AÇI / MÜMTAZ SOYSAL - CUMHURİYET

MERKEZ
08.02.2008
 

AÇI

MÜMTAZ SOYSAL

Muhtıra

 

ŞİMDİLİK Atatürkçü Düşünce Derneği ile Ziraat Mühendisleri Odası, Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği ve bir siyasal partinin katılımıyla oluşan "Cumhuriyetçi Seferberlik Eşgüdüm Kurulu" türban yasağı konusunda bir bildiri yayımladı.

Basın basmasa ve televizyon kanalları vizyona almasa da, cumhuriyetçi kesimdeki dağınıklığa son vermek amacıyla başlatılan girişimlerden birinin bu konuya ilişkin bazı noktaları kamuoyuna ve ilgililere anımsatmayı ödev bilmesi yabana atılacak bir olay değildir...

Bir bakıma, bu tarz bildirilerin içeriğini bir çeşit muhtıra sayabilirsiniz.

Türkiye koşullarında nedense ürperti veren ve çok çevrede endişe uyandıran "muhtıra" sözcüğünün aslında pek sıradan ve doğal bir anlamı var: Arapça "hutur" ya da "hatır" kökünden türetilen "muhtıra", bazı şeyleri "hatırlatan", yani unutulmasın diye "anımsatan" bir metin, bir "andaç" demek. Latince karşılığı olan "memorandum" sözcüğü nerdeyse bütün dünya dillerine geçmiş ve çoğu zaman çeşitli uğraş alanlarında "memo" adıyla sık kullanılır olmuş&ur.

Dolayısıyla, yalnız askerin değil, bir gönüllü toplum kuruluşunun da herkese bazı şeyleri anımsatma gereği duymasında olağanüstü bir şey yoktur.

Mele anımsatılan noktalar, şu günlerde zihinleri kurcalayan sorulara doğru yanıtlar verildiğinde bazı uyanlarda bulunmayı gerektirici nitelikte ise.

Örneğin, toplumu yıllardır meşgul eden "türban sorunu"nu laiklik ilkesine ters düşerek apar topar yapılmış bir anayasa değişikliği yoluyla çözmeye kalkışmak, iddia edildiği gibi "huzur ve sosyal barış" sağlar mı?

Bildiri, "Hayır, tam tersine, anayasaya karşı hile sayılabilecek bir yoldan yapılan böyle bir değişiklik huzuru bozar ve sosyal barışı sarsar" diye uyarıyor.

Örneğin, sadece iki partinin ortaklaşa bulduğu bir formülle böyle bir değişikliğe gitmek doğru mu? Bildiri, "Hayır, bu değişiklik başta üniversite yönetimleri olmak üzere, ilgili meslek kuruluşlarının, derneklerin ve başka partilerin katılımıyla gerçekleşmediği için çeşitli toplum kesimleri ve özellikle üniversite gençliğini zor baş edilebilecek bir çatışma ortamına sürükler" diyor.

Örneğin, şu sıra böyle bir işe kalkışılması doğru mu? Bildiri, "Bir yığın iç ve dış sorun varken sırası mı" deyip sorunların en önemlilerini anımsatıyor.

Bütün bu sakıncalar ortadayken toplumun huzur, barış ve sonuçta güvenlik ortamında yaşaması açısından ister görev duygusuyla, ister vicdanen sorumluluk duyan kurumların ve kuruluşların benzer "memo"larla iktidar sahiplerini uyarması "çoğulcu demokrasi"nin gereği değil midir? Çoğulcu demokrasiden uzaklaşıp hoyrat bir "çoğunluk demokrasisine sürüklenmeyi önlemenin en etkili yolu, yanlışlar karşısında kişiler ve kuruluşlar olarak ağlaşıp teker teker tepki göstermekten değil, dağınıklığı bırakarak iktidarın gücüne karşı eşgüdümlü bir toparlanışın ortak ağırlığını koymaktan geçiyor galiba.

mumtazsoysal@gmail.com

Okunma Sayısı: 518