Panele Tüm Köy Sen Genel Merkez Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör ve Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zafer Şenyurt ile Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Hayati Tosun panele katıldı. Panelde CHP, İyi Parti, EMEP, ÖDP, VP, SYKP, Eğitim Sen, Tek Gıda İş, ADD, Çevre Derneği temsilcileri de yer aldı.

Yasal haklar verilmiyor
Panelde konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, üreticilerin yasal hakkının yıllardır ödenmediğine dikkat çekerek, “Tarım Yasası’nın 21. Maddesi hükmüne göre her yıl GSMH’nın yüzde 1’inin tarım desteği olarak ödeneceği hükme bağlanmış ama hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Bakanlar Kurulu’nun 2018 tarımsal destekleme kararı üzerine; verilmesi gereken 34.5 milyar TL desteğe karşın, verilecek destek 14.5 milyar TL’dir. Bu yasa uygulanmadığı için dava açtık, dava devam ediyor. Böyle olunca da tarımda dışa bağımlılık artıyor. Farklı ülkelerden tarım ürünleri, canlı hayvan, et alma oranımız sürekli artıyor” değerlendirmesi yaptı.

Örgütler demokratik olmalı
Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Hayati Tosun ise Türkiye’de fındığın şirketler lehine geliştirildiğine dikkat çekti. Gıda Mühendisler Odası İstanbul Şube Başkanı Zafer Şenyurt ise, “Fındığı dökme ürün değil işleyerek iç ve dış piyasaya sunacak üretim kanalları oluşturulmalıdır. Fiskobirlik üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık üreticilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmalıdır.” dedi.

Kaynaklar şirketlere akıyor 
Son konuşmacı olan Tüm Köy Sen Genel Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak da, şirketlerin tarımdaki rolüne dikkat çekti. Başkavak, “Şirketler hayvancılığa, tohumculuğa başladı. Kooperatifler şirketleştirildi. Şirketler üretimden ziyade ticareti dayatıyorlar. Köylüye tarım üretimi desteği verme, şirketlere ticaret desteği ver diyorlar. Nerede, ne ucuzsa alalım; getirelim, satalım diyorlar. Yıllardır yaş çay alımında değişmeyen 12-13 kuruşluk prim desteğine karşılık şirketlere işveren sigorta prim desteği, vergi indirimi, nefes kredisi vs ne varsa veriyorlar. Kaynaklar şirketlere akıyor” diyerek asıl desteğin üretici köylüye yapılması gerektiğini vurguladı.

 

Mevcut sorunlar karşısında köylülerin örgütlenmesi gereğine de işaret eden Başkavak, “Ya ülke tarımının her geçen gün çökertilmesine seyirci kalarak bize dayatılan sözleşmeli üreticilik ve şirketlerin yanında işçilik gibi dayatmaları kabul edeceğiz. Ya da bütün ülke üretici köylüleri olarak el ele verip örgütlenip hükümetler ve siyasiler tarafından bize yazılmaya çalışılan kaderi reddederek, kendi geleceğimizi kendimiz belirleyeceğiz. Yani örgütleneceğiz. Yoksa içine düşürüldüğü çöküş sürecinden ülke tarımını ve üretici köylüleri kurtaramayız” şeklinde konuştu.