ALPARSLAN: İNSANLARIMIZ AÇLIK SINIRINDA YAŞIYOR
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu`nca `Dünya Gıda Günü` dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında, Dünyada halen 800 milyonun üzerinde insan yani her 9 kişiden birinin yatağa aç girdiği, ülkemizde ise insanlarımızın yüzde 22’sinin dengeli ve yeterli beslenemediği, yüzde 8,5’inin ise açlık sınırında yaşadığı belirtildi.
TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu tarafından `Eylemlerimiz Geleceğimizdir` ana teması ile düzenlenen basın toplantısına Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge Başkanı Ümit Türkmen Gürışık, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut ile TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ahmet Uncu katıldı.
YAŞANAN AÇLIK, ADİL OLMAYAN GELİR VE GIDA DAĞILIMINDAN KAYNAKLANMAKTA
Kurumlar adına ortak basın metnini okuyan Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan, etkisini hala sürdüren Covid-19 pandemisi döneminde en fazla gündeme gelen kavramların gıda egemenliği, gıda güvencesi ve gıda güvenliği olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bu süreçte insanların sağlık hakkı kadar, yeterli ve dengeli beslenme ile birlikte bağışıklık sistemini güçlendirebilmesi için temiz su ile yeterli ve sağlıklı gıdaya erişiminin gerekliliğini bir kez daha görmekteyiz.
Unutulmamalıdır ki dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri 7,5 milyarı geçen dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktardadır. Yaşanan açlık, bitkisel ve hayvansal ürünlerin yetersizliğinden değil, adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır.”
TOPLUM TEMEL GIDA MADDELERİNDEN KISITLAMAYA GİDİYOR
Ülkemizde de temel ihtiyacımız olan gıda harcamalarının gider kalemlerinde önemli bir yer tuttuğuna vurgu yapan Alparslan, bu durum dar ve orta gelirli ailelerin birçok ihtiyacını ertelemesine veya tamamen vazgeçmek zorunda kalmasına neden olduğunu söyledi. Alparslan şöyle konuştu:
“Toplumun önemli bir kesimi temel gıda maddelerinde dahi kısıtlamalara gitmekte, dengeli beslenme bir yana açlıkla yüz yüze kalmaktadır. Ülkemizin tarımsal üretiminde yaşanan yapısal sorunlara kalıcı çözümler bulunmadan, sorunları dış alımcı politikalarla çözmeye yönelik kolaycı yaklaşımların hız kesmeden devam etmesi haklı gerekçelerle kâr elde edemeyen çiftçilerimizin üretmekten vazgeçmesi sonucunu doğurmaktadır. Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının, kırsal alan nüfusunun sürekli düştüğü bu süreçte en büyük pay aracılara, tüccarlara ve sözleşmeli tarımla çiftçiyi taşeronu olarak kullanan büyük şirketler, market zincirleri ile ithalatçı firmalara gitmektedir.”
GIDA DENETİM SİSTEMİ BÜTÜNÜYLE ELE ALINMALI
Bu olumsuz gidişe dur demek, her koşulda üretmeye devam etmek, üretimi ve üretenleri desteklemek zorundayız diye konuşan Alparslan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde gıda krizi riskinden kurtulabilmek ancak üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal çıkarları, kamu harcamalarında lüks ve savurganlığa dayalı yönetim anlayışı yerine tasarrufları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen "Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları"nın ivedilikle yaşama geçirilmesiyle mümkün olacaktır.
Kamu sağlığını gözetmeyen merdiven altı üretim yanında, stokçuluk ve fahiş fiyatlar ile doğru, etkin ve hızlı şekilde mücadele edilmelidir. Gıda denetim sistemi bütünüyle ele alınıp yaşanan sorunların ivedilikle çözülmesi gerekmektedir.”