BEYAZ ALTIN`DA BEREKETLİ HASAT - HÜRRİYET
Türkiye‘de pamuk üretiminin önemli bir kısmını karşılayan Harran Ovası‘nda, hasat dönemi başladı. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında sulu tarımın yaygınlaşmasının ardından ekim alanı artan ve "beyaz altın" olarak nitelendirilen pamuk, bölge çiftçisinin gözdesi haline geldi.
Tekstil, yağ sanayi ve hayvancılık sektörüne ciddi oranda ham madde sağlayan pamuk, kozasından çiçek açımına kadar her evresinde tarlalarda görsel şölen sunuyor.
Sağladığı avantajla Türkiye‘nin dünyada "tekstil devi" olmasına katkı sunan pamukta hasada başlayan üreticiler, rekoltenin beklentinin üzerinde gerçekleşmesiyle mutluluk yaşadı.
Sabahın ilk ışıklarıyla tarlaların yolunu tutan ve akşama kadar pamuk toplayan işçiler ise toplama ücretlerinin artırılmasını istiyor.
Çiftçilerden Hüseyin Yıldız, yaptığı açıklamada, 300 dönümlük alanda ektiği pamuğun hasadına devam ettiklerini söyledi.
Rekoltenin beklentinin üzerinde olacağını tahmin ettiklerini aktaran Yıldız, "Çok şükür hasada başladık. Verim de fiyatlar da şu anda iyi. Umarım bereketli bir dönemin ardından hak ettiğimiz kazancı elde ederiz" dedi.
Çiftçi Seyfettin Kılıç da tüm planlarını hasada göre yaptıklarını aktararak, "Yıl boyunca neredeyse her şeyimizi borçla alıp hasatta ödemeye çalışıyoruz. Maşallah bu yıl verim çok iyi. Fiyatlar düşmezse karlı bir yıl geçireceğiz" diye konuştu.
Ailesiyle tarlada pamuk toplayan Kader Olgun ise verim iyi olmasına rağmen toplama ücretlerinin azlığından yakınarak, "Burada gün doğmadan tarlaya geliyoruz. Tüm gün güneşin altında çalışıyoruz. Çocuklarımız da bize destek olmak için okula gitmiyor ama hak ettiğimizi alamıyoruz. Yetkililerden bu konuda destek bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
"1 milyon tonun üzerinde hasat bekleniyor"
Ziraat Mühendisleri Odası Şanlıurfa Şube Başkanı Ali Rıza Öztürkmen, pamuğun Türkiye ve bölge çiftçisi açısından stratejik öneme sahip olduğunu anımsattı.
Atatürk Barajı sayesinde pamuk ekim alanında önemli bir artış yaşandığını ve "beyaz altın"ın adeta Harran‘la özdeşleştiğini vurgulayan Öztürkmen, 2014 yılında Türkiye‘de üretilen pamuğun yüzde 42‘sinin kentte yetiştirildiğini belirtti.
Öztürkmen, bu yıl pamuk için mevsimin ideal seyrettiğini ve rekoltenin artmasını beklediklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Gerek kamu kuruluşları, gerekse özel sektörün destekleriyle pamuk tarımındaki sorunlar genel anlamda çözüldü ve bu sayede verim bakımından önemli gelişmeler kaydedildi. Pamukta hasat devam etmekte. Ülke genelinde bu yıl 2 milyon ton dolaylarında olacağı tahmin edilen üretimin 1 milyon tonunun ilimizde üretilmesini bekliyoruz. Üretimdeki değişim, ekim alanı ve verimle, ekim alanı ise üreticinin kazancıyla, ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkilidir. Türkiye‘de ve ilimizde verimde sorun yok. Kentte verim dekara 650-750 kilogram civarında. Pamukta verimliliğimiz yüksek ancak maliyetlerimiz de yüksek. Maliyetlerin yüksek olması üreticinin kazancını düşürüyor."
"Temiz toplayın" uyarısı
İthalatı önlemek için pamuktaki desteklerin artırılması gerektiğine dikkati çeken Öztürkmen, üründe girdi fiyatlarının çok yüksek olduğunu söyledi.
Öztürkmen, temiz hasadın önemine işaret ederek, "Pamuk hasadı ülkemizde elle ve makineyle yapılmaktadır. Elle hasatta kirlilik önlenmeli, makineli hasat için pamuk bitkisinde yaprakların mutlaka döktürülmesi gerekir. Bu işlem için yapraklarda yaşlanmayı hızlandırıp dökümünü sağlayan defoliant dediğimiz uygulama ruhsatlı ilaç bayilerinden satın alınmalı ve ziraat mühendisleri denetiminde uygulanmalıdır" diye konuştu.
Pamuk Kirliliğini Önleme Komisyonları‘nın hasat dönemi boyunca, pamuk toplama ve işleme yerlerini denetleyeceğini anımsatan Öztürkmen, bu konuda gerekli cezaların uygulanacağını sözlerine ekledi.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/30229102.asp