BAKLAGİLLER'DE ACI REÇETE..NEREDEN....NEREYE....
TÜRKİYE BAKLAGİLLERİN GEN MERKEZİYDİ.MAALESEF GÜNÜMÜZDE DIŞARIYA BAĞIMLI OLDUK.
Dünya üzerinde tarımı çok eski yıllardan beri yapılmakta olan yemeklik tane baklagillerin diğer bir deyişle bakliyat ürünlerinin insan beslenmesinde bitkisel kaynaklı protein gereksiniminin karşılanması bakımından büyük önemi bulunmaktadır.
Yemeklik tane baklagillerin iklim ve toprak istekleri dikkate alındığında, Türkiye`nin büyük bir baklagil yetiştirme potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Ülkemizin kuru tarım alanlarında nadasın daraltılmasında nohut ve mercimeğin, sulu tarım arazilerinde fasulye, bakla, bezelye ve börülcenin ekim nöbeti içerisinde bugünkünden daha fazla yetiştirilmesi mümkündür.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Türkiye`nin girişimleriyle 2016 yılını Uluslararası Bakliyat Yılı ilan etti. Ülkemizde 1988`de 20 milyon dekar alanda baklagil ekimi yapılırken, 2016`ya gelindiğinde ekim alanı yaklaşık 6 milyon dekara geriledi. Üretim ise 1988`de 2 milyon 136 bin ton iken, 2016`ya geldiğimizde % 50 düşüşle 1 milyon tona indi. 1988`de 2 bin ton olan bakliyat ithalatı 2016ya geldiğimizde 400.000 tonu geçerek Türkiyenin net ithalatçı konuma geldiği görülmektedir. Son 2 yılda baklagildeki dış açık yaklaşık 200 milyon dolar civarındadır.
Bakliyat ithalatının büyük kısmını kırmızı mercimek oluştururken, bunu fasulye, yeşil mercimek ve nohut izliyor. Dünya bakliyat üretiminde % 25`lik pay ile Hindistan ilk sırayı almaktadır. Türkiye ise 10.sırada yer almaktadır.
TÜRKİYE`DE EKİM ALANLARI (DEKAR)
YILLAR | NOHUT | KURU FASULYE | MERCİMEK Kırmızı | MERCİMEK Yeşil |
2002 | 6 600 000 | 1 800 000 | 4 200 000 | 720 000 |
2003 | 6 300 000 | 1 620 000 | 3 800 000 | 620 000 |
2004 | 6 060 000 | 1 550 000 | 3 790 000 | 600 000 |
2005 | 5 578 000 | 1 412 000 | 3 867 000 | 532 000 |
2006 | 5 243 672 | 1 290 515 | 3 787 075 | 454 625 |
2007 | 5 036 745 | 1 092 497 | 3 572 328 | 323 083 |
2008 | 5 051 654 | 982 326 | 2 909 766 | 276 977 |
2009 | 4 559 344 | 949 280 | 1 893 780 | 255 531 |
2010 | 4 556 900 | 1 033 811 | 2 116 000 | 228 922 |
2011 | 4 464 129 | 946 254 | 1 923 225 | 225 248 |
2012 | 4 162 416 | 931 740 | 2 147 875 | 226 903 |
2013 | 4 235 570 | 847 630 | 2 605 000 | 206 783 |
2014 | 3 885 175 | 911 103 | 2 324 461 | 170 476 |
2015 | 3 593 042 | 935 840 | 2 074 690 | 163 881 |
2016* | 3 600 000 | 900 000 | 2 100 000 | 170 000 |
KAYNAK:TUİK *Tahminidir.
TÜRKİYE`DEKİ ÜRETİM MİKTARLARI (TON)
YILLAR | NOHUT | KURU FASULYE | MERCİMEK Kırmızı | MERCİMEK Yeşil |
2002 | 650 000 | 250 000 | 500 000 | 65 000 |
2003 | 600 000 | 250 000 | 485 000 | 55 000 |
2004 | 620 000 | 250 000 | 480 000 | 60 000 |
2005 | 600 000 | 210 000 | 520 000 | 50 000 |
2006 | 551 746 | 195 970 | 580 298 | 42 326 |
2007 | 505 366 | 154 243 | 508 378 | 26 803 |
2008 | 518 026 | 154 630 | 106 361 | 24 827 |
2009 | 562 564 | 181 205 | 275 050 | 27 131 |
2010 | 530 634 | 212 758 | 422 000 | 25 400 |
2011 | 487 477 | 200 673 | 380 000 | 25 952 |
2012 | 518 000 | 200 000 | 410 000 | 28 000 |
2013 | 506 000 | 195 000 | 395 000 | 22 000 |
2014 | 450 000 | 215 000 | 325 000 | 20 000 |
2015 | 460 000 | 235 000 | 340 000 | 20 000 |
2016* | 461.000 | 226 000 | 345 000 | 21 000 |
KAYNAK:TUİK *Tahminidir.
TÜRKİYE`DEKİ VERİMİ (KG/DA)
YILLAR | NOHUT | KURU FASULYE | MERCİMEK Kırmızı | MERCİMEK Yeşil |
2002 | 98 | 139 | 119 | 90 |
2003 | 95 | 154 | 128 | 89 |
2004 | 102 | 161 | 127 | 100 |
2005 | 108 | 149 | 134 | 94 |
2006 | 105 | 152 | 153 | 93 |
2007 | 100 | 141 | 142 | 83 |
2008 | 103 | 157 | 37 | 90 |
2009 | 123 | 191 | 145 | 106 |
2010 | 116 | 206 | 199 | 111 |
2011 | 109 | 212 | 198 | 115 |
2012 | 124 | 215 | 191 | 123 |
2013 | 119 | 230 | 152 | 106 |
2014 | 116 | 236 | 140 | 117 |
2015 | 128 | 251 | 164 | 122 |
2016* | 129 | 241 | 166 | 126 |
KAYNAK :TUİK *Tahminidir.
TÜRKİYEDE NE OLDU DA ÜRETİCİ BAKLAGİL ÜRETİMİNDEN SON YILLARDA HIZLI BİR ŞEKİLDE ÇEKİLDİ?
Bunun birçok sebebi var.
1 - Türkiyede üretim maliyetlerinin yüksekliği genel bir sorun. Üretimde kullanılan girdilerdeki fiyat yüksekliği bezginliği artırıyor. Bu sadece baklagiller için değil tüm tarım ürünleri için geçerli. Akaryakıt, gübre, ilaç, tohum gibi temel üretim araçlarında dışa bağımlı olan Türkiyede girdi fiyatları sürekli artarken çiftçinin ürettiği ürünün fiyatı aynı oranda artmıyor. Üretici para kazanamadığı için de üretimden kaçıyor. Türkiyede tarım dışı kalan 4 milyon hektar alan bunun kanıtı niteliğinde.
2 -Türkiyede 1980li yılların ikinci yarısında uygulanan destekleyici politikalar, baklagillerin üretimine önemli bir ivme kazandırdı. 1990lı yıllarda uygulanan tam tersi politikalar ise baklagillerin üretimini olumsuz etkiledi. Baklagiller, 1994 yılında destekleme kapsamı dışında bırakılınca üretimin azalması yönünde sonuçlar ortaya çıktı. Alımının tamamen durdurulması ve yerine bir pazarlama politikası oluşturulamaması ile birlikte üretici, pazarlama sorunu yaşadı. Ürettiği ürün elinde kalanlar ekim alanlarını, fiyat garantisi olan ve üretimi daha kolay olan diğer ürünlere kaydırarak baklagillerin üretiminden kaçtı.
3- Baklagillerin üretiminde işçilik maliyeti diğer alternatif ürünlere göre daha yüksek. Bu da üreticiyi zorluyor. Hasat, çoğunlukla işçiler tarafından elle toplanarak yapılıyor. Alternatif ürünlerde bu maliyet kısmen daha düşük. Üretim maliyetinin artması, verim düşüklüğü nedeniyle Türkiyedeki üreticiler dünya fiyatları ile yarışamıyor.
4- Üretici tercihini makinalı hasat yapılan ürünlerden yana kullanıyor. Tarımda uygulanan yanlış politika ve yüksek maliyetler nedeniyle daha az zahmetli, maliyeti düşük, insan işgücüne daha az gereksinim duyulan ürünlere yöneliş var. Bu durum baklagillerin üretimi açısından gelecekte de büyük bir tehlikeye işaret.
5- Kaliteli ve verimli tohum kullanımı yok denecek kadar düşük. Devlet ve tohumculuk firmaları baklagillerin üretimine ilgisiz. Bu yüzden kaliteli ve verimli tohum bulmak zor. Çok düşük miktarlar karşısında da üretici kendi yetiştirdiği üründen tohumluk ayırıyor. Bu da verim düşüklüğüne neden oluyor.
6- Baklagil üretiminin iklim koşullarına büyük ölçüde bağlı olması sorun oluşturuyor. Son yıllarda çok tekrarlanan kuraklık en çok baklagillerin üretimini olumsuz yönde etkiliyor. Türkiyede iklimsel verilere ilişkin öngörüler kısa süreleri kapsadığından, üreticilere gelecekte yapılacak yönlendirmeler söz konusu olmuyor.
7- Türkiye, baklagillerin üretiminde sorunlar ve darboğazlarla uğraşırken; Kanada, ABD ve Avustralya, 1990lı yıllardan sonra baklagillerin üretimine çok önem verdi. Bu ürünlerde araştırma çalışmalarına büyük kaynaklar aktararak altyapı oluşturdu. Elde edilen bulguları üretime aktarıp üretim ve ihracatlarını arttırdı. Türkiyede kuru tarım alanlarında daha çok eski toprak işleme teknikleri uygulanmakta, sulu koşullarda ise bölgeden bölgeye, hatta çiftçiden çiftçiye değişen uygulamalar yapılmakta. Böylece, toprak işleme, ekim zamanı ve sıklığı, sulama, gübreleme, hastalıklarla savaşım ve hasat-harman gibi yetiştirme tekniği uygulamalarında yetersiz kalıyor. Bu nedenle birim alan verimi düşerken, üretim maliyeti artıyor.
BAKLİYAT ÜRETİMİNİN ARTIRILMASI İÇİN;
1. Öncelikle mazot, gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları kontrol altında bulundurulmalıdır.
2. Hastalık ve zararlılara dayanıklı, makineli hasada uygun, kaliteli, yüksek verimli, yerli tüketicilerin ve dış pazarın isteğine uygun yeni çeşitlerin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
3. Yerel çeşitlerin sürdürülmesi ve geliştirilmesi sağlanmalıdır.
4. Bakliyat ekim alanlarının genişletilmesi için "Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi" yeniden başlatılmalıdır.
5. Hasat döneminde bakliyat ithalatına izin verilmemelidir.
6. Hasattan sonra çiftçinin ürününü satın alıp pazarlayacak müdahale kuruluşları oluşturulmalıdır.
Ve son olarak, baklagil üretiminde yaşanan sorunları gören Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, çiftçiyi bakliyat üretimine teşvik etmek için 2015 yılında prim desteklerini % 100, 2016 yılında ise % 50 oranında arttırarak kilogram başına desteği 30 kuruşa çıkardı. Bu durum bakliyat üretimini kısmen arttırabilir. Ancak uzun vadede, sorunların çözümlenmesine katkısı yetersiz kalacaktır.