BAŞKENT GAZETESİ: "KONTROLLÜ KENEVİR ÜRETİMİ EKONOMİYE KATKI SAĞLAR"- 23 OCAK 2019
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, kenevir bitkisiyle ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Güngör, Anadolu'da kenevir tarımının M.Ö. 1500 yıllarından beri yapıldığını gösteren bilimsel kanıtlar olduğunu belirterek, "Kamuoyunda kenevir üretiminin yasak olduğu gibi bir intiba olmakla birlikte, Türkiye'de her dönem kenevir üretimi yapıldığı görülmektedir ve birçok üstün özellikleri olan kenevir üretiminin gelişmesi, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayabilecektir." dedi.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, Türkiye’de kenevir üretimini değerlendirdi. Güngör, “Kenevir üretimi ile ilgili hususlar 1933 yılında çıkan 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Söz konusu kanunun 3 üncü maddesiyle ‘Münhasıran esrar yapmağa yarayan nebatın (Hint keneviri) ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı memnudur’ hükmü getirilmiştir. Aynı madde 1979 yılında ‘Münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı yasaktır’ olarak değiştirilmiştir. 2313 sayılı Kanunun getirdiği ‘Münhasıran esrar yapmağa’ yönelik yasaklamanın, kenevir üretiminin bu amaçla değil, lif üretimi amacıyla yapılmış olması nedeniyle gerçekleştirilebildiği değerlendirilmektedir.” diye konuştu.
GENİŞ KULLANIM ALANI
Kenevirin izinli olarak ekilmesine değinen Güngör, şunları söyledi; “Kenevirin izinli olarak düzenlemesiyle ilgili 1990 yılında 2313 sayılı Kanunun 23’üncü maddesinde yapılan değişiklikte yapılmıştır. Yapılan değişiklikle ‘Lif, tohum, sap ve benzeri amaçlarla kenevir ekimi’, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine bağlanmış, Bakanlığa ‘kenevir ekimi yapılacak yerleri tespit, ilan ve üretimini kontrol’ etme yetkisi verilmiştir. Yapılan bu değişiklik sonrası Bakanlık tarafından hazırlanan “Kenevir Ekimi ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” 21/10/1990 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu yönetmelik 29.09.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmeliğin yayımlanması ile yürürlükten kaldırılmıştır. Kenevir yetiştiriciliğine bir önceki Yönetmelikte 18 ilde izin verilmişken, yeni yönetmelikte Şanlıurfa listeden çıkarılmıştır. Zonguldak ilinin bölünmesi ile il olan Karabük ve Bartın listeye eklenerek, izin alınması koşulu ile kenevir üretimi yapılacak il sayısı 19 olmuştur.” Kenevirin geniş bir kullanım alanının olduğuna dikkat çeken Güngör, “Kenevir, ilaç, kâğıt, biyoyakıt, kumaş, kozmetik alanlarından sabun üretimine ve otomotiv sektörüne kadar oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan kenevir, petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif bir bitkidir. Her geçen gün bir yenisi eklenen üstün özelliklere sahiptir. 1961 yılında yaklaşık 20 bin hektar alanda lif ve tohum olarak 15 bin tonu aşkın kenevir üretimi yapılırken, 2017 yılında 12 hektar alanda 9 ton kenevir lif ve tohumu üretimi gerçekleşmiştir.”
KENEVİR ÜRETİMİ YOK DENECEK KADAR AZALDI
Kenevir üretiminin son yıllarda yok denecek kadar azaldığını belirten Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geleneksel olarak üretim yapılan ilimiz olan Kastamonu’da son 10 yıldır bir üretim yapılmamıştır. Samsun’da kenevir üretiminin geliştirilmesiyle ilgili yapılan çalışmalar kapsamında bir miktar üretim gerçekleştirilmiştir. Çiftçimizin üretim yapmasını sağlayıcı her türlü girişim önemlidir. Birçok üstün özellikleri olan kenevir üretiminin gelişmesi, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayabilecektir. Ancak bu katkının “bir mucize” gibi gösterilmesi yanılgısına düşülmemelidir. Kenevirin dünya ticaret içindeki payı sınırlıdır. Bu durum göz önüne alınarak, kenevir üretiminin geliştirilmesine öncelikle üretimin çeşitlendirilmesi, alternatif ürünlere yönelinmesi ve ülke ihtiyacının yerli üretimle karşılanması olarak bakılmalıdır.” Kenevir üretiminin desteklenmesi gerektiğini ifade eden Güngör, “Kenevir üretiminin geliştirilmesine ilişkin söylemlerin, bu konuda geliştirilecek bir politika ile desteklenmesi gerekmektedir. Bu politikanın bir ayağı kenevir üretiminin karlı bir üretim haline getirilmesi olmalıdır. Bugün bu üretimin gerekli izinlerin alınması şartıyla yapılması önünde bir engel bulunmamaktadır. Ancak kenevir üretimi karlı olmadığı için çiftçi tarafından tercih edilmemektedir. Politikanın bir diğer ayağı ise kenevirin farklı kullanımına ilişkin tesislerinin kurulması olmalıdır. Bu tesisler keneviri hammadde olarak kullanmak suretiyle değerlendirilmesini ve kenevire olan talebin artmasını mümkün kılacaktır.” ifadelerinde bulundu.
Haber: Zehra ŞAHİNDOKUYUCU
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız.