BASIN AÇIKLAMASI: USTALIK DÖNEMİ İCRAATLARI, SÖZDE TAMGÜN YASASI, KHK OLARAK GERİ DÖNDÜ. 8 EKİMDE ANKARA`DAYIZ
Basın açıklamasına Şube Başkanımız Vahap TUNCER katıldı.
29 Eylül 2011 tarihinde Antalya Tabip Odası, Antalya Barosu, 10. Bölge Antalya Eczacı Odası, TMMOB, Türk Sağlık Sen tarafından yapılan "Ustalık Dönemi İcraatları, Sözde Tam Gün Yasası KHK ile Geri Döndü. Kitlesel Mücadele İçin 8 Ekim‘de Ankara‘dayız" başlıklı basın açıklmasına Şube Başkanımız Vahap TUNCER katılarak destek vermiştir.
USTALIK DÖNEMİ İCRAATLARI, SÖZDE TAMGÜN YASASI KHK OLARAK GERİ DÖNDÜ.
KİTLESEL MÜCADELE İÇİN 8 EKİM ANKARA MİTİNGİNDEYİZ.
Sağlıkta dönüşüm programı 2003 yılı yaz aylarında hükümet tarafından yayınlandı. Bu program günümüzde büyük ölçüde tamamlanmıştır. Programın özü Dünya Bankası IMF Batı tarafından çizilip tüm dünyaya dayatılmış, değişmez karşı çıkılmaz bir doğru olarak üçüncü dünyaya dikte ettirilmiştir. Ne yazık ki! Ülkemizde bu program destek görmüş, ciddi ve samimi bir karşı duruş sergilenememiş, günlük menfaatler ön plana çıkarılarak avunulmuş programın özü kavranmamış ve halka kavratılmamıştır. Hekimlik alanında muayenehane, bağımsız çalışma vb. gibi halkı ilgilendirmeyen konular tamda hükümetin istediği tarzda ele alınmış program uygulayıcıların eli güçlenmiştir. Uygulayıcı hep birkaç adım önde olmuştur. Özel sektör hayalini bile göremeyeceği bir kapasiteye ulaştırılmıştır
Sözde Tamgün Yasası 26 Ağustos 2011 tarihinde tamda bayram öncesinde, Adalet Bakanlığıyla ilgili yasanın kuyruğuna takılmış Kanun Hükmünde Kararname olarak sinsice ve umarsızca tekrar geri getirildi. Üstelikte Anayasa Mahkemesi iptal etmiş, Danıştay Yürütmeyi durdurmuşken ve henüz yeni seçilmiş TBM Meclisi görmezden gelinerek, by-pass edilerek hırsla, inatla !!!
Ne demişti Hukuk; Anayasa Mahkemesince, hekimlik diğer mesleklerle kıyaslanamaz. Doğrudan insan hayatı ile ilgili olup meslek uygulamasında bir kısıtlama yapılamaz. Yani bu mesleğin sınırlandırılamayacağının net bir şekilde altı çizilmişti.
Oysa bugün 657 Sayılı Yasanın 28. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile ilgili yalnızca özel sağlık kuruluşlarında çalışmak değil işyeri hekimliği yapmak da yasaklanmıştır. Memur hekimlerin işyerinde işçilere koruyucu sağlık hizmeti vermesinin Sağlık Bakanı‘nın iddia ettiği "muayenehaneye hasta yönlendirmek" ile hiçbir ilgisi yoktur. Ama hekimlerin tek bir alanda çalışmaya zorlanarak emeğin ucuzlatılmasıyla doğrudan ilgisi vardır.
İl Sağlık Müdürlüğü tarafından bu Kanun Hükmünde Kararname hatırlatılarak hekimlere derhal seçim yapmaları, tebliğ etmeleri şeklinde sıkıştırma, tazyik ve baskılar yapılmaktadır. Yıllardır işçilere koruyucu, önleyici ve tedavi edici hekimlik uygulayan hekimleri bir geçiş süreci olmadan derhal işten ayrılmaya zorlamaları hizmet verdikleri işçilerin sağlık ve güvenliğine zarar verebilecektir. Hekimlerin yıllarca faaliyet gösterdikleri alanda kıdem, tazminat vs. konusunda hak kaybına neden olacaktır. Gasp edilen haklarımızla ilgili kayıplar ve işçilerin uğrayabileceği sağlık sorunları da 650 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname uygulayıcıları hakkında idari, hukuki, tazminat davaları açılmasına yol açacaktır.
Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı zaten sayısı çok az olan muayenehaneleri kapatmak değildir. Muayenehane üzerinden halka karşı popülizm yapmak yani hukuksuzluğu, kazanılmış haklarımızın gasp edilmesini mazur göstermek, gözden kaçırmaktır. Asıl amaç hekimi tek bir alanda çalışmaya zorlayarak, emeğini değersizleştirmek mesleğini itibarsızlaştırmaktır.
Kanun Hükmünde Kararname‘ye göre öğretim üyeleri, yalnızca eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunmak, döner sermaye faaliyetleri kapsamında gelir elde edilen faaliyetlerde bulunmamak ve hiçbir biçimde ek ödeme almamak kaydı ile mesai sonrası sağlık kuruluşlarında ya da muayenehanelerinde çalışabilecektir. Buna göre öğretim üyeleri hasta bakamaz, özellikle cerrahi branşlarda ameliyat yapamaz hale getirilmiş hastalar ameliyat olacak öğretim üyesi bulamaz, doktor bulamaz, asistanlar cerrahi branşlarda eğitim alamaz duruma gelmişlerdir.
Hastaların feryadına Sağlık Bakanı‘nın yanıtı "Gerekirse ambulans uçaklarla hastaları yurtdışına gönderip ameliyat ettiririz" gibi hiçbir mantığa ve gerçekliğe uygun olmayan, hastaların iradesini ve hekim seçme hakkını yok sayan tarzdadır. Tıp fakültelerini kastederek "Üniversiteyi rant kapısı yaptırmam" diyen Sağlık Bakanı, siyasete girmeden önce Erzurum‘da Atatürk Üniversitesi‘nde öğretim üyesiyken muayenehane açmıştır. Aslında biz bu rantı merak ediyoruz. muayenehane ile üniversiteyi nasıl rant kapısı yaptığını, burada nasıl bir rant olduğunu halka ve hekimlere açıklarsa biz de bu rantı anlayabileceğiz.
Ülkemizin yıllarca emek vermiş hekimleri birer birer kamudan ayrılmak zorunda kalmakta, seçim yapması istenmektedir. Oysa K.H.K ile halkın kamudaki bu hekimlere ulaşma olanağı ortadan kaldırılmaktadır.
657 Sayılı Yasa‘nın 28. maddesi ile bir taraftan kamuda çalışırken işyeri hekimliği yapılmasını engellenmekte diğer taraftan ise yine kamuda Toplum Sağlığı Hekimlerine, özel sektörde işyeri hekimliği yapmasının üstelik bunun da Sağlık Grup Başkanlıkları‘nca yaptırılması hiçbir mantık, hukuk, insan hakları ölçütüne uymamaktadır. Bir taraftan devlet memuruna ek işi (işyeri hekimliği) yasaklayan, diğer taraftan Toplum Sağlığı Merkezi‘ndeki başka bir devlet memuru hekime ek işi kendi bulan, kendisiyle çelişen, trajikomik, bu uygulamayı şiddetle kınıyoruz ve her türlü hukuksal ve kitlesel mücadeleyi vermeye kararlıyız.
Şu an oldubitti yapılarak kanun hükmünde kararname ile geçirilecek olan Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşların teşkilat ve görevleri hakkında kanun ile Sağlık Bakanlığı sağlık hizmeti üretmek olan amaçlarından birinden vazgeçmekte tamamen denetleyici düzenleyici bakanlık haline gelmektedir. Sağlık Bakanlığı ve O‘nun hastaneleri "yerinden yönetim ilkeleri doğrultusunda yapılandırılarak Bakanlık planlama yapan bir örgüt yapısına kavuşacaktır. Projenin 37.sayfasında yazan Hekimler sağlık işletmelerinde yönetici olamayacak, işletmenin sahibi ve müdürü tarafından yönetileceklerdir bölümü gerçekleşecek, yöneticiler sözleşmeli olacaklardır. Bu taslağa göre halen çalışanlar devlet memuru olma özelliklerini sürdüreceklerdir. Ne zamana kadar? Projenin 381. sayfasında hekim ve sağlık çalışanlarının devlet memuru olma özelliği sona erecektir. Geçiş aşaması olarak hastanelere çakılı sözleşmeli personeller alınacaktır denilmektedir. Başlangıçta yöneticiler sözleşmeli yapılacak ancak sıra sustukça tüm çalışanlara gelecektir. Aile hekimliği ile 1.basamak tasfiye edilmiştir. Şu anda aile hekimleri ücretsiz izinli sayılmaktadırlar yasaları hala pilot yasa olarak geçmektedir. Yeni bir aile hekimliği yasası ile tümü sözleşmeli olmaya zorlanacaktır.
Sendikalar, meslek odaları ve sivil toplum örgütlerini ortadan kaldırmaya yönelik uygulamaları, tezgâhları ve hukuk tanımaz davranışları şiddetle kınıyor ve protesto ediyoruz. Tüm bileşenleriyle 8 Ekim Ankara Mitinginde bunu haykıracağız.
Tüm üyelerimizi 8 Ekim Ankara Mitingine beklediğimizi buradan iletiyor, her türlü kitlesel ve hukuksal mücadelemizin de artarak devam edeceğini basına ve kamuoyuna ilan ediyoruz.
KATILIMCILAR
TTB ANTALYA TABİP ODASI
TBB ANTALYA BAROSU
TEB 10. BÖLGE ANTALYA ECZACI ODASI
TMMOB
TÜRK-SAĞLIK SEN