BASIN AÇIKLAMASI

BASIN AÇIKLAMASI
SAMSUN
25.02.2008

FABRİKASINI SAVUNAN TEKEL İŞÇİLERİNE -10 DERECEDE SIKILAN SU, HEPİMİZE SIKILMIŞTIR !..

 

Genel Merkezimizin, "FABRİKASINI SAVUNAN TEKEL İŞÇİLERİNE  - 10 DERECEDE SIKILAN SU, HEPİMİZE SIKILMIŞTIR !.." başlıklı Basın Açıklaması, Şube II. Başkanımız Ali Fuat AKER tarafından kamuoyuna duyuruldu.

-BASIN AÇIKLAMASI -   

FABRİKASINI SAVUNAN TEKEL İŞÇİLERİNE

-10 DERECEDE SIKILAN SU, HEPİMİZE SIKILMIŞTIR !..  

 Dondurucu soğuk altında, Tekel‘in özelleştirilmesine karşı demokratik tepkisini gösteren işçilere karşı kullanılan şiddetin dozu, Türkiye‘deki gerçek demokrasi açığını gözler önüne sermiştir. - 10 dereceyi aşan hava koşullarında, Ankara‘nın göbeğinde, işçilerin üzerine soğuk ve basınçlı su sıkıldı. Korunmasız giysileriyle direnmeye, birbirlerine dayanarak ayakta kalmaya çalıştılar. Bu tavır, şiddetin dozunu artırdı. Tek tek hedef alındılar, tek tek yıkıldılar..

İşçilerin olay çıkarma amacında olmadıkları, yanlarında yasa dışı hiçbir araç gereç taşımamalarından açıkça belli idi. Demokratik tepkilerini dillendiren işçilere karşı kolluk kuvvetlerinin kullandıkları yöntemlerin, en azından "tehdit algılaması" ile orantılı olması gerekirdi...

Orantısız şiddete maruz kalan, çocuklarının - eşlerinin gözleri önünde yerlerde sürünen İşçiler ne istiyordu ? TEKEL ihalesi iptal edilsin, fabrikaları satılmasın, üretim sürsün...

Çünkü biliniyor ki, işçi açısından özelleştirme demek işsizlik demek, eve ekmek götürememek demek... Üretici için tütün ekememe, tüketici için çekici ve saldırgan satış politikaları kapsamında sağlık risklerinin artması ve daha yüksek fiyatlarla sigara satın alma demek... Ekonomi açısından büyük kayıplar demek ...  

Kısacası, diğer özelleştirmelerde olduğu gibi, Anadolu‘nun can damarlarının kesilmesi demek...

Konuyla ilgili en yakın örnek, Tekel‘in alkol bölümünün özelleştirilmesiyle yaşandı.

Bu satıştan kamunun, yani tüm halkın uğradığı zarar açıktır. Bunun yanında sektör yabancılaşmış, Amerikan firması satın aldığı fabrikalardan bazılarını kapatmış, üretici ürettiği üzüme alıcı bulamaz olmuştur. Kısacası tüm halk kaybetmiş, Amerika ve taşeronları kazanmıştır...

Tekel‘in sigara bölümünün özelleştirilmesinin, benzer sonuçlar doğuracağı açıktır. Bu sonuçların ipuçları da, 2002 yılında çıkarılan Tütün Yasası‘ndan bu yana yaşanmaktadır. Adeta tütün üretimini yasaklayan ve sektörü özelleştirmeye - yabancılaştırmaya hazırlayan 4733 sayılı Yasa hükümlerinin uygulandığı son 5 yıllık süre içerisinde tütün üreticisi sayısı yüzde 47 oranında azalarak 205.000‘e gerilemiştir. 2000 yılında 200 bin ton olan tütün üretiminin, yedi yıllık süreçte yaklaşık yarısı kaybedilmiştir. 2006 yılında, 1962 yılından bu yana ilk defa 100 bin tonun altına düşerek 98 bin ton olarak gerçekleşen üretim, 2007 yılında 117 bin ton olmuştur.

Kıraç arazilerde ortalama 6-8 dekarlık aile işletmelerinde üretilen tütün, köylüyü köyünde tutan en önemli ürünlerden birisidir. Tütün üretimine kota getirilmesinden sonra, Samsun‘da dikim alanı yarıdan çok azalmıştır. Bunun sonucunda köyler boşalmış, kentlerin kenar mahallelerinde yoksul, umutsuz, dağıtılan yardımlarla hayatta kalmaya çalışan insanların sayısı artmıştır. Çünkü Samsun‘da kaliteli tütünün yetiştiği fakir topraklarda, tütün kadar köylüyü toprağa bağlayan ve gelir sağlayan başka bir ürün yoktur.

Samsun kent merkezindeki sigara fabrikası, tütün depoları ve yaprak tütün işleme tesislerinin kapatılması işsizlik oranını hızla yükseltmiştir. Bunun sonucunda, bir yandan Samsun en çok göç veren illerden biri olurken, diğer yandan kentimiz hırsızlık, cinayet, soygun, uyuşturucu kullanımı gibi yasa dışı olaylar ve oluşumlar ile anılmaya başlanmıştır.     

.  . Tekel sigara fabrikalarının özelleştirme ihalesini (BAT) British American Tobacco Tütün Mamulleri Sanayi ve Ticaret A.Ş‘nin kazandığı açıklanmıştır.

Tablo açıktır, Tekel‘in alkollü içkiler bölümünün özelleştirilmesinde oynanan oyun yeniden sergilenmektedir.

Kısacası, Tekel yok pahasına satılacak, aracılar paylarını alınca aradan çekilecekler ve tüm fabrikalarımız yabancıların olacak. İşçi işini, köylü ürününü kaybedecek. Tüm olumsuzluklara karşın 2006 yılında devlete katkısı 4 milyar 160 milyon YTL olan Tekel yok olacak...

Atatürk‘ün Tekel‘i 4 milyon liraya devletleştirerek Reji İdaresi‘ni kovmasından bu yana 83 yıl geçti. Osmanlı‘nın son döneminde, yabancıların alacaklarının tahsili için tuz ve tütün gelirlerine el koyan Reji‘nin kolcuları, Anadolu‘da binlerce köylüyü öldürmüştü. 83 yıl sonra, film yeniden başa dönüyor...

Bu filmin başa dönmesi, tarıma, ekonomiye, sağlığa, insana ve yaşama zarardır. Bu filmin başa döndürülmesi, halk düşmanlığıdır.

Onun için diyoruz ki, Ankara‘da Tekel işçilerine sıkılan tazyikli su, hepimize sıkılmıştır. Gün, şiddet karşısında tek tek yıkılan işçinin - köylünün ve halkın yanında durma günüdür.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur ... 

                                                                                                          Prof. Dr. Zeki ACAR

                                                                                                                Şube Başkanı

                                                                                                         Yönetim Kurulu Adına

Okunma Sayısı: 1476
Fotoğraf Galerisi