BİRGÜN GAZETESİ: ARTIK ALDATILMAK İSTEMİYORUZ!- 5 MART 2019
TÜİK ülkenin önemli bir kuruluşuydu. Belki hâlâ öyle! Niye “belki” kelimesini kullandım? Nedeni belli. AKP iktidarını korumakla görevli şovmenler TV’lerde halkın algısını yönetirken işlerine gelince TÜİK’i referans veriyorlar, sıkışınca TÜİK’i yok sayan uydurma istatistikleri topluma sunuyorlar. Üstelik açıkladıkları bu rakamlar, TÜİK’in periyodik resmi bültenlerine de ters düşüyor. Halkı aldatmak adına kullanılan sayılar, ülkenin devlet yönetiminde çelişkilerle dolu olduğunu açıkça dünyaya gösteriyor.
TÜİK dün, Şubat 2019 enflasyon rakamlarını açıkladı. Açıklamada tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) şubatta ocak ayına göre yüzde 0.16, 2018 yılının şubat ayına göre yüzde 19.67 ve son bir yıllık ortalamalara göre ise yüzde 17.93 artmış olduğunu gösteriyor…. Ancak en fazla yıllık artış yüzde 29.25 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda olmuş!.. Onu yüzde 28.08 ile çeşitli mal ve hizmetler, yüzde 27.59 ile ev eşyası, yüzde 20.43 ile eğlence ve kültür, yüzde 19.79 ile de lokanta ve oteller izlemiş…
Görüldüğü gibi; son 12 ayda en çok tarım ürünleri zamlanmış. Yurttaşın mutfağını, lokantaları ve de otelleri etkilemiş… Meyve ve sebzedeki fiyat artışları enflasyonun temel nedenlerinden biri olmakla kalmıyor, ekonominin ne denli yanlış yönetildiğinin de göstergesi oluyor. Üretmeyen bir ekonomiye sahibiz!.. Bırakın diğer sektörleri, alt yapısı oluşmuş, bilgi ve üretim kültürüyle daha düne kadar ekonomide lokomotif olmuş tarım sektöründe bile, üretmekten vaz geçmişiz. Bu yanlış kararla artık açlığa mahkûmuz!
Tarım girdilerini bilerek yükselten, tarımsal üretimde çalışanları hizmet ve inşaat sektörüne ucuz iş gücü olması için bilinçli yönlendiren sömürgeci anlayış, bu gün bizi sebze ve meyve kuyruklarına sokuyor!.. Bir kilo domates, patates ve soğan alabilmek için saatlerce bekleyen insanlar olduk…
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör; “Stoklardaki yerli kurubaklagilin bittiğini, tanzim satış için stoklardaki ithal ürünlerin çıkarıldığını” açıklıyor. Tanzim noktalarında, market ve pazarlarda satılan patates ve soğanın yüzde 70-80’nin ithal olduğunu ifade eden Güngör, bu durumda tanzim satışın sürdürülmesinin mümkün olmadığını ekliyor.
Bu sözler önümüzdeki günlerin daha da zor geçeceğini gösteriyor.
Cumhuriyet gazetesinden Gamze Bal’ın haberine göre tanzimde kilosu 6 TL’den satılan pirinç, geçen yıl Çin, Yunanistan ve İtalya’dan ithal edilmiş. TÜİK’e göre ise; 2018’deki 265 bin ton pirinç ithalatı için 140.6 milyon dolar ödenmiş. Yine tanzimde kilosu 4.50 TL’den satılan yeşil mercimeğin 2018’deki ithal miktarı da 22 bin ton olmuş. Kanada ve Rusya’ya bu ithalat için 144.7 milyon dolar ödenmiş. Görüldüğü gibi bir zamanlar dünyanın en çok üretimini yaptığımız ürünleri artık ithal ediyoruz. Bir zamanlar ihracat rekoru kırdığımız ürünlere milyonlarca döviz ödüyoruz.
İktidarın üretimi engelleyen politikaları yüzünden 2002-2018 arasında ekim alanlarının nohutta yüzde 22.1, yeşil mercimekte yüzde 52.6 daraldığını TÜİK açıklıyor. Halkın beslenmede temel gıdası olan buğday gibi tahıllarda bile ithalat yapılıyor!.. Görülen o ki; lira değer kaybettikçe açlığa mahkûmiyetimiz daha da artacak!
Hal böyleyken iktidarın aldırmazlık içinde “tarım ürünleri fiyatlarını tanzimde baskılayarak düşürdük” diye övünmesi, geleceğimizin daha da tehlikede olduğunu gösteriyor. Çünkü doğruyu söylemeyenler bizi yönetiyorlar!..
Haber: Fikri SAĞLAR
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen tıklayınız.