BASIN AÇIKLAMASI(VAKIF ZEYTİNLİĞİ)

BASIN AÇIKLAMASI(VAKIF ZEYTİNLİĞİ)
ANTALYA
09.06.2009
 

YİNE VAKIF ÇİFTLİĞİ

 

Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde bulunan, üzerinde anıtsal yapı dışında üretim amaçlı ( Narenciye, Zeytinlik, Ekelek vb. ) alanların da sağlıklı bir envanterinin yapılarak oluşturduğu dönemden bugüne kadar süreçteki gelişmelerin belgelenmesi, adı üstünde vakfedilen bu arazilerin geçmişte olduğu gibi bugün de muhtaçlara yardım amaçlı, anlamını ( sosyal, kültürel ve ekonomik boyutuyla) ve işlevini devam ettirmesi ülkemize has bu kültürün korunmasında ve geleceğe taşınmasında önemli bir sorumluluktur.

Tüm gelişmiş dünya ülkelerinde kültürel-mimari mirası korumak ve geleceğe aktarmak için projeler yapılırken, Vakıf arazileri gibi ülkemiz insanlarının düşünce ve yaşam biçiminin önemli sosyal kurumlarından olan değerlerin bilimsel yöntemlerle özünden uzaklaşmadan kamu eliyle, kamu yararına kullanılacak projeler üretmeden, bu değerler hakkında gelecek kuşaklar hiçbir bilgi sahibi olamayacağı gibi, bu kendimize has sosyo-kültürel kurumumuz da yok olacaktır.

Bu bağlamda kentimizdeki Vakıf Çiftliği gibi Cumhuriyet döneminin zeytin ve narenciye üretme amaçlı kamu mülkünün siyasi emeller uğruna özgün işlevi ile Antalya kentinin ve bilim dünyasının kullanımına verilmesi yerine, rant amaçlı özelleştirilmesi veya kiralanmasını son derece sakıncalı bulmaktayız.

Antalya Koruma Bölge Kurulunca bu değerleri nedeniyle I. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilerek korumaya alınan alanın kurul kararları doğrultusunda planlara aktarıldığı şekliyle ve bu amaçla kullanılmasını önemsemekteyiz.

Alan, 1998 yılında, öncesinde yaşanan olumsuzluklar ve davalar sonrası Büyükşehir Belediyesi‘nin girişimiyle Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenmiştir. Korumu Kurulu kararı açıktır:

"Antalya ili, Merkezde Vakıf Zeytinliği olarak bilinen alan Antalya Kent Merkezinin en büyük yeşil alan niteliği ile kent için özel bir öneme sahiptir, bu özel önem kentin giderek artan yoğun yapılaşması ve çevresindeki sanayi alanları nedeniyle mikro klimasına olumlu etkisiyle daha da artmaktadır ki bu özelliği ile "kentin akciğeri" olarak tanımlanmaktadır.

Kentsel bir yeşil alan olarak sahip olduğu özellik yanında, 1936 yılında zeytinlik üretim alanı olarak kurulması da neredeyse Cumhuriyet yaşına yakın bir süreçte Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizdeki üretimin canlandırılmasına yönelik oluşumlardan biri olması, bu özelliğini halen sürdürmesi ve kent belleğinde bu özelliği ile yer etmesi açısından da çok önemlidir. Aynı şekilde alanın yeşil örtüsünün büyük bir kısmını oluşturan zeytin ve narenciye ağaçlarının bölgenin bitki karakterini yansıtması özelliği ile birleşince Vakıf Zeytinliği Antalya‘nın tarımsal kültürünü yansıtan ve geleceğe aktarılacağı zorunlu alanlardan biri konumundadır.

Vakıf Zeytinliğinin sahip olduğu fiziksel, toplumsal ve peyzaj özelliği ile mutlaka korunarak gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla, Koruma Yüksek Kurulu‘nun 14.07.1998 gün ve 596 sayılı ilke kararı uyarınca kararımız eki paftada belirlendiği şekilde 1. Derece Doğal Sit Alanı olarak belirlenmesine,

Bu alanın, mevcut kullanımının sağlıklaştırılarak sürdürülmesine, bu amaçla alanın, tarımsal kullanımı devam edecek alan olarak park kararı getirilmesine, Kurulumuzdan izin alınmadan hiçbir uygulama yapılmaması gerektiğine karar verildi."

Nitekim 2004 yılında yerel seçimler hemen sonrası Kurula getirilen alanla ilgili projeler bu karar doğrultusunda reddedilmiştir.

Alanın "1 yılda 2600 ton toz emdiği, 610 milyon m3 karbondioksit emip oksijen saldığı da belirlenmiştir. Antalya‘daki vakıf çiftliği arazisi yaklaşık 3000 dekar civarındadır. Çiftliğin % 10‘luk kısmı kayalık ve traverten olup, geriye kalan 3500 adet 5-80 yaşlarında zeytin ağacı, 3600 adet 5-6 yaşında zeytin fidanı bulunmaktadır. Zeytinin 2000 yıl yaşadığı dikkate alındığında Antalya Vakıf Zeytinliğinin genç olduğu anlaşılmaktadır. (Ziraat Mühendisleri Odası açıklamaları)

2006 yılında Antalya‘nın kent merkezindeki en önemli yeşil alanlarından birisi olan ve kentin akciğeri konumundaki bu alan, tarım dışı amaçla kullanılmak üzere ve çok düşük bedelle birilerine devredilmesine çalışılmış, Meslek Odaları, sivil toplum örgütleri, medyadan gelen tepkiler, bazı Antalya milletvekillerinin desteğiyle ihale iptal edilmiştir.

Geçen dönem Büyükşehir Belediyesince alana getirilen tanımsız alan kararının Mimarlar Odası girişimleri ile 1/5000‘lik plana tarımsal karakteri devam edecek özel ürün alan kararı getirilmesi sırasında yine Mimarlar Odası; Şehir Plancıları Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası‘nın önerisi ile tarımsal niteliği korunacak ve kullanımı devam edecek özel mahsül alanı (traopik ve subtropik bitkiler) alanda mevcut yapılar haricinde ek yapılamaz plan notunun eklenmiş olması alanın korunması için önemlidir.

Bu plan kararına ve notuna karşın Vakıflar Bölge Müdürlüğü daha sonra alanda zeytinlerin toplanmasıyla ilgili ihale sonrası yapılan sözleşmede zeytin toplama yanında kiralama ile ilgili maddeler yer alması nedeniyle konu Meslek odalarınca takibe alınmıştır.

Kentimiz için yukarıda belirlediğimiz gibi çok önemli olan bu alan Kurul Kararına ve taşıdığı özellikleri bozulmayacak şekilde aşağıdaki ilkeler ve görüşlerimiz doğrultusunda planlanabilir ve kullanılabilir.

•-         Bu alanın mülkiyeti zorunlu olarak kamunun elinde olmalıdır.

•-         Vakıf Çiftliğinin tarımsal kullanımı devam edecek, mutlak tarım alanı (arazisi) özelliğini koruması olmazsa olmaz koşuldur.

•-         Vakıf Çiftliğinin yazımız başında da belirttiğimiz gibi kentlimizin yeşil alan ihtiyacını karşılayan ve karşılayacak bir alan olduğu hiçbir şekilde göz ardı edilmemelidir.

•-         Vakıf Çiftliğinin halkın kullanımına açılması durumunda da işletme kamuda kalmalıdır. Ancak bu işletmedeki birimler tek tek kiraya verilebilmelidir.

•-         Bu alan Koruma Kurulu kararı ve üzerindeki özellikler bozulmadan öncelikle halkın kullanımına ve kültür alış verişi açısından bakıldığında da halkın ve yurtdışından gelenlerin kullanımına açılabilir.

•-         Turizme kent kimliğine ve yerel kültüre katkı sağlaması amacıyla eski zeytinyağı imalathanesi, geleneksel zeytinyağı üretimi yeniden canlandırılmalı, alandaki üretilen zeytin ve zeytin ürünlerinin satışının sağlanması gelir açısından da oldukça önemlidir.

•-         Vakıf zeytinliğinin tarımsal kullanımı devam edecek alan kararının getirilmesi şehircilik açısından başlı başına bir olaydır. Zeytinliğin sanayi sitesi, ferrekrom fabrikası ve yeni otogar gibi çevre kirliliği yaratan kullanımların ortasında bir pasif (edilgen) yeşil alan konumuyla önemli bir oksijen kaynağı olduğunun altı çizilmelidir.

•-         Arazinin bakımı ve onarımında modern tekniklerin uygulanması ve boş alanların ağaçlandırılmasıyla daha fazla yeşil alan, iyi bir görünüm ve daha fazla gelir sağlanabilir.

•-         Arazinin ana yolları değiştirilmeden halka açık yürüyüş yolları yapılabilir. Alanda Antalya halkının, ülkemizden ve yurtdışından gelen turistlerin, başta zeytin olmak üzere akdeniz iklimine uygun meyve bahçelerinde gezinti yapmaları ve yetiştirilen ürünlerden satın alabilmeleri olanağı sağlanabilir.

•-         Zeytin bitkilerinin dikili bulunduğu alanlardaki eksik zeytin ağaçları tamamlanarak boş alanlara diğer akdeniz meyveleri de dikilerek (nar, trabzon hurması, yenidünya, incir, erik, şeftali, kayısı, bağ, böğürtlen, frambuaz gibi) ağaç sayısı ve yeşil alan arttırılarak görünüm zenginleştirilmelidir..

•-         Zeytinlik bu haliyle bile Antalya‘nın en büyük yeşil alanıdır. Bu nedenle hali hazırdaki boş alanlarda seracılık, açık tarla sebze, endüstri bitkileri, hububat vs. benzeri tarla ürünleri, üretimi yapılmamalıdır. Bu alanlara yeşil alanlar arttırmak amacıyla mutlaka meyve bahçeleri tesis edilmelidir.

•-         Bu alanda, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencilerinin staj yapması dolayısı ile Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesinin etkinliği kesinlikle sağlanmalıdır.

•-         Çiftliğin bir bölümünde hobi bahçeleri tesis edilebilir. Böylece çiftliğin korunması ve gelirinin artırılması yanında, Antalya halkının doğa özlemini gidermek gibi önemli bir fonksiyonunu yerine getirilmesi sağlanmış olacaktır.

•-         Alanın korunması, geliştirilmesi ve bakımı için gerekirse gönüllü kuruluşlardan ve ilgili Meslek Odalarından destek alabilecektir. (Ziraat Mühendisleri Odası, Ziraat Odası gibi)

•-         Antalya, dünyanın en zengin su kaynaklarına sahip kentlerinden biridir. O nedenle tarihin değişik dönemlerinde "SULAR ŞEHRİ ANTALYA" olarak anılmıştır. Oysa günümüzde pek çok özelliği gibi bu özelliği de kaybolmaktadır. O nedenle; Çiftlikte halen kullanılmakta olan, Kepez Elektrik Santrali kuyruk suyu (Düden çayından) alınan su miktarı arttırılarak, çiftlik içinde, bölgemize özgü, yani su etkinlikleri (Gölet, şelale, su oyunları ve bunun gibi su rekreasyonları) düzenlenebilir.(değerlendirilen suyun fazlası arazi kotu nedeniyle tekrar Düden kanalına geri verilebilir.)

Yine bu ilke ve önerilere karşın Yerel Seçimlerden önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü alanla ilgili yeniden ihale yapmak istemiş, Mimarlar Odası, Ziraat Mühendisleri odasının ihaleye dava açması ve kentlilerden gelen tepkiler nedeniyle bu ihalede iptal edilmiştir.

Son olarak basında yer alan haberlerden elde ettiğimiz bilgilerden Bölge Müdürlüğünün yeni bir ihale peşinde olduğu zeytin toplama işini ihale ettiği şirketle arasındaki davanın sonucunu beklediğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Açıklamamızda belirttiğimiz ilkeler ve görüşlerimiz dışında Vakıflar Bölge Müdürlüğünün yapabileceği ihalelere karşı olacağımızın Büyükşehir Belediyesi yeni yönetiminin alanla ilgili hiçbir plan tadilatına izin vermeyeceği inancımızla; Koruma Kuruluna gelebilecek olumsuz önerileri engellemek için bütün yasal yolları deneyeceğimizi Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve alanla ilgili ihaleye girebilmek için fırsat kollayanların bilmesinde yarar görüyoruz. Antalya‘nın akciğerlerinin korunması, gelecek kuşaklara aktarılması ve kamu yararı doğrultusunda Halkın kullanımına sunulması için bu alan yukarıda belirtilen koşullar çerçevesinde Büyükşehir Belediyesine devredilmelidir.

Okunma Sayısı: 1742
Fotoğraf Galerisi