ARTI GERÇEK: PANDEMİ VE KURAKLIKLA MÜCADELE EDEN ÇİFTÇİ İSYAN ETTİ: KENDİ ÇİFTÇİSİNİ ÖLDÜRÜP İTHALAT YAPIYORLAR- 24 MAYIS 2021
`Bizim yurtdışına ihracat yapmamız gerekirken, başka ülkelerden almaya gerek yok. Çiftçi bitti kısacası. Bak ekinler hep kurudu, patates kuruyor, soğan kuruyor.`
ARTI GERÇEK- Ankara`daki çiftçiler pandemi süreci ve kuraklıkla mücadele ederken diğer yandan da devletten yeteri miktarda destek alamıyor. Artan zamlarla birlikte üretemez noktaya gelen çiftçi desteklenmediği taktirde üretimi bırakmak zorunda kalacağını söylüyor. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez çiftçilerin geçmişten bu yana sorunlar yaşadığını belirterek, pandemi süreci ile bu sorunun daha da çıkmaz bir hal aldığını belirtti. Tüm dünyada ülkelerin çiftçiye yönelik korumacı politikalar destek sunarken, Türkiye’de ise özel önlemlerin alınmadığına da dikkat çekti.
Türkiye’de çifçilerin yaşadığı sorunları TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez ve Ankara’da çiftçilik yapan İbrahim Eroğlu ve Cihan Buğdaycı Artı Gerçek’e anlattı.
‘TARIMSAL KURAKLIKLA İLGİLİ EYLEM PLANI KAĞIT ÜZERİNDE KALDI’
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez kuraklık meselesine işaret ederek, “Türkiye’de tarımsal kuraklıkla mücadele eylem planı var ancak somut önlemler alınmadığı için kağıt üzerinde kaldı” dedi. Çiftçilerin üretime devam etmeleri için yeterli ve zamanında destek alması gerektiğini söyleyen Suiçmez, “Maalesef ülkemizde destek yeterli değil. Desteklerin yetersiz olduğu gibi bir yıl önceden ötelenerek zamanında yapılmıyor” diyerek çiftçinin kredi almak zorunda kaldığını belirtti. Kredi koşullarının iyileştirilmesinin önemine dikkat çeken Suiçmez sözlerine şöyle devam etti:
“Ülkemizde tarım kredisinin başlattığı icralar, şekilsel yapılandırma çiftçiyi rahatlatamayacak. Dolaysıyla kredi kısmı da sorunlu. Bu konuda da çiftçiye kolaylık gösterilmedi. Yine üretimin en önemli araçları mazot, gübre, yer, ilaç gibi ürünler yurt dışına bağlı olduğu için döviz arttıkça bunların fiyatı yükseldi. Yüksek girdi maliyeti nedeniyle çiftçinin tarım yapması zorlaştı. En azından pandemi ve kuraklık döneminde ÖTV, KDV oranlarının düşürülmesi gerekiyor. Maalesef son akaryakıt zammı çiftçiyi zorlaştırdı. Bir yıl sonra ödenecek destekler ellerine yüzlerine bulaştırıldı. Böyle bir durumda yeterli ve zamanında destek alamayan ve girdi maliyetleri sürekli yükselen kredi koşulları çiftçinin devam etmesini sağlamayan ortamda çiftçi zorlanacak.”
‘PİYASANIN ALTINDA BİR DESTEK’
Açıklanan taban fiyatlarının gerçekçi bulmadıklarını söyleyen Suiçmez, “Örneğin ekmeklik buğday, makarna, arpaya yüzde 36 oranında zam yapıldı. Fiyatlar normalde enflasyon üstünde gibi gözükse de girdi maliyetlerinde örneğin gübrede yüzde 50 üzerinde zam var. Biz ayrıca maliyet hesabı yaptık. Örneğin Adana Çukurova bölgesinde ekmeklik buğdayın tona maliyeti 2 bin 575 lira olduğunu gördük. Bu oran Şanlıurfa’da 2 bin 730 TL ancak açıklanan fiyat ise 2 bin 250 TL. Bu arada hala borsa fiyatlarına baktığımızda buğdayda da arpada da nohutta da borsa fiyatlarının çok daha yukarıda olduğunu gördük. Dolayısıyla yüzde 36 gibi bir artış gözükse de bu piyasanın altında bir destek” dedi.
‘CİDDİ REKOLTE DÜŞÜŞÜ YAŞANIYOR’
Özelikle kuru tarımda yapılan ürünlerde ciddi bir rekolte düşüş yaşandığını söyleyen Suiçmez, ekolojik kuraklıkla birlikte sulu tarım alanlarında da ciddi bir rekolte (Tarımda bir yılda elde edilen herhangi bir ürünün toplamı) düşüşü yaşandığını belirtti. Suiçmez, 2019 yılında buğdayda yeterlilik oranı yüzde 100 iken 2020 yılında bu oranının yüzde 94’e düştüğünü belirtti. Bu yıl kuraklığın etkisiyle bu oranın daha da düşeceğine dikkat çeken Suiçmez sözlerini şöyle sonlardırdı:
“Bu düşüşle birlikte gıda arz açığımızı yurt dışından ithal etmemiz gündemde. Bu da daha fazla ithalat demek. Dünyada yükselen fiyatlarla ithal edeceksek, ya almakta zorlanacağız ya da çok daha yüksek fiyatlarla ürün almak zorunda kalacağız. Bu da üreticiyi yeterince para kazanamazken tüketicinin daha yüksek fiyata tüketime neden olacak. Merkez Bankası 2021 yılı hem enflasyonu yukarı revize etti hem de gıda enflasyonunu. Resmi olarak Merkez Bankasına göre gıda enflasyonu yüzde 11 beklenirken yüzde 40’a kadar yükseldi. Biz bu rakamların üstünde olacağını biliyoruz. Kuraklık ve pandeminin olduğu bu günlerde tarıma yönelik somut önlemler alınıp yerli üretim ve üreticimizi korumamız gerekir.”
ÇİFTÇİ EROĞLU: MİLLETE 85 KURUŞTAN ALIYORUZ DİYORLAR AMA BİZDEN 40 KURUŞA ALIYORLAR
Ankara’nın Bala ilçesinde soğan, patates üretimi yapan çiftçi İbrahim Eroğlu, son süreçte pandemi ve kuraklıkla birlikte zorluk yaşadığını belirterek, artan zamların çiftçiyi bitme noktasına geldiğini söyledi. Soğan ve patatesin Mısır’dan ithal edildiğini belirten Eroğlu, “Bizim ithalata ihtiyacımız yok. Ülke olarak üretme kapasitesine sahibiz. Soğan ve patates almaya buraya geliyorlar ama fiyat olarak 40 kuruştan fiyat biçiyorlar. Millete 85 kuruş üzerinden alıyoruz diyorlar ama bizden 40 kuruşa alıyorlar. Bunun içinde bir sürü masraf var. Bunlar yetmez gibi pandemi ve kuraklık ile mücadele ediyoruz. Verdikleri fiyat maliyetimizi bile karşılamıyor” dedi.
‘KENDİ ÇİFTÇİSİNİ ÖLDÜRÜP YURT DIŞINDAN İHRACAT YAPIYORLAR’
Çiftçiler olarak bitme noktasına geldiklerini belirten Eroğlu, “Bizim yurtdışına ihracat yapmamız gerekirken, başka ülkelerden almaya gerek yok. Çiftçi bitti kısacası. Bak ekinler hep kurudu, patates kuruyor, soğan kuruyor. Bu şartlarda yetiştiriyoruz ama sonuna geldiğimizde emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Gerçekten halkı bitirdiler. Somali gibi iklim şartları uygun olmayıp üretemeyen bir ülke olsaydık ihraç etsinler, halkı doyursunlar. Ama kendi çiftçisini öldürüp yurt dışından ihracat yapıyorlar. Sen benim malımı ihracat edeceksin. Önce bizimkini bir sat ondan sonra dışardan getir. Hep halkı kandırıyorsun. Ayıptır ”dedi.
‘BU SENEDE ZARAR EDERSEK BU İŞİ BIRAKIRIZ’
Bir diğer çiftçi Cihan Buğdaycı ise Şubat ayından Ekim ayına kadar kiraladıkları tarlada üretim yapıyor. Soğan ve patates ekimi yapan Buğdaycı, gece gündüz durmadan çalıştıklarını ancak emeğinin karşılığını alamadıklarını söyledi. Buğdaycı, “Günlük 4 saat uyuyarak çalışıyoruz ancak kazanmak yerine zarar ediyoruz. Son üç yılda 500 bin lira zarar ettik. Bu senede kazandıklarımız ise giderlere gidiyor. Bize bir şey kalmıyor. Bu sene de zarar edersek biz bu işi bırakmak zorunda kalırız. Bizim gibi binlerce insan var. Mağdur olmamak için fiyatların normal bir seviyeye getirilmesini istiyoruz. Gübre mazot gibi en önemli ihtiyaçlarımız neredeyse 3 katı zam geldi. Bugün işçi 80 lira yevmiye alıyor. Bu para ile bir evin ihtiyacı asla giderilemez” dedi.
Haber: Seda TAŞKIN
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.