Eskişehir’in önemli su kaynakları arasında yer alan Porsuk ve Keskin barajlarında doluluk oranlarının riskli seviyelerde olduğuna dikkat çeken TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, “Eskişehir zor durumda” dedi.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, son dönemde yağmur ve kar yağışlarında yaşanan azalmanın tarım üzerine etkilerini değerlendirdi.  Eskişehir’de ki barajların doluluk oranlarının yeterli olmadığını dile getiren Güder, Porsuk Barajının aylardır yüzde 42 seviyelerinde olduğunu belirtirken tarımda önemli bir rol oynayan Keskin Barajı’nın ise alarm verdiğini ifade etti. Güder, su kaynaklarının bilimsel yöntemlerle yönetilmesi gerektiğini belirterek, “Su tarıma göre değil, tarım suya göre şekillenmeli” diye konuştu.

PORSUK BARAJI’NDA DOLULUK YÜZDE 42

Baraklardaki mevcut doluluğun yeterli olmadığını belirten Güder, kar yağışının ise beklenen sveiyede olmadığını ifade etti. Güder, “Eskişehir’de alıştığımız kar yağışlarını artık göremiyoruz. Kar yağışının toprağın üzerinde uzun süre kalması tarım açısından çok önemli. Ancak meteorolojiden aldığımız bilgilere göre önümüzdeki süreçte de ciddi bir kar yağışı beklenmiyor. Tarım, suya bağlı bir faaliyet. Barajlarımız ve göletlerimiz bu noktada kritik rol oynuyor.  Porsuk Barajı’nın doluluk oranı şu an yüzde 42 seviyelerinde ve bu oran yaklaşık 2-3 aydır değişmiyor. Yani yağmur yağıyor ancak ürünler için yeterli değil. Asıl ihtiyacımız olan yağış, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında düşmesi gereken yağış. Keskin Barajı da iyi bir durumda değil. Tarım açısından oldukça önemli olan bu barajın su seviyesi, çiftçileri zorlayacak seviyede düşük. Ancak Sivrihisar’da bulunan Nasreddin Hoca Barajı şu anda yüzde 90 doluluk oranına sahip ve iyi durumda. 2024 yılında Çukurova'da çiftçilere ekim yapmamaları konusunda uyarıda bulunulmuştu. Yeterli su olmadığı için sadece narenciye gibi belirli ürünlere su sağlanabiliyordu. Benzer bir durum, 22 Şubat 2021’de Eskişehir’de de yaşandı. Eskişehir Sulama Birliği, Tarım İl Müdürlüğü’ne ve çiftçilere resmi bir yazı göndererek, sulama alanı dışında kalan yerlere ve ikinci ürünlere su verilmeyeceğini bildirdi” açıklamasında bulundu.

SU ALARM VERİYOR

Çiftçilerin su kullanımına dikkat etmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çeken Güder, olası bir su kıtlığının tarıma etkilerini dile getirdi. Güler, “Su kaynaklarımız sınırlı ve bilim insanları gelecekte su savaşlarının yaşanabileceğini öngörüyor. Hatta bazı tahminlere göre, 3’üncü Dünya Savaşı’nın su kaynakları nedeniyle çıkabileceği konuşuluyor. Bu nedenle, suyun tarıma göre değil, tarımın suya göre şekillenmesi gerekiyor. Baraj doluluk oranları, sulama sistemleri ve su kaynakları bilimsel bir yaklaşımla yönetilmeli. Sulama birliklerinde ve ilgili kurumlarda ziraat mühendislerinin yer alması büyük önem taşıyor. Gelecekte bizi zor bir süreç bekliyor. Su kıtlığı nedeniyle tarımsal üretimde azalma yaşanacak ve bu da doğrudan ürün fiyatlarını artıracak. Ancak fiyat artışından daha büyük bir sorun var: Ürün kalitesi de olumsuz etkilenecek. Kalite ve miktardaki bu değişimler, gıda sektörünü ve piyasayı büyük ölçüde sarsacak. Eskişehir gerçekten zor durumda” dedi.

SEFERBERLİK BAŞLATILMALI

Güder sözlerine şöyle devam etti: “Tarım sektöründe topyekûn bir su yönetimi seferberliği başlatılması gerekiyor. Türkiye’de tarım kanunu var ama henüz bir su kanunu yok. Yaklaşık 10 yıldır üzerinde çalışılan bu kanunun bir an önce yürürlüğe girmesi ve su kaynaklarının bilimsel yöntemlerle yönetilmesi gerekiyor. Tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için suya uygun tarım modellerinin hayata geçirilmesi şart. Devlet Su İşleri, tarım il müdürlükleri, ziraat odaları ve sulama birlikleri hep birlikte bu süreci yönetmeli ve çiftçileri bilinçlendirmelidir. Aksi takdirde, önümüzdeki süreç tarım ve ekonomi açısından çok daha zor olacak.”