AYDINLIK GAZETESİ: DÜNYA BANKASI'NIN PROJESİ- 18 NİSAN 2019
Ziraat Mühendisi, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık: “Projede olacağı belirtilen, Toprak Mahsülleri Ofisi şu an tamamen ithalatçı bir kurum halinde. Üretimi teşvik etmiyor, ithalatı yönlendiriyor. Çaykur da aynı şekilde zarar ettiriliyor. Nasıl zarar ettirildiği araştırılmalı. Türk Şeker Fabrikaları zarar ettiği gerekçesiyle satılıyor. Bu KİT’ler mi üreticiye yararlı olacak.”
‘ÇÖKEN KİT’LER ÇİFTÇİYE KATKI SAĞLAYAMAZ’
Atalık, proje kapsamında kurulacak Semarat Holding’in yüzde 15 payının KİT’lerde olmasına ilişkin, “KİT’ler 1980 sonrası uygulanan neoliberal politikalarla yok edildikçe, tarımla alakalı alanları çöktü. KİT’ler ithalatla görevlendirilen değil, üretime yön veren kurumlar olarak ele alınmalı. Bir holding bünyesine teslim edilmemeli” değerlendirmesinde bulundu.
Projede kooperatifleşmenin sadece sözde olduğunu söyleyen Atalık, 2000’li yıllarda uygulanmak istenen projenin şu an hayata geçirileceğini belirtti. Atalık şöyle devam etti: “Semarat Holding’in yüzde 50’si adını hepimizin bildiği birçoğu Uluslararası gıda tekelinin elinde olacak. Zaten kooperatifler bu şirketlere karşı çiftçinin gücünü, kazancını garanti altına almak için oluşturulan yapılar. Bu şekilde kooperatifler çalışamaz. Uluslararası tekeller ne derse o olacak... Bu model 2000’lerin başında Dünya Bankası’nın Türkiye’ye dayattığı projenin hayata geçirilişidir. Orda da tarım satış kooperatifleri üretsin, işlenmesi pazarlanması şirketleşsin deniyordu.”
‘SORUMLULUĞU ÜSTÜMÜZDEN ATALIM PROJESİ’
Projede çiftçinin adının geçmediğini söyleyen Atalık, “Çiftçinin kalkınmasıyla ilgili hiçbir sözcük yok projede. Tarımı ulusalararası şirketlerin egemenliğine vermek Türkiye tarımını düzeltmez. Bu proje Bakanlığın kanser hücresine dönen tarımı, son çare olarak ‘bir yapı kuralım da sorumluluğu onlara verelim’ projesidir” dedi.
‘BÜTÇE TEKELLERDEN Mİ ALINACAK!’
Projenin talepleri karşılamadığını belirten Atalık, şunları kaydetti: “Son 16 senede çiftçi 3.4 milyon hektar alanı işlemeyi bıraktı. Bunun nedeni araştırılmalı. Buğday ekimi 2 milyon hektar küçüldü. Kırsal neden boşalıyor bunlar düşünülmüyor. Mera kalmadı elimizde, yem açığı var. Projede bahsedilen bir milyon dana ve 5 milyon koyun neyle beslenecek. Girdi maliyetlerindeki artış ne olacak. Tarım Bakanlığı 2030’da genel bütçeden pay almayacakmış... Demekki uluslararası tekellerden alınacak bütçe.”
‘Çiftçinin yazgısı holdingin elinde’
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Çiftçi Bürosu Başkanı Prof. Dr. Cengiz Çakır, projeye ilişkin “Milyonlarca çiftçinin yazgısı ve tüm ulusun temel ihtiyaçları holdingin keyfine tabi olacak” değerlendirmesinde bulundu. Çakır, projeyi şöyle değerlendirdi: “Bu bir ‘Zihni Sinir Projesi’dir. Sayın Tarım Orman Bakanı işgal ettiği makamın önemini bile kavramamış gözüküyor. Bulunduğu makamı babasının şirketlerinden biriyle karıştırıyor olmalı. Türkiye’nin yaşamsal sorunlarını çözmekle görevli Tarım-Orman Bakanlığı’nın taşra teşkilatını bir kooperatifin emrine vermek akıl ve mantıkla bağdaşmaz. On binlerce memur ve işçinin kazanılmış hakları görmezden mi gelinecek?”
Kooperatif ve Kamu İktisadi Teşekküllerinin holding patronlarının emrine verileceğine dikkat çeken Çakır, şunları kaydetti: “Yüzde 50 hisse sahibi olarak onlar bütün sistemi yönetecek. Milyonlarca çiftçinin yazgısı ve tüm ulusun temel ihtiyaçları onların keyfine tabi olacak. Tarım kesimi ulusal ekonominin bir bileşenidir. Makro hedeflerden soyutlayarak tek başına onu planlayamazsınız. Yapılması gereken Devlet Planlama Teşkilatı’nın yeniden örgütlenip işlevsel hale getirilmesi ve bütüncül bir planlama yapılmasıdır. Devlet bütçesinden para almayan bakanlık olur mu?
O zaman devletin değil parayı verenin sözü geçer! Adına ‘Milli Birlik Projesi’ denilen bu projeyi sermayelerini yurtdışına kaçırıp Malta gibi yabancı ülkelerin vatandaşlığına geçenler mi yönetecek? Özetle adında ‘milli’ sözcüğü geçmekle birlikte ulusalcılıkla ilgisi olmayan, ciddiyetten uzak bu projenin kamuoyuna duyurulmasını bile ayıplanacak bir davranış saymaktayım.”
TANZİM SATIŞ ÇADIRI GİBİ...
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş, yıllar içinde birçok projenin yapıldığı ama kırsalda çalışan tarım işçilerine bir getirisinin olmadığını belirtti. “İşçi emekçi yok sayılıyor” diyen Demirtaş, şunları kaydetti: “AKP tarımı önemsiyoruz diyor ama çiftçi yok olmuş durumda. Tarımsal KİT’ler yok edildi. Bu proje tanzim satış çadırları gibi geçici çünkü üretim yok. Çiftçi kırdan kopuyor.”
BUGÜNLERİMİZİ ARARIZ
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, projenin özelleştirmeye yönelik olduğunu belirterek, “Bu özelleştirme projesi daha netleşmediği için yorumu daha sonraya bırakıyorum.Ama eğer bu proje gerçekleştirilirse vay üreticinin ve tüketicinin haline! Bu günleri de ararız.
Proje devreye girerse bugünleri bile ararız” dedi.
Haber: Sıla KEMAHLI
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız.