BASIN AÇIKLAMASI "TÜRKİYE KIRSALINDA KADIN GERÇEĞİ"
Şube Başkanımız, "Türkiye Kırsalında Kadın Gerçeği" konulu raporunu 13 Mayıs 2011 tarihinde yaptığı basın açıklaması ile Denizli kamuoyuna aktardı.
Söz konusu rapor aşağıdadır :
TÜRKİYE‘de KIRSALDA KADIN GERÇEĞİ
Her yıl kadınlarımızın varolan sorunlarının anımsandığı ama çözümlerinin bugün varolan, içinde yaşadığımız sistemle ilişkilendirilmediği bir gün.
Artık,çözümün tüm yaşamsal alanlarımızı belirleyen,kazananı ve kaybedeni belli olan bu sistemin işleyişinde ki temel sorunların giderilmesinde olduğu doğru anlaşılmalıdır.
İyice bilinmelidir ki haklının değil,güçlünün kurallarını belirleyip,uygulamaya koyduğu bu oyun,böyle sürdükçe bu kervan hep böyle gittikçe,her zaman kaybedenler başta emekçi kadınlarımız olmak üzere tüm geniş halk kesimleri olacaktır.
Ülke genelinde Kadınlarımız üzerinde varolan yapısal sorunlara,kırsal alandan baktığığımızda,durumun görünenden çok daha acı olduğu görünmektedir.
Emeği ve insanı dışlayan bu sistemde kırsalda yaşayan Kadınlarımız,
-Her zaman,ikinci plandadır.Kadın kocasının emrinde ve denetimindedir.
-Cinsiyete dayalı bir iş bölümü vardır.Kadın,kırsalda iki cinsiyetten biri olmasına rağmen,azınlık ve ikinci sınıf insan muamelesi görmektedir.
-Kırsaldaki yoksulluğu kadınlar daha fazla yaşamakta olup,sosyal güvenlikleri yok denecek kadar azdır.
-Türkiye genelinde sosyal güvenliğe kayıt oranı kadınlarda %0.8,erkeklerde ise %22 civarındadır.
Bölgemizde ise bu durum,kadınlarda %0.8 ile 5,erkeklerde ise %30-44 arasında değişmektedir.
-Kırsalda kadınlarımızın eğitim düzeyleri erkeklere göre çok daha düşüktür.Kırsalda yine çalışan kadınlarımızın,çalışma alanlarına ilişkin mesleki eğitimleri yok denecek kadar azdır.
-Yine kırsalda kadınlarımız yeterli sağlık hizmeti alamamakta,koruyucu sağlık konusunda eğitimsizdirler.Dolayısıyla ciddi sağlık sorunları yaşamaktadırlar.Üstelik bunlarda yetmezmiş gibi aile içi şiddet kentlere göre çok daha fazladır.
-Hayat standartları düşüktür.Sosyal yaşantıları,geleneksel yapının izin verdiği ölçüdedir.Özgür düşünme ve yaşama söz konusu asla değildir.Yaşantısını kocası ve geleneksel yapı belirler.
-Çalışan ve üreten kırsaldaki kadın çiftçi dahi kabul edilmez.O her zaman bir nesne,bir işçi,bir hizmetçi,bir çocuk bakıcısı,bir süt sağıcısıdır.
-Onlar bugün çaresizdirler.Özgüvenleri hiç olmamıştır.Dış dünya ile bağlantıları ve ilişkileri günümüz koşullarında bile çok azdır.
-Kırsalda bugün kendilerine örnek oluşturacak ve kabul görecek bayan girişimci ve önder kadınlarımız yok denecek kadar azdır.Yine bir çoğunun köyündeki öğretmenle dahi bağlantısı yoktur.
-Öyleki ülkemizde kırsaldaki kadınlarımızın yaklaşık %70‘i aile işçiliği yapmakta dolayısıyla da emeklerinin karşılığı yoktur.Olsa bile kocası tarafından el konulmaktadır.
-Onlar ki örgütsüzdürler.Varolan kırsaldaki örgütlenmelerde hiç yer dahi alamamaktadırlar.Örgütlenmeye dahi bilinç sahibi değildirler.
-Kırsalda erkek çocukların yüksek okullara gönderilmesi,kız çocuklarına göre çok daha fazladır.Yine kırsalda,ergen kızların evlilik kararlarını kendilerinden çok,ailece verilmektedir.
-Yine kırsalda yeni teknolojileri genellikle erkekler kullanmakta olup,burada da kadının yeri yoktur.
-Kırsalda aynı işi yapan kadın,erkeğe göre çok daha düşük ücret almakta olup,büyük bir ücret adaletsizliği vardır.
-Kırsalda geleneksel yapı içinde hem kadına hem erkeğe ve hatta çocuklara göre biçilmiş görev ve roller vardır.Herkes verilen görev ve rolleri kabul etmiştir.
-Kırsalda ki kadın günlük geçiminde,kocasına göre çok daha fazla zaman ve enerji harcamakta .
-En önemlisi de yoksulluk ve yoksunluk içinde kırsaldaki kadınlarımız erkeklere ve kentlerdeki hem cinslerine göre çok daha kabullenilmiş çaresizlik içerisindedir.
-Bugün Türkiye kırsalında yoksulluk % 40‘lar civarında olup,bunun en acısını da kadınlarımız yaşamakta.
-Türkiye‘de 15 yaş üzeri kadınların % 80‘ni erkeklerin %95‘i ancak okur-yazardır.
-Türkiye‘de kırsaldaki kadınlarımızın eğitim durumları bakımından Dünya‘daki 128 ülke içinde 121.sıradadır.
-Bugün yine kırsal kesimde,kadın emeğini değerlendirecek teknik bilgi ve teknoloji çok denecek kadar geri ve kısıtlıdır.
-Diğer taraftan kırsalda kadının sürekli gelir ve iş güvencesi zaten hiç yoktur.
-Bugün ülkemizde uygulanan tarım politikaları,kırsalın hızla yoksullaşmasına,hızla şirketleşmeye bağlı olarak,küçük üreticilerin tasfiye süreçlerini hızlandırmakta olup kentlere göçü her geçen gün artmaktadır.
Kene göçen kadın cevresi ile ciddi uygun sorunları yaşamakta,burada sosyal yaşama katılamamaktadır.Buralarda da kendileri ile doğrudan ilişki kuran değişik cemaat ve tarikatların etki alanına itilmektedirler.Öyleki diğer hem cinsleri ile ilişkileri bile tarikatlar aracılığı ile karşılanır duruma gelmişlerdir.
Bugün köyden kopup gelen,kent varoşlarında yaşamaya mahkum edilen kadınlarımızın,sağlık,eğitim,beslenme vb.yaşam standartları,kentin zengin mahallelerinde yaşayanlara göre de çok düşüktür.
Peki Neler Yapılmalı?
Her şeyden önce,kendi kaynaklarını kendi insanı adına harekete geçiren,tüm tüm insanlarının iş,aş güvencesini sağlayan,onların mutluluğunu öncelikli alan,üreten ve ürettiğini hakça paylaşan,yatırım ve istihdamı hedefleyen,tüm yaşamsal alanlarımıza dair doğru politikaların,katılımcı bir anlayışla uygulamaya geçilmesi bir zorunluluktur.
Kırsalda mevcut sorunların kaynağı,temel politikalardan ayrı düşünülemez.Kırsalda da kadınlarımızın sorunlarının çözümü de varolan yapısal sorunları ortadan kaldıran kadınlarımızın özgür birey olmalarını hedefleyen,ulusal tarım politikalarının uygulanmasında yatmaktadır.
Bu kapsamda:
Kırsal kadınlarımıza çıkarılacak Tarım İş Kanunu kapsamında ücretli işçi statüsü kazandırılmalı,onların sosyal güvenlik ve örgütlenme haklarına sahip olmaları mutlaka sağlanmalıdır.
Yine kırsaldaki kadınlarımızın mevcut durumları dikkate alınarak,sigorta primlerinin ödenmesinde mutlaka devlet desteği verilmelidir.
Ayrıca kırsalda kadınlarımızın,demokratik kooperatiflerde örgütlenmeleri sağlanmalı,devletçe gerekli destekler sağlanmalıdır.Hatta da kooperatif örgütlenmesinde kendilerine pozitif ayrımcılık tanınmalıdır.
Kırsalda kadının istihdamını engelleyen diğer bir neden eğitimsizliğidir.bu açıdan devletçe mesleki eğitimlerin verilmesi ve yaygınlaştırılması şarttır.
Aslında kadını eğitmek,tüm bir aileyi eğitmek demektir.Tarım ve Köyişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili birimler sorunun çözümünde yer almalı,eğitici ve öğretici kadroları bu amaçla oluşturmalıdır.
Her şeyden öncede,kadınlarımızı kırsalda dışlamayan,öncelikle her alanda eğitimini iş ve aş güvencesini sağlayan bu amaçla demokratik örgütlenmelerini hedefleyen onların sosyal güvencesini sağlayarak onların yaşamın tüm alanlarına katan,onları özgürleştiren acilen katılımcı bir anlayışla oluşturulan ve uygulamaya konulan politikaların bir an önce yaşama geçirilmesi olmazsa olmaz öncelik sorundur.
Tüm emekçi kadınlarımızın 8 Mart günü, kurtuluşlarının başlangıç günü olsun dileklerimizle kutluyoruz.
İbrahim GÜR
Ziraat Müh.Odası
Denizli Şb.Bşk.