BASIN AÇIKLAMASI: MAYINDAN TEMİZLENEN ARAZİLER BÖLGEDE YAŞAYAN TOPRAKSIZLARA VERİLSİN!
Suriye sınırında bulunan mayınlı alanların "yap-işlet-devret" modeli ile temizletileceği ve temizleme işlemini gerçekleştiren şirketlerin kullanımına açılacağı denilmektedir ama dünyada hem mayın temizleyen hemde tarım yapan hiçbir şirket yoktur.
MAYINLI ARAZİLER BÖLGEDE YAŞAYAN
TOPRAKSIZLARA VERİLSİN
13.03.2008
Bizim Gazetesi (Yerel Basın)
Suriye sınırında bulunan mayınlı alanların "yap-işlet-devret" modeli ile temizletileceği ve temizleme işlemini gerçekleştiren şirketlerin kullanımına açılacağı denilmektedir ama dünyada hem mayın temizleyen hemde tarım yapan hiçbir şirket yoktur.
Suriye sınırımızda, 3,5 milyon dönüm büyüklüğünde olduğu ifade edilen ve yaklaşık 50-60 yıldır tarım yapılamamış, dolayısıyla hiçbir kimyasal madde, gübre veya ilaç kullanılmamış mayın döşeli tarım alanları bulunmaktadır. Uzmanlarca, dünyada bu ölçekte bakir kalmış verimli tarım alanı yoktur.
1956 yılında mayınlanmaya başlanılan, 300 ila 750 metre genişliğinde ve yaklaşık 600 km uzunluğunda bulunan, Suriye sınırında yaklaşık iki Kıbrıs adası büyüklüğündeki 306 bin hektarlık mayınlı alan, düz ve büyük ölçüde birinci sınıf tarım arazilerinden oluşmaktadır.
Avrupa Birliği‘nin verili ortalama işletme büyüklüğü olan 130 dekarlık işletmelerin kurulması halinde ise 2353 aile tarım alanında istihdam edilmiş olacaktır. Her ailede de 5 kişi düşünürsek bu rakam 11765 kişi bu topraklardan yararlanılmış olacaktır. Bunun yanında her işletmeye de bir ZİRAAT MÜHENDİSİ istihdam edilirse, 2353 ziraat mühendisi istihdam edilmiş olur, Tüm işletmelerin tek bir kooperatif yapı altında örgütlenmesi de sağlanmalıdır. Bu mayınlı araziler temizlendikten sonra o bölgede yaşayan yöre halkına verilmelidir ki esas hak sahipleri de onlardır.
Tüm bu yönelim yerine basına yansıdığı gibi Maliye Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nı tümüyle devre dışında bırakarak alanı, mayınları temizleyecek olan yabancı şirketlere kiralaması, Türkiye‘nin "istihdam yaratma gereği" ile örtüşmeyen ve yörenin stratejik konumunu önemsemeyen yaşamsal bir yanlış olacaktır.
Abdullah MELİK
Ziraat Mühendisleri Odası
Şanlıurfa Şube Başkanı