BATI ÇEVRE YOLU VE ARDI ARKASI KESİLMEYEN İMAR TALEPLERİ

ANTALYA
21.07.2014
 

 

BATI ÇEVRE YOLU VE ARDI ARKASI KESİLMEYEN İMAR TALEPLERİ…

Batı çevre yolu Antalya kamuoyunun son günlerde önemli gündem maddelerinden biri olmaya başlamıştır. Antalya`daki kent içi trafiğini rahatlatmak ve özellikle limandan havaalanına akaryakıt taşıyan tankerler ile ağır yük taşıtlarının kent içerisinden geçişini önlemek amacıyla yapılması planlanan batı çevre yolu, ulaşım sorununu çözmekten daha çok bu bölgede ucuza arazi kapatmış rantiyecilerin taleplerini karşılamanın aracına dönüşmüştür. İki dönem önce Antalya Büyük Şehir Belediyesi ve Karayolları arasında yapılan protokole göre kamulaştırma yolu ile açılması gereken bu yolun günümüzde ne kadar büyüklükteki tarım arazisini imara açarak yolu yapalım noktasına gelmesi düşündürücüdür.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 1/100.000 ölçekli planda bu bölgeyi tarım dışına çıkarması burada plan bekleyenlerin işlerini kolaylaştırmıştır. Toprak koruma kurulunda 2800 dekarlık alanın tarım dışı amaçla kullanılmasına ilişkin kararın çıkarılmasını takiben Çevre ve Şehircilik Bakanlığı resen bölgeye yönelik iki planlama yapmıştır. Planlardan birincisi planlanan alanın çok büyük olması nedeniyle geri çekilmiştir. 1900 metrelik yol için 2800 da alanın planlanmasına gerek yok diyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı daha sonra 530 da`lık alanı planlayarak yolun yapılmasının önünü açmıştır. Halen askıda olan bu plan bölgede büyük rant beklentisi içerisinde olan kişilerden gelen baskılar nedeniyle değiştirilmeye çalışılmaktadır.530 dekar tarım arazisinin bile tarım dışı kullanılmasına itirazlar varken bununla yetinilmeyip 2800 da tarım arazisinin imara açılmaya çalışılması yol yapım maliyetinin düşürülmesinin ötesinde akıllara başka şeyleri getirmektedir. Tek başına Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu çelişkili tutumu bile batı çevre yolunun kamulaştırma yolu ile açılmasının daha doğru olduğunu ortaya koymaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı açılacak yolun kamulaştırma maliyetinden kurtarılması adına 300. da bir alanın planlanmasını yeterli görürken, 2800. da alanın tamamının planlanmasını talep etmek planlamanın asıl amacının yolun yapım maliyetinin düşürmenin ötesinde birilerine rant sağlamaya yönelik olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

1900 metrelik yol için 2800 da tarım alanını yapılaşmaya ve betonlaşmaya teslim edecek olanlar tarım ve turizm kenti olan Antalya`nın geleceğine yönelik çok ciddi risklerin önünü açmaktadırlar. Yol bahanesiyle bu bölgenin imara açılması gelecekte Bahtılı ve Çakırlar bölgesinde imar baskısını tetikleyecek ve Antalya`nın çok önemli yeşil alanlarından önemli bir bölümü daha elden çıkarılacaktır.

İmar yolu ile açılan çevre yollarının akıbeti bugün Gazi Bulvarına bakıldığında anlaşılmaktadır. Çevresindeki yapılaşma nedeni ile Gazi Bulvarı çevre yolu özelliğini yitirmiş ve kent içi bulvara dönüşmüştür. Yaşanan trafik keşmekeşi ise karayolları tarafından yapılan üst geçitlerle aşılmaya çalışılmaktadır. Gelecekte aynı kaderi paylaşmaya mahkûm batı çevre yolunun bulunduğu konum itibarı ile alternatifi` de yapılamayacaktır. Kısa süreliğine trafiği rahatlatacak bu yol gelecekte çok daha büyük sıkıntılara yol açacaktır.

Bölge halkından gelen "tarım para kazandırmıyor". Bu nedenle tarım arazileri imara açılsın talepleri üreticilerin para kazanmalarını sağlayacak tedbirlerin alınması ile karşılanmalıdır. Yıllardır üretim girdilerinin fiyatları sürekli artarken ürün satış fiyatlarının değişmemesi nedeniyle ekonomik sıkıntı çeken ve üretmekte zorlanan çiftçilerimizin sorunu üreticiye para kazandırmakla çözülebilir. Türkiye deki bütün tarım arazilerinin tamamı imara açılamayacağına göre üreticiyi kurtarmanın yolu onları topraktan koparmak değil, üretimi sürdürebilmelerini sağlayacak ekonomik ve yasal tedbirleri almaktan geçmektedir. 25 kuruşa Nar ve Narenciye satan çiftçinin sorunu Türkiye`nin her yerinde aynıdır.

Türkiye genelinde 250.000`den fazla konutun satış için beklediği, Antalya`da ise 50.000`e yakın konut fazlalığı dikkate alındığında bu bölgede yapılacak konutların arazi sahiplerinin beklediği faydayı sağlamayacağı aşikârdır. Toplumsal fayda açısından bakıldığında da aynı tablo ortaya çıkmaktadır. Devletin kamulaştırma yükünden kurtarma adına yapılan planlama sonucu kamulaştırma sorası yapılacak alt yapı yatırımlar ile çok daha büyük paralar harcanacaktır. Üstelik bu paralar bu kentte yaşayan insanlar tarafından ödenecektir.

Antalya ekonomisinin ve turizminin geleceği Antalya`nın tarım topraklarının ve yeşil alanlarının korunmasına bağlıdır. Yeşili giderek azalan ve betonlaşan bir Antalya küresel ısınmasın da etkisiyle yaşanamaz bir hale gelecektir. Antalya`nın geleceğine sahip çıkmak herkesin ortak sorumluluğudur. Bu nedenle Antalya`daki bütün siyasi partileri, yerel yöneticileri ve iktidarı bir kez daha tarım topraklarını ve yeşil alanlarımızı korumaya ve sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Unutulmasın ki Tarım toprakları tüm insanlığın ortak değeri ve bizden sonraki nesillere bırakacağımız en önemli ve kalıcı mirasımızdır.

                          Saygılarımızla.

                        Vahap TUNCER

                         Şube Başkanı

                (Yönetim Kurulu Adına)                                                            

 

 

Okunma Sayısı: 532