BASIN AÇIKLAMASI: DÜNYA GIDA GÜNÜNDE TARIM ÜRÜNLERİ İTHAL EDEN BİR ÜLKE OLMAK İSTEMİYORUZ!
DÜNYA GIDA GÜNÜNDE TARIM ÜRÜNLERİ İTHAL EDEN BİR ÜLKE OLMAK İSTEMİYORUZ.
Birleşmiş Milletlerin 176 ülkesinin üye olduğu Gıda ve Tarım Teşkilatının kurulduğu 16 Ekim günü her yıl " GIDA GÜNÜ " olarak kutlanmaktadır.
Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu koşullar ne yazık ki , bir kutlamayı değil , durum değerlendirmesini gerekli kılmaktadır.
FAO rakamlarına göre , 2006 yılında dünyada 850 milyon insan açlıkla boğuşurken, bugün bu rakam 1 milyara yükselmiştir.Bu rakam son 40 yılın en yüksek düzeyini ifade etmektedir.
Bugünün Türkiye‘sinde durum nedir diye baktığımızda , TÜİK‘in rakamlarına göre 580 bin vatandaşımız bu ülkede açlık sınırının altında yaşamaktadır.Konunun gelir eşitsizliğinin yanında, artan nüfusun gıda talebi baskısı, gıdaların güvenliği ve artık herkesi tedirgin eden GDO lu ürünler dünya gıda gününde tartışılması gereken sorunlardır.
Türkiye bu sorunları yakıcı bir şekilde yaşamaktadır.1980 yılında 44,5 milyon olan Türkiye nüfusu bugün 72 milyona ulaşmıştır.Aradan geçen 30 yılda nüfus her yıl 1 milyon civarında artmıştır.
Türkiye‘nin gelecekte 100 milyona yaklaşan nüfusu ile bölgenin en kalabalık ülkesi olacağı açıktır.Ancak artan nüfusun doğuracağı ek gıda talebinin nasıl karşılanacağına yönelik planların bugünden yapılması gerekmektedir.
Tarımda yıllardır uygulanan neoliberal politikalar ve bu politikaların özü olan özelleştirmelerin bu ülkeyi getirdiği nokta ; 2008 yılında 2007 yılına göre % 169 oranında artan tarım ürünleri dış ticaret açığının 2,5 milyar dolara ulaşmış olmasıdır ki , bu rakam o yıl için 85 yıllık Cumhuriyet tarihinin bir rekoru olmuştur.
Bugün toplumun gözleri önünde canlı hayvan ve et ithalatı yapılmaktadır.Buna rağmen et fiyatları düşürülememiştir.
Gıda güvenliği , gıda üreten işyerlerinin yarısının kayıt dışı olduğu bir sistemde dünya gıda gününde tartışılması gereken bir diğer konudur.
"Veteriner Hizmetleri ,Bitki Sağlığı , Gıda ve Yem Kanunu" nda yapılan bir değişiklikle 30 beygir gücünün altındaki işletmelerde mühendis çalıştırma zorunluluğu kaldırılmış ve böylece Türkiye‘de 40 bin gıda işletmesinin yaklaşık % 80 ni 30 beygir gücü ve 10 çalışanın altındaki büyüklükte işletmeler olduğundan ve gıda güvenliğine aykırı uygulamaların ağırlıkla bu işletmelerden kaynaklandığı göz önüne alındığında yasada yapılan değişiklikle halk sağlığı hafife alınmıştır.
Gıda güvenliği denilince sorgulamamız gereken önemli bir konu da GDO lu ürünlerdir.Türkiye‘nin GDO lu ürünlere ihtiyacı yoktur.GDO lu ürünlerin ülkeye girişi yasaklanmalıdır , diye itiraz etmemize rağmen ,GDO ve ürünlerine dair yönetmelikte defalarca yapılan değişikliklerle GDO lu ürün ithalatında patlama yaşanmıştır.
Ovalarımızı tarım dışı amaçla kullanarak, derelerimizi kurutarak ekmeğimizi, suyumuzu riske atmaktayız.
Gelecek , ülkelerin gıda ürünlerine sahip olma mücadelesine sahne olacak, gıda emperyalizmi bugünden daha çok konuşulacaktır.Bu durumda dışarıdan tarım ürünleri ithal etmek çözüm değildir.
Ülkemizi yönetenler hızla artan nüfusumuzun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için ulusal tarım politikalarına dönmek zorundadırlar. 15.10.2010
Murat AKAR
Şube Başkanı