9. KÖY HABER MERKEZİ: TÜİK’İN AÇIKLADIĞI “REFAH ARTIŞINDAN” ÇİFTÇİNİN HABERİ YOK- 17 EYLÜL 2024

9. KÖY HABER MERKEZİ: TÜİK’İN AÇIKLADIĞI “REFAH ARTIŞINDAN” ÇİFTÇİNİN HABERİ YOK- 17 EYLÜL 2024
MERKEZ
17.09.2024

TÜİK, yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artışın yüzde 100,9 ile tarım sektöründe yaşandığını açıkladı ancak tarım sektörünün bu artıştan haberi yok. Çiftçiler Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde eylem yaparken, 9. Köy'e konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Remzi Suiçmez, tarım sektöründeki gelir seviyesinin açlık sınırının altında olduğunu belirterek, "Çiftçi TÜİK'in söylediği refah artışını hissettiyse, bu tepkileri neden veriyor?" dedi.

 
TÜİK Gelir Dağılımı İstatistikleri Raporu’na göre 2023 yılında en fazla yıllık gelir artışını tarım sektörü yaşadı. Ancak geçinemeyen çiftçiler Türkiye’nin çeşitli kesimlerinde eyleme geçerken, tarım uzmanları da TÜİK’in rakamlarının çiftçinin mevcut durumunu yansıtmadığını ifade ettiler.
 
9. Köy’e konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, TÜİK’in açıkladığı çiftçi refah artışı rakamlarını Çiftçi bu refah artışını hissettiyse bu tepkileri niye veriyor? sözleriyle yorumladı. Suiçmez şöyle konuştu:
 
Ülkemizdeki milli gelirden çiftçinin aldığı pay ne kadar? 1 milyonların üstündeki aktif çiftçi sayısı neden 400 binlere düştü? Çiftçi çocukları neden yıllık geliri yüzde 100 artış yaşayan bir sektörü bırakıyor? TÜİK bunu hangi veri üzerinden hesaplıyor? Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne bağlı 5 milyon civarı çiftçi var. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne bağlı 2,3 milyon çiftçi var. Diğerleri kayıtsız mı? Destekleri sadece ÇKS’ye bağlı çiftçiler alıyor. ÇKS’ye bağlı çiftçiler yıllar içinde neden azaldı? Bunu sadece gelirde değil o geliri yaratabilecek üretim politikalarında aramak lazım. Ne fiyat istikrarı ne de çiftçinin düzenli bir geliri var. Kemer sıkma politikasının yükü çiftçiye yükleniyor.”
 

Baki Remzi Suiçmez

“Tarımdaki yangını kim söndürecek?”

Tarım sektörünün gelir seviyesinin açlık sınırının altında olduğunu ifade eden Suiçmez, Beklentimiz çiftçinin gelirinin açlık ve yoksulluk sınırının çok üstünde olması, üretimine devam etmesi, köyünde ikamet etmesi ve gençlerin tarıma teşvik edilmesidir. Son verilere göre çiftçilerin bankalara borcu 699 milyar lira. Nakdi olmayanlarla birlikte ise 740 milyar lira. Çiftçiler neden eylem yapıyor diye konuşuyoruz. Kar eden, önünü gören, sosyal güvencesi olan hiçbir çalışan eylem yapmaz. Aksine üretimi artırır dedi.
 
Tarım sektöründe yaşananları “yangın” olarak ifade eden Suiçmez, Tarımdaki yangını kim söndürecek? Tarım ve Orman Bakanlığı bunun neresinde?” diye konuştu. Sosyal destekleri de konuşmak gerekli olduğunu belirten Suiçmez, “Üretim köylerde ama sağlık ve eğitim hizmetleri yeterli mi? Sosyal olanakların ve gelir düzeyinin düşük olduğu bir ortamda üreticiyi tarımda tutamazsınız dedi.

“Çiftçinin refahı nerede?”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Kılınç da üreticinin yüzde 100’ü aşan girdi maliyetlerine dikkat çekerek TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. “Çiftçinin yıllık gelir artışı yüzde 100’ün üzerinde demek üreticimizle dalga geçmektir” diyen Kılınç, şunları vurguladı:
Çiftçimizin girdilerindeki artış yüzde 100’ün altında mı? Sulama, elektrik, işçi, gübre ve mazot maliyetlerinde de benzer artışlar yaşandı. Çiftçinin refahı nerede? Üreticimiz kan ağlıyor, her gün bir ilde isyan var. Limonunu 1,5 liradan satarken kimse almıyor ancak şu an markette 80-90 liraya satılıyor. Her yerde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz ama havanda su dövüyoruz. Vatandaş tarlasını, ahırını, bahçesini bırakıp şehirde asgari ücretle çalışmayı tercih ediyor. Tarımda o parayı kazanamadığı, güvencesi olmadığı için oraya gidiyor. Tarımı bırakmanın kabahati de mi çiftçinin? Hırsızın suçu yok mu? Mafyalaşmış ticaret sistemi durdurulmalı.
 
Üreticinin elinde 5 lira olan ürünün fiyatının markette 40 lira olmasının araştırılması gereken bir mesele olduğuna vurgu yapan Kılınç, “Çiftçi gübre, su, elektrik, mazot kullanıyor, işçi çağırıyor. Ürün tarlada 5 lira, sen nasıl 40 liraya satıyorsun? Çiftçinin ürün fiyatı dibi görene kadar almıyorlar. Kimse de dur demiyor. Söylediğin zaman serbest piyasa ekonomisi diyorlar. Sen beni mafyanın eline düşürmüşsün. Böyle serbest piyasa olmaz. Çiftçimiz üretiyor ama satamıyor. Mafyalaşmış ithalatçıların ve ihracatçıların haksız kazançları ellerinden alınmalı. Maliyeciler kontrol ediyorlar mı? Bu konuda denetimler artırılmalı. Bunları hırsla anlatıyoruz çünkü üreticimiz harap oldu. İçimiz yanıyor. Hiçbiri borcunu ödeyemeyecek ve icralar olacak” dedi.

“Çiftçi çok yalnız”

Abdurrahman Arseven

Antalya’da çiftçilik yapan Abdurrahman Arseven ise girdi maliyetlerinin yükselmeye devam ettiğini belirterek, “İşçi, gübre, ilaç ve mazot maliyetleri sürekli artıyor. Ancak çiftçi ürününü hale götürdüğünde satış fiyatları çok düşük. Gelir seviyesi tatmin edici olmadığı için tarımı bırakıyorlar. Ailesinin zor şartlarda ürettiğini ve dar gelir elde ettiğini gören gençler de tarımla ilgilenmek istemiyor. Aileler de çocuklarım bunu yaşamasın istiyor” diye konuştu.
 
Tarım sektöründe planlama ve denetlemenin şart olduğunu söyleyen Arseven, “Üreticilerimizin yönlendirilmesi gerekiyor. Çiftçi bu konuda çok yalnız. Geçen sene domatesini baharda 15 liraya satmış bu yıl 8 liraya satıyor. Maliyetler artmasına rağmen fiyatlar aşağı gidiyor. Çiftçi görmezden geliniyor. Nasıl olsa çiftçi üretir gibi bir bakış var” dedi.

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 132