BAŞKENT GAZETESİ: GÜNGÖR: ASIL SORUN ÜRETİM YAPILMAMASI- 15 MART 2019

MERKEZ
15.03.2019

"Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Güngör, gündemde olan tanzim satış mağazalarını değerlendirdi. Güngör, "Öncelikli sorunumuz çiftçinin karlı üretim yapamamasıdır. 2004 yılından bugüne kadar tarım alanımız Belçikaʼnın yüzölçümünden fazla bir alan kadar azalmıştır." Dedi

 

Güngör: Asıl sorun üretim yapılmaması

Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Güngör, son dönemde yaşanan gıda fiyatları ve tanzim satış mağazalarını değerlendirdi. Güngör,Son dönemde yüksek çıkan enflasyon oranlarının günah keçisi olarak gıda fiyatları ilan edildi. Sorunun gerçek nedenlerini ortadan kaldırmak yerine, enflasyon oranının düşük çıkması için geçici çözümlerden sonuç alınmaya çalışılıyor. Yıllardır üretimin artırılması, bunun için girdi fiyatlarının azaltılarak, çiftçinin karlı üretim yapabilmesinin sağlanması önerileri dikkate alınmadı. İthalat kolaycılığına dayalı popülist politikalar tercih edildi. Son gelinen noktada soğan depolarının basılması da çözüm olmayınca, belediyeler eliyle maliyetine tanzim satış yapılması uygulamasına başlandı. Öncelikli sorunumuz çiftçinin karlı üretim yapamaması nedeniyle, üretimden vazgeçmesidir. 2004 yılından bugüne kadar tarım alanımız 3.4 milyon hektar azalmıştır. Bu alan Belçika’nın yüzölçümünden fazla bir alana karşılık gelmektedir.” diye konuştu.

ÜRETİM MİKTARI

Üretim yapılan alanlar ve buna bağlı olarak üretim miktarının gün geçtikçe azaldığını kaydeden Güngör, şunları söyledi: “Söz konusu ürünlerin ekim alanlarına incelendiğinde, bu durum açıklıkla görülmektedir. Biber, domates, salatalık, ıspanak, patlıcan, soğan ve patates piyasa fiyatlarının düşürülmesi amacıyla belediyelerin açtıkları tanzim satış noktalarında satışa sunuldu. Bu yöntemle çözüm yolu aramak sadece günübirlik bir rahatlamaktan öteye gitmeyecektir. Son on yılda ekim alanlarına bakıldığında, sadece salçalık biber ekim alanlarında bir artış olduğu, diğer ürünlerin ekim alanlarında azalış olduğu görülmektedir. Son on yıldaki üretim miktarına bakıldığında, ekim yapılan alanın azalmasına karşın, üretimde bir miktar artış meydana geldiği görülmektedir. İstatistiki verinin doğruluğu tartışmasına girmeden, artışın verim artışından kaynaklandığı kabul edildiğinde, bu sonuçlar halkımızın gıda ihtiyacının karşılanması açısından olumlu olarak değerlendirilebilir. Ancak bu saptamanın isabeti, aynı dönemdeki ülke nüfusu ve kişi başına düşen üretim miktarının dikkate alınmasını gerektirmektedir.”

ASIL ÇÖZÜM

Son on yılda salçalık biber, sivri biber, sofralık domates dışındaki ürünlerin kişi başı üretiminde azaldığını belirten Güngör, “Veriler incelenirken, ülkemizde bulunan 4 milyona yakın Suriyeli mülteci de dikkate alınırsa, üretimimizin, kişi başına düşen üretim miktarının yıllar içinde görülenden daha fazla azaldığı daha iyi anlaşılacaktır. Bu veriler tanzim satış yoluyla ürün fiyatlarında kısa bir süre düşüş yaşansa da, üretimimizi artırmadığımız, çiftçimizi üretim süreçlerine sokamadığımız sürece sorunların artarak devam edeceğidir. Çiftçinin üretimden vazgeçmesinin en önemli nedeni girdi fiyatlarındaki artışın, ürün fiyatlarının çok üzerinde artması ve kar edemeyişidir.” değerlendirmesinde bulundu. 2009’dan bu yana enflasyonun arttığına dikkat çeken Güngör, “2009 yılı 100 baz kabul edildiğinde, enflasyon 2017 yılında 192’ye ulaşmaktadır. Bu değerin altında kalan her türlü ürün fiyatı, çiftçinin enflasyon karşısında reel olarak zarar ettiğini göstermektedir. Gıda fiyatlarının artışı ile ilgili olarak yapılması gereken, öncelikle sorunun doğru olarak saptanıp, bu sorunu giderici, kalıcı çözümlerin üretilmesi, üretim artışını sağlayacak, çiftçilerin karlı bir üretim yapmasını mümkün kılacak politikaların gecikmeksizin uygulamaya konulmasıdır. Bu politikaların uygulanmaması, son yıllarda sıklıkla karşılaştığımız hortum, fırtına, sel gibi doğal afetlerin de etkisiyle ürün fiyatlarında daha fazla bir artışa yol açacaktır.” ifadelerinde bulundu.

 

Haber: Zehra ŞAHİNDOKUYUCU

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız. 

Okunma Sayısı: 595