Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, koronavirüs önlemlerinin tarımı kapsamamasını eleştirdi. Kıtlık yaşanmaması için tarıma kaynak ayrılması gerektiğini vurgulayan Suiçmez, Türkiye’nin büyük ölçüde kendi kendine yeterliğini yitirdiğini ifade ederek, şunları belirtti:” Tam bu dönem ekim alanlarını gübreleme ve ilaçlama dönemi. Eğer çiftçi gerekli desteği alamayıp üretimden çekilirse sonucu kıtlık ve açlık olur. Bunu yaşamamak için tarımsal üretim seferberliği ilan edilmeli. Kanal İstanbul gibi çılgın projeler iptal edilerek, kaynaklar toplum yararına kullanılmalı ve üretimimiz artmalı.”

‘DAHA ÖNCE AÇIKLADIKLARINI YENİ GİBİ SUNDULAR’

“Bu dönemde iki önemli faktör var, sağlık ve gıda. Aşırı ilgi ve stokçuluk nedeniyle boşalan raflar tarımsal üretimle dolmalı ancak çiftçimiz ekemez durumda. Ekilen alan 3.5 milyon hektar azaldı. Kayıtlı çifti sayısı 2.8 milyondan 2.1 milyona düştü. Çiftçi destekleri zamanında alamıyor. Özellikle şu anda ek destekler gündeme gelmeliyken Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı pakette tarım sektörü yer almadı. Ocak’ta yürürlüğe konulmuş kredi taahhütlerini yeni gibi koronavirüse önlem gibi sundular.


‘KOMİSYONDA ZİRAATÇI YOK’

Covid 19 Komisyonu`nda ziraatçının yer almadığını açıklayan Suiçmez, “Gıda Kontrol Genel Müdürü ve yardımcısıyla birlikte 3 veteriner akademisyen, 1 tıp doktoru ve 3 gıda mühendisi akademisyen yer aldı. Kurulda bir tane bile ziraat mühendisinin bulunmaması vahimdir” dedi.


‘ÜRETİCİ TARLASINA GİDEMİYOR’

65 yaş ve üstüne gelen sokağa çıkma yasağının tarımı etkilediğine dikkat çeken Suiçmez, İçişleri Bakanlığı’dan tarım için düzenleme istedi ve durumu şöyle anlattı: “Geçici sağlık tarama ekipleriyle buralarda yaşayan insanların süreçten olumsuz etkilenmemesi sağlanabilir. Köyler boşaldı ve yaşlı nüfus var. 65 yaş ve üstü üretici evinden tarlasına gidemiyor, üretim olumsuz etkileniyor. Düzenleme yapılıp, üreticiye üretim izni belgesiyle eviyle üretim yeri arasındaki gidiş gelişini serbest bırakmalı.”


‘65 YAŞ VE ÜSTÜ SÜTÜNÜ ULAŞTIRAMIYOR’

Suiçmez bitkisel üretim yanında hayvansal üretimde de sıkıntılar yaşanacağını açıkladı:”Özellikle kırmızı etti ithalat politikası devam ederse sıkıntı yaşanabilir. Beyaz et ve yumurtada da ciddi sorunlar var. 65 yaş ve üzerinin sokağa çıkamaması nedeniyle üreticinin sütünü alıcıya iletmesinde sıkıntı yaşanıyor. Sıkıntıların aşılması için tarımsal ve hayvansal üretim planlaması yapılmalı. Girdi maliyetleri düşürülerek üretimi teşvik edici somut ve gerçekçi destekler verilmeli. Tarladan sofraya kadar sıkı denetimlerle fahiş fiyatlar önlenmeli. Günlük pansumanla sorunlar aşılmaz.”

`GÖÇMEN İŞÇİLER İÇİN ÖNLEM ALINMALI`

Göçmen tarım işçileri için de önlem alınması gerektiğinin altını çizen Suiçmez, şunları anlattı: “Geçmişten beri yaşama ve beslenme koşuları iyi değildi. Sokağa çıkma yasağı ve iller arası nakil onları da etkiledi. Onların olmadığı bir ortamda üretimin devamlılığı söz konusu değil. Sağlıkları ve barınmaları için kalıcı önlemler alınmalı.”


‘KAHVEHANE OLARAK KULLANILIYOR’

İlaç ve tohum satan bayilerde koronavirüs önlemlerine uyulmadığını  ifade eden Suiçmez, buraların kahvehane gibi kullanılmaya başladığını belirtti: “Özellikle kırsalda, kahvehane ve lokantalar kapatılınca insanlar buraları sosyal paylaşım yeri gibi kullanmaya başladı. Buralarda hafta sonu mesaisi kaldırılmalı ve hafta içi mesaisi de belirli saatler aralığında düzenlenmeli. Tarım Bakanı’yla görüştük ama sadece tokalaşmamayla ilgili genelge yayınladı.”


‘EĞİTİM ALMAMIŞ KİŞİLERE DEZENFEKSİYON YETKİSİ’

Koronavirüs önlemleri kapsamında yapılan dezenfektan uygulamalarıyla  ilgili belediyeleri ve halkı uyaran Suiçmez, Sağlık Bakanlığı’nın yönetmelik değişikliğiyle uzman olmayan kişilerin de ilaçlama ve dezenfeksiyon yaptığını belirtti: “Biosidal alanında uygulama yapacak kişilerin eğitimini veriyorduk. Sağlık Bakanlığı düzenlemesiyle yeterli eğitim almamış kişilerin de bunu yapmasının önü açıldı. Tamam eleman eksiği var ama eğitimsiz kişilerle bu uygulama yapılamaz, yeni sorunları doğurur. Gerekirse uzaktan eğitimle bu eğitimler verilmeli. Ayrıca biosidallerde üretimdeki sorumlu kişiler arasından ziraat mühendisleri çıkarıldı. Bunu yargılaya taşıyacağız.”


TARIMDA YAPILMASI GEREKENLERİ MADDE MADDE SIRALADI

Suiçmez taleplerini şöyle sıraladı:

- 5488 sayılı Tarım Kanunu gereği, bütçeden tarıma ayrılan kaynak, 2021 yılı bütçesi ve sonraki yıllar için gayrisafi millî hâsılanın en az yüzde 1’i düzeyine yükseltilmelidir.

-2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılına sarkmadan ödenmelidir.Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan üretici destekleme başvuru tarihleri, destekleme kapsamındaki diğer ürünler için de uygulanmalıdır.

-Bitkisel ve hayvansal ürünlerin destekleme kapsamı genişletilmeli, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım destekleri sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açıklanmalıdır.
Çiftçilerin Ziraat Bankası, özel bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları yapılandırılmalı, 2020 yılı için faiz alınmamalıdır. Borç ertelemesi, düşük faizli kredi yanında, çiftçi borçlarının silinmesi de gündeme gelmelidir.

-Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmelidir. Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır.

‘TMO ALIM GARANTİSİ VERMELİ’

-TMO, buğday başta olmak üzere 2020 yılı için alım garantisi vermeli, piyasa spekülasyonlarına karşı üretim maliyetlerinin üzerinde alım fiyatı açıklamalıdır.

’ÜRETİCİYE KDV İNDİRİMİ YAPILMALI’

-Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli, KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalıdır.

-Covid-19 salgını sürecinde tüm yurttaşlarımızın içme suyu ve çiftçilerimizin tarımsal su kullanım borçları ertelenmeli, mümkünse su hizmetleri ücretsiz verilmelidir.

-İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile getirilen 65 yaş üstü insanlarımızın sokağa çıkma yasağı; özellikle Mart-Nisan aylarının bitkisel ürünler için ekim, dikim ve bakım dönemi olması, süt gibi hayvansal ürünlerin günlük olarak alıcılara teslimi gerçeği göz önüne alınarak, tarım nüfusunun yaşadığı yerlerde kontrollü olarak kaldırılmalıdır. ÇKS’ye kayıtlı çiftçilere izin belgesi verilerek ekim, dikim, üretim bölgesinde seyahat etme ve üretim alanına ulaşma yasağı kaldırılmalıdır.

-Bitki koruma, gübre, tohum, tarım alet ve makinası gibi girdileri satan Tarımsal Bayilere yönelik halk sağlığının korunması ve haksız rekabet ortamı oluşmaması için Tarım ve Orman Bakanlığı’nca ülke düzeyinde ortak uygulama başlatılmalı ve süreç sıkı bir şekilde denetlemelidir. Üreticilerle kalabalık ortam oluşmasına izin verilmemesi ve bayiye gelen müşterilerle el sıkışma vb. temaslardan kaçınılmasına yönelik yayımlanan Genelge dışında, Bakanlığa ilettiğimiz ve yürürlüğe girmesini talep ettiğimiz diğer önerilerimiz şunlardır: Salgın sürecince bayilerin hafta sonları kapalı olması, hafta içi mesai saatlerinin temas mesafesi ve bulaşma riskini azaltma kurallarına uyularak 08.00-17.30 olarak düzenlemesi, bayilerde çalışan kişi sayısının azaltılması ve haftalık dönüşümlü çalışmaya geçilmesi, ortak uygulama için bu önlemlerin tüm illere Tarım ve Orman Bakanlığı resmi yazısıyla duyurulması, bayilik denetimlerinin artırılması, önlemlere uymayanlar ve kural ihlali yapan bayilere gerekli yaptırımların uygulanması.

-Sağlık Bakanlığı’nca yürürlüğe konulan Biyosidal Ürünler Yönetmeliği değişikliği yeniden değerlendirilmeli, biyosidal ürün veya aktif maddelerin imalinden sorumlu olacak meslek grupları içerisinde eskiden olduğu gibi yine Ziraat Mühendisleri de olmalı, halk sağlığı açısından biyosidal uygulaması yeterli eğitim almamış her meslek grubuna açılmamalıdır.
Gıda egemenliği, gıda güvenliği ve gıda güvencesi ülke gündemindeki yerini almalı, olumlu resmi açıklamalara karşın, merdiven altı üretim, stokçuluk ve fahiş fiyatlar boyutu dahil uygulamalar doğru, etkin ve hızlı şekilde denetlenmelidir.

-Yaş sebze ve meyve pazarları ile Hallerde aracılık sistemi devreden çıkarılmalı, ürün sunumunda hijyenden ödün verilmemeli, etkin denetimler yapılmalıdır.

-Tarımsal ürünlerin dışalımında uygulanan koruyucu tedbirler, özellikle salgının yaygın olarak görüldüğü Çin, İran, AB, ABD gibi ülkelerden gelen ürünler için yeniden gözden geçirilmeli, salgını sınırlarımızda engelleyecek şekilde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

-Tarımsal üretimde önemli bir işgücü konumunda bulunan geçici, gezici ve mevsimlik tarım işçilerin karşılaşacağı sorunlara yönelik kalıcı çözüm önerileri geliştirilmeli, şehirlerarası nakil ve barınma koşulları dahil üretim sezonu öncesi gerekli önlemler ivedilikle yürürlüğe konulmalıdır.

-Dezavantajlı kesim olan kırsal alanlarda yaşayan insanlarımıza yönelik olarak ek uyarıların yapılması ve yaygınlaştırılması, gezici sağlık ekipleriyle kırsaldaki özellikle 65 yaş üzerindeki yurttaşlarımızın sağlık taramasından geçirilmesi salgının yıkıcı etkilerinin önlenmesi açısından gereklidir.

-Öncelikle tarımsal ilaç, gübre, tohum olmak üzere yerli girdi üretimine ve ıslah çalışmalarına yönelik gerekli AR-GE çalışmaları hızlandırılmalı ve süreç koşulsuz desteklenmelidir.
İklim değişikliğinin kısa ve uzun vadeli senaryoları dikkate alınarak mevcut tarım alanlarında kuraklığa dayanıklı bitki tür ve çeşitlerinin geliştirilmesi, ekim teknikleri ve toprak kullanım yönetimine yönelik araştırma çalışmalarına daha fazla kaynak ayırarak devam edilmelidir.

‘SU HAVZALARI KORUNMALI’

-Su havzaları ve su kaynakları korunmalı, bilinçsiz su tüketiminin önüne geçilmeli, atık sular arıtılarak yeniden kullanılabilir hale getirilmeli, doğal yaşamı tehdit eden HES’ler durdurulmalı, su ticarileştirilerek bir rant aracı haline getirilmemelidir.

-Büyük Ova Koruma Alanları dahil verimli tarım alanları korunmalı ve amacı dışında kullanılmamalı, mevcut Toprak Koruma Kurullarının amaç dışı kullanıma aracılık eden yapısı değiştirilmelidir.

-Gıda arzının sürekliliği, verim ve üretici gelirinin artması için sulamaya uygun tarım alanları bütçeden yeterli kaynak ayrılarak ivedilikle sulu tarıma açılmalı, su tasarrufu sağlayan basınçlı/kontrollü sulama yöntemleri uygulanmalı, sulanan alanlarda eşgüdümlü olarak arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri tamamlanmalıdır.

-Tarımsal üretimde çok sayıda, işlevsiz, benzer görevleri yürütmeye çalışan örgütlenme modelleri yerine, Kooperatifçilik modeli güçlendirilmeli, Birlik ile Kooperatiflerin görev alanı net olarak tanımlanmalıdır. Teşvikler örgütlülüğü desteklemeli, üretim planlamasında da önemli rol üstlenmesi gereken kooperatiflerin pazarlama işlevinin geliştirilmesi yoluyla aracılığın kaldırılması ya da en az düzeye indirilmesi sağlanmalıdır.

’ET, SÜT VE YUMURTA SEKTÖRÜ DESTEKLENMELİ’

-Hayvancılığın gelişmesi sağlanarak, üreticinin gelir artışı yanında, vatandaşın sağlıklı et, süt ve süt ürünleri tüketmesi için kalıcı özel önlemler alınmalıdır. Beyaz et ve yumurta sektörü salgın boyunca desteklenmelidir. Kırmızı et sorununun giderilmesi için dönemsel olarak açılan tarife kontenjanlarıyla dışalım yolu tercih edilmemeli, devlet üretim çiftlikleri yoluyla üreticiye teknik destek sağlanmalı, yem, ilaç, aşı desteği verilmeli, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir. Endüstriyel hayvancılık çok boyutlu değerlendirilmeli, agroekolojik hayvancılığa geçiş özendirilmelidir.

-Örtü altı tarım, seracılık özellikle salgın dönemi ve doğal afetlerde desteklenmelidir.
Tarımsal Yayım ve Danışmanlık hizmetleri yaygın ve etkin olarak hızlı bir şekilde verilmelidir.

-Şu an işlevsiz ve dağınık olan kamu yönetimi yerine tarım, toprak ve su yönetiminde etkin bir kamu yönetimi kurulmalı, merkezi yönetim görev ve yetkilerine sahip çıkmalı, uzman kurumlar kapatılmamalı veya işlevsizleştirilmemelidir. DSİ Genel Müdürlüğü güçlendirilmeli, en ücra noktalara hizmet verecek şekilde Toprak Su Genel Müdürlüğü yeniden kurulmalıdır.

-Kamu hizmetinin yeterli ve etkin verilebilmesi amacıyla acilen Ziraat Mühendisleri için kamuda yeterince kadro açılmalı ve atanamayan mühendisler güvenceli çalışma koşullarında işe başlamalıdır.

 

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız.