sonucu bu ülkeden yapılan süt ve ürünleri ithalatı durdurulmuştur. Çin‘ de yaşanan sağlık faciasının sütteki "melamine" bağlı olduğu tespit edilmiştir. Melamin düşük akut toksisitede bir kimyasal madde olmasına karşın, üretimi sırasında oluşan siyanürik asit ile reaksiyon sonuncunda böbrek ve safra kesesinde taş oluşumuna neden olabildiği söylenmektedir. Melaminin gıdalarda azami 2,5 mg/ kg‘ ı aşmaması gerekmektedir."   

Konya bölgesinde de süt alım fiyatlarının düştüğünü vurgulayan MOTUK, fiyatların düşmesinde en büyük etkenlerden biri de sütün toplanmasının birlikler yerine şahısların yapması ve süt üreticilerinin birlikte hareket edememesi olduğunu belirtti.

Fiyatlarda ki değişkenliğinin sebeplerinden birisi de sütün kalitesidir. Kaliteli süt üretimi için yetiştiricinin bilgi bazında sürekli olarak yenilenmesi ve yönlendirilmesi de gerekmektedir. Bu konu uzun vadede yapılacak planlar ve iyileştirme programları ile çözülebilir. Konya Karapınar ve Ereğli Bölgelerinde küçük işletme sahipleri ekonomik sıkıntı içinde olduklarını, geçen sene litresini 55-65 kuruşa verdikleri sütü bu sene 45 kuruşa kadar düşen fiyatlarda verdiklerini ve zarar ettiklerini, durum böyle giderse hayvan yetiştiriciliğini bırakmak zorunda kalacaklarını dile getirmektedirler diyen Başkan MOTUK,  çözüm önerileri olarak şunları kaydetti:

 "Süt üreticilerinin mevcut sıkıntılarını en aza indirebilmek için; 2007 yılından kalan ödenmemiş buzağı teşvik primlerinin en kısa zamanda ödemesi ile yetiştirici borçlarının faizsiz ertelenmesi sağlanmalıdır. Aynı zamanda süt ve süt ürünleri tüketimini artıracak kamuoyuna yönelik programlar geliştirilmeli ve süt ve ürünlerindeki KDV oranları düşürülmelidir. Ulusal Süt Konseyi Yönetmeliği üreticilerinde memnun olabileceği bir şekilde yeniden düzenlenmeli ve en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. "Tarladan Sofraya Kadar Gıda Güvenliği" zincirinin önemi ile "izlenebilirlik" ve "kayıtlı üretim"in kaçınılmaz olduğu bilinci oluşturulmalı ve benimsetilmelidir. Bunları başardığımız ölçüde süt üreticimizi desteklemiş ve tüketicimizi korumuş böylece ekonomik krizin etkisini bir ölçüde azaltmış oluruz."

Okunma Sayısı: 1768
Fotoğraf Galerisi