AB BÜTÇESİNİN YARISI TARIM SÜBVANSİYONUNA GİDİYOR (BİZ TARIM SÜBVANSİYONUNU KALDIRDIK DİYE ÖVÜNÜYORUZ) - DÜNYA

MERKEZ
11.08.2006
 

OLAYLARIN İÇİNDEN / Tevfik Güngör

Fındık konusundaki tartışmalar, Türkiye'de tarım politikalarının gündeme gelmesine imkan hazırladı.

Biz son yıllarda IMF, Dünya Bankası ve AB çevrelerinin baskısı ile tarımı desteklemekten vazgeçtik.

Tarımı desteklemekten vazgeçmekle kalmadık tarımı "kaderine terk ettik."

Şimdi teker teker ürün bazında başımıza gelenleri izliyoruz.

Fındıkta hükümet en ufak bir destek vermeyince hem üretici hem ülke ekonomisi kaybediyor.

Buna karşılık AB de, bütçenin yarısı üye ülkelerin tarım ürünlerinin desteklenmesine ayrılmaya devam ediyor.

TZMO Başkanı Gökhan Günaydın, AB'de buğday üreticilerinin on yıllık bir plan çerçevesinde desteklendiğini, örneğin buğdayın tonu için destek fiyatının 101.31 Euro olarak belirlendiğini, buna ek olarak üreticiye ton başına 63.00 Euro doğrudan destek primi ödendiğini anlatıyor.

Deutsche Welle radyosunda yayınlanan bir programda, sübvansiyon (destekleme) engelinin, bizim gibi yoksul ülkelerin tarımının nasıl olumsuz etkilendiği anlatıldı. Gelişmiş ve zengin ülkeler tarımı desteklerken, fakirlerde sübvansiyonların kaldırılmasına dönük politikaların olumsuz etkilerine değinildi.

Bizim gibi yoksul ve gelişmekte olan ülkeler de tarım sübvansiyonlarının kaldırılması nedeniyle üretimi atırmak için gereken yatırımı yapamıyor. Bu da dünyadaki ülkelerin yüzde 66'sının tarım üretkenliğinin 20 yıl öncesine oranla daha gerilemesiyle sonuçlanıyor. Buna yapısal uyum programlarının sonuçları da ekleniyor.

Dünyanın en yoksul 50 ülkesi, bu çerçevede kendi piyasalarını koruyan her türlü önlemi kaldırmış durumda. Bu ülkelerin liberalleşmiş ve korumasız piyasaları Avrupa'dan gelen ucuz mallarla rekabet edemiyor.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın son yayınladığı rapordan yoksul ülkelerin giderek daha da yoksullaştığı belirtiliyor. BM raporunun yazarlarından Michael Herrmann, OECD ülkelerinin tarım sübvansiyonlarına harcadığı paranın, bu ülkelerin kalkınma yardımından on kere fazla olduğunu belirtiyor.

Herrmann şunları söylüyor: "Kuzeydeki sanayi ülkelerinin tarım sübvansiyonlarının, tarım korumalarının kalkınmakta olan ülkere nasıl zarar verdiğini gösteren çeşitli araştırmalar var. Örneğin biz, eskiden domates ve domates salçası satan bir ülke olan Senegal'in artık Avrupa Birliği'nden domates ve domates salçası ithal ettiğini ortaya koyan bir araştırma yaptık.

Tabii ki tarım ürünlerinin tümünü desteleme kapsamına almak mümkün değildir.

Tabii ki Türkiye'nin destekleme ile de rekabet şansı olmayan tarım ürünlerini yaşatma çabası içinde olması düşünülemez.

Ama Türkiye'nin rekabet şansı olan, ihracat şansı olan tarım ürünlerinde, fiyat oluşumunda ve ihracatta üreticinin yanında olması zorunludur.

Fakat bundan önce ciddi bir tarım planlamasının yapılması, uzun dönemde hangi ürünlerin nasıl destekleneceğinin ortaya konulması ve de desteklemenin faturasının hazmedilebilir boyutu aşmaması gerekir.

Okunma Sayısı: 773