ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİNİ RANT AMAÇLI TALANA TESLİM ETMEYECEĞİZ!..

MERKEZ
03.06.2006
 

KAMUOYUNA

Demokratik meslek ve sivil toplum kuruluşları bizler; kamuoyunu, yazılı-görsel medyayı, Ankara halkını ve tüm Türkiye’yi Ulu Önderin ulusa armağanı, Cumhuriyet kazanımının anlamlı simgesi ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİNE yönelik yağmalamacı saldırıyı geriletmeye ve ÇİFTLİĞİ sahiplenmeye çağırıyoruz.

Hiçbir demokratik katılım ve tartışma ortamı yaratılmadan, bir oldu bitti ile TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirilen yasa teklifi ile Başkentin tek açık ve yeşil alanını oluşturan Ata yadigarı Çiftlik, rant hırsından gözü dönmüş iktidar tarafından gasp edilmek istenmektedir.

Yasa teklifi ile; “imar uygulamalarında bütünlük sağlamak” gibi masum gösterilen yapay bir gerekçe ile her hangi koruma amaçlı imar planına dayanmaksızın, aslında Çiftliğin tüm alanın kent rantı alanına dönüştürülmesi öngörülmektedir.

Hukuksal uyuşmazlık sorunlarının çözümü türünden bir başka gerçek saptırıcı gerekçeyle, “arazi takası” tuzağı tezgahlanmakta, Çiftliğin Büyükşehir Belediyesinin denetiminde bulunan ve Polatlı’dan-Kızılcahamam’a uzanan bir eksende, Ankara dışına atılması mümkün hale getirilmektedir.

Hiçbir üst ölçekli plana dayanmadan, nerelerde geçerli olacağı ve ne kadar alanı kapsayacağı bilinemeyen bir alt yapı gerekçesiyle, bir başka  talan mekanizması tezgahlanmaktadır.

Bu amaçlar için kullanılacak alanların dışında kalan tüm arazinin kullanım hakkının Belediyeye devri öngörülerek, fabrikaları, tesisleri ve kültürel varlıkları ile Çiftlik açıkça belediye arsası haline getirilmek istenmektedir.

Üstelik kullanım hakkı alınacak alanların kiralanması tasarlanarak, Ulu Önderin armağanı çıkar ortaklarının, siyasal yandaşların denetlenemez iştahlarına peşkeş çekilmektedir.

Yanıltıcı bir kurnazlıkla Çiftliğin Belediyeye on yıllığına devri belirtiliyor ise de amaçlananların çok uzun zamanda gerçekleşebileceği gerçeği nedeniyle, aslında Çiftlik bütünüyle kısa vadede Belediye, uzun dönemde ise yandaşların mülkü haline getirilmek istenmektedir.

Yapılacak kapalı tesislerin taban alanının kullanım hakkı alanının %5ini geçmeyeceği belirtilmesine karşın, imar kuralları nedeniyle aslında tüm Çiftlik alanının en az üçte biri betonlaşacaktır.

Geçirilen yarım yüzyıllık süreçte özel yaslar çıkarılarak 22 bin dekarı yağmalanan Çiftliğin esasen çok daralmış bulunan alanları da yok edilmek istenmektedir.

Bütünüyle yağma ve kent rantı amaçlı bu vahim girişim, destansı Cumhuriyet kazanımını tümden yok etmeye yönelik olduğu kadar, Ulu Önderin anısına saygısızlıktan öte açık bir saldırıdır.

Bu saldırı girişimi; kişi vasiyetlerinin hukuksal düzenlemelerle geçersiz kılınamayacağı genel hukuk ilkesi açısından, açıkça hukuka da aykırıdır.

Atatürk’ün bilim-teknik doğrultusunda tarım, tarımsal ürünün katma değerini artıran sanayi, tarladan-sofraya gıda güvenliği, kırsal kalkınma için yol gösterici bir örnek  ve sağlıklı bir kent çevresi temel amacı, kamu yararını gözeten rasyonel bir gelişim yöngörüsü ile  ve Çiftliğin hukuki statüsü yok edilmeden günümüzde de gerçekleşebilir.

Tarımdan-sanayiye tüm sektörlerin eklemleşmesinin öğreti örneğini oluşturan Çiftlik “eşanlı kalkınma ilkesi” doğrultusunda bir bütünlükle geliştirilebilir.

Atanın amaçlarıyla çağdaş gerekleri bütünleyecek bir yaklaşımla ve oluşturulacak bir Koruma Nazım İmar Planı temelinde, Çiftlik sorunlarının aşılması da çağdaş yaşam doğrultusunda bir gelişim sağlanması da mümkündür.

Kent halkının ve çocuklarımızın bir tarımsal gösteri ortamı ölçeğinde, bitkisel ve hayvansal üretim süreciyle tanışması buluşması sağlanabilir, çocuklarımıza ve gelecek kuşaklarımıza Ata armağanının ne kadar önemli ve anlamlı olduğu yansıtılabilir.

Genetik kaynaklarımızla biyo çeşitliliğimizin tanıtımı  bir botanik bahçesi ve doğal yetişme ortamında  sergilenebilir.

Yaşanan tarım devrimini topluma yansıtan bir müze anlayışı yaşama geçirilebilir.

Başkent halkının açık ve yeşil alan gereksinimini karşılayacak nitelik ve ölçekte ve ülke geneline örneklik edecek yeşil alan ve orman alanları oluşturulabilir.

Doğal yaşamla uyumlu bir hayvanat bahçesi yaklaşımı geliştirilebilir.

Çiftliğin tarihsel ve kültürel kazanımlarıyla uyumlu, çağdaş kültür ortamları yaratılabilir.

Çiftliğin bu tür rasyonel doğrultularda geliştirilmesi için destek olması ve kaynak sağlaması gereken kamu yönetiminin, bu Cumhuriyet kazanımını gözünü rant hırsı bürümüş yerel baronlara peşkeş çekmesi niyetlerine teslim etmeyeceğiz.

Bütün bu amaçlarla önceki Tarım ve Köyişleri döneminde başlatılmış olan üst ölçekli gelişim tasarımlarının katılımcı yaklaşımlarla olgunlaştırılması ve uluslar arası bir yarışma ile yaşama geçirilmesi mümkündür.

Kamuoyunu, medyayı, sivil halk, demokratik kuruluşları,  tüm Ankara halkını ve Ulusumuzu Ata armağanının talanına karşı durmaya, çabalarımıza omuz vermeye ve demokratik söylem ve eylem birliğine çağırıyoruz.

Çiftliğin ilgili kuruluşu olduğu Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın bu talan girişimine karşı durmasını bekliyor ve istiyoruz.

Toplumumuzu duyarlı olmaya, demokratik tepki koymaya, ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİNİ yok etmeye dönük karanlık niyetli girişimleri tümüyle geriletmeye ve bu amaçla ilk eylem olan ve 6 Haziran 2006 Salı günü saat 12.00’de Mülkiyeliler Birliği önünden başlatılacak olan kitlesel yürüyüşümüze çağırıyoruz.

Sen yoksan bir eksiğiz.  

 

Okunma Sayısı: 1386